Yemen´de kaç bin kardeşin susuzluktan kurudu, saydın mı Müslüman? Kaç bin evladını verdiler toprağa açlıktan, hissettin mi? Binlercesi sesini yitirdi, sözünü yitirdi, yavrusuna bakan gözünü yitirdi. Ya senin sesin? Senin kendi acından başkasını görmeyen gözün?
Senin peygamberin değil miydi Taif´te taşlanan? Resulün değil miydi topukları tekmelenip başına toprak atılan? Zulme boyun eğmemiş peygamberin ümmetisin, sen daha ne kadar boyun eğeceksin? Bilal (R.A.) gibi bir emsal var gözlerinin önünde, kızgın kumlara yatırılıp üzerine taşlar konulan. O da eğmedi boynunu, sen daha ne kadar eğeceksin? Yunus peygamberin denize atıldı eğilmedi. Yusuf´un kuyuya, İbrahim´in ateşe atıldı, eğilmedi. Hz. Zekeriya´yı testereyle kestiler eğilmedi. Yüzüne tükürük atılıp hicrete zorlanan eğilmedi, sen daha ne kadar eğileceksin?
Sustuğun yetti. Daha ne kadar sessiz kalacaksın, ne kadar göz yumacaksın kardeşlerinin gördüğü zulme? Kulak ardı ettiğin yetti, daha ne kadar düşmesini bekleyeceksin gözündeki perdenin?
Yemen´de ağzı süt kokan yavruların katledildi gözünün önünde. Başını seninle aynı uğurda secdeye koyanların nefesi kesildi, onlar zulme boyun eğmediler. Senin başın bu kadar mı hazırdı eğilmeye? Aç görmemesine pek hevesli olduğun gözlerini artık. Yerlerde sürünen vicdanına eğ boynunu, ille de bir şeylere eğileceksen. Dilin varsa konuş artık, elin varsa uzat. Bir başın kaldıysa bunca eğdikten sonra, zalimin karşısında dik tut. Bak Akif´in dizelerine, diyor ki: "Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!"
Kardeşlerin açlıktan, yokluktan, hastalıktan hatta ölümden eğilmiyor. Sen ne diye eğilirsin?
