RECEP SEFER

Tarih: 25.01.2023 14:16

Yeni yüzyılda kamucu ekonomi mi , özelleştirme mi ?

Facebook Twitter Linked-in

Son 30 yıldan bu güne türkiye özelleştirme ile kalkınma modelini hayata geçirmeye çalışıyor. Akp döneminde yüzlerce kamu kuruluşu , fabrika , liman , demirçelik fabrika ları , haraç mezat satılarak her bir dosya birer suç dosyasına dönüştürüldü . Halbuki ne hayaller kurulmuştu ,. Özelleştirme ile sakat olan devletci model yerine özelleştirme ile mülkiyet tabana yayılacak , üretim ve verimlilik artacak dolayısı ile işsizlik azalacak , biz özel sektörün rekabetci düzeninden dolayı , mal ve hizmete daha ucuza ve daha kaliteli hale gelecekti . Bugün özelleştirmeyi en yoğun ve yüksek oranda uygulayan akp hükümetinin karnesine baktığımızda , sadece ekonomik bir dağılma , bir çöküş yaşanmıyor , kaynak aktarma sonucu sadece   %1 lik bir azınlığın gelirinde ciddi bir artış olduğunu geriye giderek bozulan ekolojik denge , yağmalanan kıyılar , yakılarak yağmalanan ormanlar , sürekli vergi affı ile sistemin kendi içerisinde dahi çöküşünü hazırlamak , ve zapedilmeyen yoksulluğu palyatif çözümlerle dizginlemeye çalışmak ve olmadığı yerde , toplumu kutuplaştırmak , ve korku ikliminde demokrasiyi sürekli sınırlamak , baskı rejimini uygulamak . Kısaca memleketin ahvali bu şekilde özetlenebilir . Daha önceki devlet teşekküllerinin durumu , sürekli zarar ettirilen bölgenin siyasetcilerine işe adam yerleştirme alanı , bankalardan yüksek kredi verilerek zarar haneleri büyütülen bir yapıdaydı . Hem kamuda olmuyor , özelleştirme yapıyoruz olmuyor , ee ne yapacağız , asıl sorun ülkemizde zararın halka paylaştırılıyor , kar ise kaynaklar bir avuç sermayeye aktarılıyor.sorun tam burada . Sorunu asıl olarak toplumun örgütlenmesinde , örgütsüz milyonlar alenen ve tahammüden soyuluyor . Bugün toplumun %60 ı asgari üçretli olarak , , milyonlarca genç işsizlikle , açlıkla mücadelede etmekte , işi olanlar bir nebze iyi gibi ancak onların sorunlarıda işsiz oldukları zamandan daha iyi olması gerekiyor iken hiçte içaçıcı değil . Yeni Türkiye de kimseden ulufe beklememek aksine kendimize güveneceğiz , siyasete örgütlü yapılarla , oyumuzu akılla kullanarak , tüketici gücümüzü kullanarak veya işyerlerinde , işverenlerin , devletin sendikası değil öz benlik ve irademizle kurduğumuz , yönelttiğimiz bir sendikal yapılara ihtiyacımız var . Bugün özelleştirme ülkemizde yaramıza merhem olsaydı , en özelleştirmeci bir proğram uygulayan bugünki hükümet onca kurumu sattıktan sonra bugün açmış olduğu marketlerde , ihtiyaç maddesi  satıyor veya et balık kurumunun marketlerde et satıyor . Yoksulluk ve açlığı daha asgariye indirmeye çalışıyor .günün özeti bu yağma düzenini değiştirmek elimizde, önümüzde bir seçim var , elbette yeni gelecek iktidarlar bize cennet vadetmeyecek , kurtuluşta , gelecek nesillere umudu bırakmak bile bir başlangıç için iyi olacak , cumhuriyet başlangıçta bizi birey yaptı geldiğimiz noktada yüzyıl sonra tekrardan mülkün sahipliğini tek adam ve onun çevresinde kümelenen bir avuç oligarka vermek geleceğin umudunu bitirmektir . Bu iktidara karşı sokakta hak aramaya korkanlar hiç olmazsa seçimde tercihinizi kendinizden yana yapın . Günün sonunda “haksızlık karşısında susan şeytandır. Demek ve her kimden gelirse gelsin zulme karşı halkın ortak tutumudur . Biz aramızda diğer suni sorunları çözdük , sizin (siyasetin ) bize dayattığınız kutuplaştırma siyasetinizi başınıza çalacağız , kutuplaştırmanın ekmeğini yediniz yeterince .


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —