CÜNEYT TÜRKOĞLU

Tarih: 09.09.2024 10:28

YILLAR SONRA

Facebook Twitter Linked-in

Yıllardır iyi takımları gördükçe “Bir gün Kırıkkalespor da böyle olacak mı, maddi açıdan rahat olacak mıyız, güzel futbol izleyecek miyiz?” diye özlem kurar kurar ve iç geçirirdik.

Yeni yönetim seçildikten sonra bu özlemin gideceğine dair inancımız oluşmuştu. Hem maddi hem de manevi olarak tarihin belki de en iyi yönetimi kurulmuştu. 

Yeni yönetim, yeni hoca ve yeni takım ilk kez Tepecik karşısında resmi olarak görücüye çıktı. Maç gününe kadar yine özlemini kurduğumuz “Sosyal Medya Yönetimi” de Kadir Yahşi tarafından ders niteliğinde bilgilendirmeler ile taraftarımızın heyecanına heyecan katmıştı. 

***

İlk hafta rakibimiz olan Tepecik, kağıt üzerinde kadro olarak bizden çok daha aşağıda bir takımdı ama 3.ligdeki futbol anlayışı oynamaktan çok oynatmamak üzerine kurulu olduğu için güç kavramı maç içinde değişebilen bir kavram oluyordu. Zira Tepecik de bir puan alayım gideyim diye gelmişti ama biz oynadığımız futbolla buna müsaade etmedik ve ilk yarı kaleye şut dahi attırmadan bitirdik. İkinci yarıda da 3-0 olana kadar çok bir şey değişmedi.

Çok eskileri saymazsak 2020-2021 sezonundan beri 3.ligde mücadele ediyoruz. Bu 5 sezonda sadece 21-22 sezonundaki ilk maçta galip gelebilmişiz. Zaten o sezon da iyi işler yapmış ve play-off’un ucundan dönmüştük. Bu son 5 sezonda belki de en rahat izlediğim ilk maç bu oldu. Hani derler ya “arkana yaslan, keyfine bak” diye, aynen o rahatlıkta arkamıza yaslanarak bir maç izledik. 

Takım belli ki hazırlık dönemini iyi geçirmiş, futbolcular birbirine alışmış, hoca da istediklerini futbolculara iyi anlatabilmiş gibi duruyor. Daha sezonun ilk maçında böyle bir uyum ve en önemlisi hırs görebilmek çok sevindiriciydi. Yıllardır sahada ne yaptığını bilmeyen bir Kırıkkalespor’dan daha ilk maçında ne yaptığını ne istediğini bilen bir Kırıkkalespor’a bu kadar kolay evrilmek kolay değildi. Her ne kadar çok erken olsa da ilk maç itibariyle böyle bir takımın kurulmasında emeği geçen başta Başkan Adnan Duman’a ve yönetim kuruluna, sonrasında da hocaya teşekkür ederim. 

***

İlk maç olduğu için futbolcu bazında da maç değerlendirmesi de yapacağım. 

Takımımız artık futbolda çoğu takımın benimsediği ana sistem olan 4-5-1’in saha içinde değişim varyasyonuyla oynadı. Defans göbeğinde Emre Tosun ve Muharrem, sağ bekte Abdulkadir, sol bekte Canberk, önünde 6 numara pozisyonunda Emre Keleşoğlu, hemen önünde 8 numarada Fırat, 10 numara pozisyonunda Nurettin, sağ açık Yıldıray, sol açık Osman ve en uçta Can vardı.

Abdulkadir ve Canberk 3-5-2 kanatları gibi ileriye çıkıyordu. Fırat ise Emre’ye hem defansif anlamda yardıma geliyor, Yıldıray ve Osman ise Can’a yardımcı forvet gibi sürekli içeri girerek gol arıyordu. Yani takımda herkes ne yaptığını ne istediğini biliyordu. Sanki ilk maç değil de yıllardır beraber oynuyorlarmış gibi bir izlenim verdiler. 

Kalecimiz Onur’a fazla top gelmediği için değerlendirme yapamayacağım. Yediği golde onun hatası yoktu.

Stoperdeki Emre ve Muharrem müthiş bir ikili olmuşlar. İkisi de çok arzulu oynadı. Emre duran toplarda ileriye giderek gol aradı. Muharrem o olmadığında defansta sağlam durdu. İkisi de birbirinin açığını çok iyi kapattı. Rakibin tecrübeli forveti Erçağ bu ikiliyi geçemeyeceğini anladığı için genelde ceza sahasında durdu ama ilginç olan durduğu ve daha fazla vakit geçirdiği yer kendi ceza sahasI oldu. 

Sol bekte Canberk, sağ bekte Abdulkadir sayesinde takımımız kanatlardan daha iyi işledi. Önlerindeki oyuncular defansa çok yardım etmemesine rağmen müthiş bir kondisyonla ileri geri çok gidip geldiler. 

6 numara pozisyonundaki Emre Keleşoğlu ile önünde oynayan Fırat bana göre sahanın en iyileriydi. Her ikisi de 6-8 karışık oynadılar. Fırat’ın orta sahadaki baskısı ve mücadelesi çok iyiydi. Emre defans önünden oyun kurarak, rakip ataklarını keserek, tecrübesini yansıtarak çok keyifli bir oyun izletti. Maçın başlarında sarı görmesine rağmen oyundan hiç düşmedi. Genelde bu pozisyonda oynayan oyuncular çok dile getirilmez ama Emre takımımız için çok büyük bir kazanç. 

Gelelim hücum hattımıza. Sol açıkta olan ama aslında sol forvet oynayan Osman attığı 2 golle maçın yıldızı oldu. Özellikle ilk goldeki kendinden emin tek vuruşu çok ustacaydı. 

Forvette oynayan Can maç boyunca çok mücadele etti. Hücum hattının en çalışkanı Can’dı. 2 tane de gol kaçırdı ama özellikle ilk goldeki asisti, diğer hücum oyuncularına alan açması ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu gösteriyordu. Geçen sene kendi grubunun gol kralı olan Can, maç sonrası gol atamadığı için bayağı üzüldü ve çimlere uzanıp bir süre kalkamadı. Bu bile maçı ne kadar istediğini gösteriyordu. Böyle oynadığı sürece goller atacaktır. 

İki isme en son değiniyorum. Çünkü bu iki isim benim şahsi olarak en çok umut beslediğim ve çok şeyler beklediğim iki isimdi. Yıldıray ve Nurettin ilk maç özelinde maalesef beklentilerimin altında kaldılar. Belki de ben çok şey beklediğim için böyle gördüm ama her ikisi de bu kadar koşan bir takımda mücadele anlamında çok gerideydi. Kariyerlerinde büyük işler başaran bu iki isimden tam verim aldığımız zaman şampiyonluk yolunda bizi kimsenin tutamayacağını düşünüyorum. Benim vasat bulduğum bir maçta bile her ikisi birer asist yaptı. Özellikle Nurettin’in asisti çok zekice bir asistti.  Bu bile iki oyuncunun ne kadar önemli bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

Maça sonradan giren Burak’a da kısa değinmek istiyorum. Kariyeri iyi olan, geldiğinde iyi ki aldık dediğim bir oyuncuydu. Maça girince de kalitesini gösterdi. Burak çok yedek kalacak bir oyuncu değil ama ilerleyen haftalarda diğer oyuncularımızın performansına göre o da daha fazla zaman alacaktır. 

Hocamıza gelirsek takımı çok iyi hazırlamış. Rakibi iyi analiz etmiş, değişiklikleri de yerinde yapmıştı. O da tecrübesiyle inşallah bizi hedefe ulaştıracaktır.

***

 

Bu kadar olumlu şey yazdık. Peki olumsuz olan bir şey var mıydı diye aklına gelen de olabilir.

80.dakika civarları yanımdaki arkadaşlara “Bu takımı bu sene eleştiremeyiz de” dedim. Yani o kadar iyiydik ama ben dedikten sonra ilk olumsuzluk yaşandı. Saha kenarına değişmek için Mehmet Tolun ve Berkay geldi. O ana kadar oyuncu değişikliği için oyunu 2 kere durdurmuştuk. Mehmet oyuna girdi ama Berkay giremeden oyun başladı. Maç başladığı için de hakem Berkay’ın girmesine kurallar yüzünden izin vermedi. Niye girmediğini soranlar olmuştu, onlar için de kuralı kısaca hatırlatayım.
“Müsabakalarda 5 oyuncu değişikliği yapılabilir. Oyuncu değişiklikleri oyunu kesintiye uğratmamak adına devre arasında yapılacak değişiklikler hariç müsabaka esnasında en fazla 3 defada yapılabilir.”

