CÜNEYT TÜRKOĞLU


NEŞTER

Neşter, cerrahide kesme işlemlerinde kullanılan bir bıçak türüdür. Bu yazımda günlük hayatta yanlış giden şeyleri mecazi olarak kesmek için neştere başvuracağım.


Bir süredir Kırıkkalespor hakkında yazı yazmıyordum. Çok yazmak, çok şeyler söylemek istedim ama elim bir türlü varmadı. Kırıkkalespor tarihinde çok kötü yönetimler gördü. Çok rezil durumlara da düştüğümüz oldu ama bu sene yaşananları çok daha farklıydı. Çünkü bu sefer kötü yönetim yoktu, bu sefer yönetilememek vardı…

İlk devreyi 14 maçta aldığımız 19 puanla 7.sırada tamamladık. Baktığımız zaman fena bir sıralama değildi ama bu puanları toplarken de hepimizde bir endişe vardı. Çünkü yukarıda bahsettiğim “yönetilememek” er ya da geç gün yüzüne çıkacaktı. 

Devre arasında gerçekler gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Bu puanları toplamamızda büyük emeği olan oyuncular birer birer takımdan ayrılıyordu. Her ne kadar eleştirsem de fena bir yönetim göstermeyen teknik direktör de gidişatın iyi olmadığını gördüğü için kendini de parlatıp takımdan ayrıldı. Ne olursa olsun hayatında profesyonel takım yönetmeyen bir teknik direktörün takımı böyle yüzüstü bırakıp gitmesini hoş karşılayamam. Bu kulübe bir minnet borcun vardı sayın hoca. Yarıda bırakıp gitmek bence yakışmadı. Hocanın giderken ki açıklaması da dikkat çekiciydi. “Yönetimle hedef ve fikir ayrılığı yaşadık, yönetim yol haritasından ayrıldı” dedi. Hoca aslında, “biz playoff düşünürken yönetim kümede kalma yarışında olmayı seçti” demek istiyor. Bu açıklamalar da şu anki durumumuzu zaten özetliyordu.

Ayrılan oyuncuların yerlerine alınanlar ise taraftarda bardağı iyice taşırdı. Alınan oyuncular 17-18 yaşlarında, hayatında profesyonel olmamış, tecrübesiz oyunculardı. Üstüne de çok tecrübesi olmayan bir hoca alınınca kaos ortamı oluşmuş oldu.

Böylesine kötü bir süreçten sonra ikinci devre oynadığımız 3 maçı da hükmen yenilir gibi 3-0 net skorlarla kaybettik. Üstüne üstlük bu 3 maçta yediğimiz 9 golü tek maçta yiyecek kadar kötü bir futbol sergiledik.

Artık kulüpte birçok bağ kopmuş durumda. Yönetim, taraftar ve futbolcular arasında müthiş bir iletişimsizlik söz konusu. Yönetim yaptığı açıklamalarla taraftarı kulüpten uzaklaştırdığı gibi futbolcuları da motive edemez hale geldi. 

Tarihimizde belki de ilk defa yaşanan bir şey oldu. Resmi Facebook sayfasından taraftarlarımızın yorum yapması engellendi. Birçok kişi küfür ve hakaret etmeden eleştirisini yapıyordu ama ne yazık ki eleştiriye tahammül gösterilmedi.

Atatürk, Gençliğe Hitabesi’nde “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir” demişti.

Bugün geldiğimiz noktada da Kırıkkalespor’umuzun  bütün kaleleri zaptedilmiş, kulübün her yeri mecazi olarak işgal edilmiş duruma gelmek üzeredir. 

Yazının başlığını “Neşter” olarak belirlemiştim. Neşterin acil olarak vurulacağı 2 yer var. Transfer dönemi bittiği için artık sezonu iyisiyle kötüsüyle bu kadro yapısıyla tamamlayacağız. Yani kadroya şu an yapacak bir şey yok. Kulübü şu vakitten sonra birinin almayacağı da açık iken yönetim de istifa etsin diyemiyorum. 

İlk neşter teknik direktör konusunda olmalıdır. Mevcut hocayı çok eleştiremiyorum ama şu an takımın bırakın mücadeleyi adım atmaya hali bile yoksa bu hocanın bir şeyler veremeyeceği aşikardır. Takıma hiçbir dokunuş yapamadı.

Hoca olarak daha önce bize gelip düşme hattından kurtaran, sonraki sezon play-off mücadelesi verdiren, bu şehrin dinamiklerini bilen, taraftarla bağ kurup şehre tekrar heyecan getirecek olan Nihat Baran ile vakit geçmeden anlaşılmalıdır. Hoca konusunda bu takımın kaybedecek bir dakikası bile yoktur.

İkinci neşter ise kulübeye olmalıdır. Karşımıza bazen teknik direktör, bazen sportif direktör, bazen basın sözcüsü olarak çıkan ve halk arasında “dede” olarak bilinen Hakan İlhan bir an önce kulübeden uzaklaşmalıdır. Saha kenarında eşofmanıyla, futbolun içinden biri gibi durması Hakan Bey’e yakışmıyor. Orada futbolun içinden gelen, futbolu bilen ve gerçekten müdahale edebilecek birilerinin bulunması gerekiyor. Hakan Bey eşofman ile değil, kravatını takıp şeref tribününde durarak bu takıma daha fazla katkı sağlayabilir. Antrenman zamanlarına bir şey diyemem ama maç zamanı kulübenin orada durması, hem hocaya, hem futbolculara hem de taraftarlara inanılmaz negatif enerji veriyor. Kendisinin de bunun farkında olduğunu düşünüyorum. 

Bahsettiğim bu iki neşteri acilen vuramazsak hepimize geçmiş olsun. Takım hızla küme düşmeye doğru gider. Takım küme düşerse de başkan Şeref Akbal ve Hakan İlhan büyük bir vebal altında kalacak ve tarihe küme düşüren isimler olarak adlarını yazdırmış olacaklar. Gelin elinizde yapılacak basit bir iş varken bunu tez zamanda yapın. Bugüne kadar taraftara eleştirilere kulak kapadınız, bu sefer kapamayın. 

Bu hafta 2 puan üstümüzde ve 1 maçı fazla olan Karabük’e konuk olacağız. Son derece önemli bir maç olacak. Futbolcular da nerede oynadığının, hangi kulübe hizmet ettiğinin ve formanın ağırlığını bilerek bu maçla beraber artık mücadelesini göstermelidir.

Ben de bir aksilik olmazsa deplasman tribününde yerimi alacağım. Ben gerçek yerim olan deplasman tribününde iken umarım yukarıda bahsettiğim üzere Hakan Bey’i kravatıyla tribünde, Nihat hocayı da kulübede görmüş olurum.  

Yönetimimize neşterli, taraftarımıza da sağlıklı günler dilerim…

 

 

 

  • Pazartesi 5.9 ° / -1.7 ° Hafif dondurucu yağmurlu
  • Salı 5.5 ° / -3.9 ° Güneşli
  • Çarşamba 6.6 ° / -4 ° Güneşli