Berkay oyuna giremediği için çok üzüldü ama sonraki maçlarda umarım oyuna girer. Burada saha içi görevlilerinden kaynaklı sorun olduğu söylendi, bizlik bir şey yoktur diye umut ediyorum. 

İkinci olumsuz olay Nurettin’in sahadan çıkış tepkisiydi. Nurettin çıkarken hocaya biraz tepki gösterip “ben niye çıkıyorum” der gibi el kol hareketiyle çıktı. Yanlış anlaşılmasın, öyle sert bir tepki değildi. Su şişesi fırlatma, formayı atma gibi bir durum değildi. Nurettin’in çıkış dakikası da 84’tü. Yani 84’te çıkıp bu kadar itiraz edecek bir şey olmadığını düşünüyorum. Can’ı çıkarsa ve o sinirlense yanlış da olsa anlarım, çünkü gol atmak istiyordu ama Nurettin’de öyle bir durum da yoktu. Hocamız disiplini sağlama adına gerekli uyarıları yapacaktır diye düşünüyorum. Zira hocamız, Nurettin ve ondan çok daha büyük ve kariyerli oyuncularla çok defa çalıştı, onların nasıl yönetileceğini çok iyi biliyordur. Nurettin de hocaya kızmak yerine 84 dakikada neden istediklerimi sahaya yansıtamadım diye kendine kızarak çıksa daha anlamlı olurdu. Yukarıda da bahsettiğim gibi özellikle kendisinden çok şeyler bekliyorum.

***

 

Bunlar saha içinde yaşananlardı, bir de saha dışında yaşanan bir şeyden bahsedeceğim. Bilet fiyatları açık 50, kapalı 100 ve protokol 750 lira olarak belirlenmişti. Günümüz ekonomisinde yüksek görünmeyebilir ama Kırıkkale emekli şehri olarak bilinir. Bu fiyatlar birçok kişiye yüksek geliyor. Tamam pahalı takım kuruldu, bu takımı izlemenin bir değeri vardır ama bu fiyatlarla maalesef olmaz. Belki taraftar profili değişsin diye böyle bir yola da gidilmiş olabilir ama yüksek para verince de çok bir şey değişmez. Aksine en ufak bir kötü oyunda seyirci çıkıp “ Bu kadar para verdik, bunu mu izleyeceğiz” diye kimine göre haklı kimine göre haksız da bir tepki gösterecektir. İdeal olan açık 25 ya da 30, kapalı da 50 liradır. Bir de madem böyle fiyatlar belirlendi, o zaman da bir tutarlılık olmalıdır. Protokol tribünün en pahalı(750 TL) tribün olup doluluk olarak en dolu tribün olması biraz tutarsız geldi. Protokole oturan kaç kişinin 750 lira verip maç izlediğini bir taraftar olarak merak ediyorum. 

***

 

Haftaya Ağrı deplasmanına gidiyoruz. Ağrı da yine kağıt üzerinde kadro olarak bizden zayıf bir takım. Lütfen kimse deplasmanda bir puan yeterlidir demesin. Biz onlardan iyiysek yenip gelmeliyiz. Bir puan yeterli diyenlere geçen sene grubumuzdaki Aliağa örneğini hatırlatmak istiyorum. Aliağa lig bittiğinde namağlup olarak ligi bitirmesine rağmen şampiyon olamamıştı ve play-off’tan da çıkamadı. Bir puan yeter dediğimizde Aliağa lig boyunca aklımızda gelmelidir. Elbette kaybedeceğimiz puanlar olacaktır ama düşünce olarak bu tip rakiplere karşı her zaman içeride dışarıda direkt 3 puana odaklanmalıyız. 

Şimdiden başarılar dilerim, zaferle dönmek dileğiyle…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —