Kırıkkale, il olduğu günden bugüne kadar en iyi bürokrasi kadrosuna sahip.
Abartmıyorum…
Gencecik, gayretli, çalışkan, özverili, mütevazı, halkla ilişkileri harika, kendinden emin bir kadro…
Hangi birini sayayım? Hepsi de birbirinden samimi ve işinin erbabı olan il müdürlerimizden işim gereği en çok iletişim hâlinde olduklarımı bile örneklemem gerekse,
İl Spor Müdürlüğünün ve Gençlik Merkezlerinin Kırıkkale’nin gençleriyle dolup taşması için mesai mefhumu gözetmeyen, genç ve dinamik kadrosuyla Kırıkkale’nin en sevilen simalarından birisi hâline gelen Hamza Bey’i mi?
Tevazuuyla beslenen ruhunu sanatçı kişiliğiyle yoğuran, şiirleriyle mest olduğumuz İl Müftümüz Mustafa Bey’i mi?
Kırıkkale’nin kültür ve turizmine katkıda bulunmak için tüm kapıları bir bir aşındıran İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Neslihan Hanım’ı mı?
Henüz kısa bir süre önce Kırıkkale’de göreve başlamasına rağmen gerek kurum içerisindeki personelin sevgi ve saygısını kazanan gerekse bu kısa sürede Kırıkkale genelinde gitmedik okul bırakmayan, eğitim için yerinde bir dakika bile durmayan, güler yüzlü ve karşısındakine güven veren ilgisiyle İl Millî Eğitim Müdürümüz Rahmi Bey’i mi? Hangisini sayayım?
Peki, Kırıkkale’de göreve başladığı ilk günden itibaren, yıllarca uzak kaldığı memleketine kavuşmuşçasına Kırıkkale halkını bağrına basan; kiminin Vali abisi, kiminin Vali amcası, Vali oğlu, Vali kardeşi olan, ama hiçbir zaman bakışlarında, duruşunda, konuşma tarzında “kibir” kelimesinin k’si bile görülmeyen; çalışkanlığı, gayreti, samimiyeti ve eşi benzeri bulunmaz insanlığıyla tüm bu Kırıkkale bürokrasisini yüzyıllarca kusursuz çalışan bir saat misali yöneten Valimiz Mehmet Makas’ı mı sayayım?
*
Hani bazen Cumhurbaşkanımızın bürokrat tarifi vardır ya, keşke gelse de Kırıkkale’nin başta değerli Valisi olmak üzere bürokratlarını şöyle uzaktan bir izlese, eminim birçok şehre örnek olarak bu fotoğrafı gönderir.
*
Diyeceksiniz ki, madem her şey bu kadar güzel ve kusursuz, o hâlde yazının başlığındaki “Kırıkkale’nin Çok Acil İhtiyacı Var!” cümlesi de ne ola? Hem de sonuna ünlem işareti konulmuş hâlde…
*
Allah nazardan esirgesin, her şeyin bu kadar güzel gittiği güzelim Kırıkkale’min, çok acil bir ya da birkaç tane kültürel ve sanatsal faaliyetlerin hakkıyla yapılabileceği, içinde kongre merkezleri bulunan, konferans salonları bulunan, sinema ve tiyatro salonları bulunan, sergi salonları bulunan, elbette içinde bir müzesi bulunan “kültür ve sanat kompleksine ihtiyacı var!”
Hem de çok acil!
Peki, yukarıda saydığım bürokratlar madem bu kadar iyiler, onlar ne yapıyor, değil mi?
İşin içinde olmasam, dışarıdan ben de ahkâm kesmesini bilirdim, ama şuna emin olun, başta Sayın Valimiz olmaz üzere hepsi de bu konuda ellerinden geleni yapıyor.
*
Şimdi birileri, “Karnımız aç, cebimiz boş, işsiziz, Kırıkkale’nin tek derdi bu mu şimdi?” diyordur, eminim.
Emin olun, zaten birileri de Türkler yalnızca midelerini, ceplerini düşünsünler, yarınlarından emin olamasınlar, hep bir kaygı içerisinde yaşasınlar diye ellerinden geleni yapıyor!
Ve şundan da emin olun,
Bugün manevi açlığını doyuramadığımız
Telefonlara, tabletlere, bilgisayar oyunlarına
Türk aile yapısının “canına okumaya” ant içmişlerin yazıp çizip sahneye koydukları dizilere, gündüz kuşağı programlara maruz kalan çocuklarımız ve gençlerimiz yarın hem ekonomik hem sosyal hem de siyasal olarak çok daha kötü bir Türkiye’ye uyanacaklar ne yazık ki!
Hepsinden de kötüsü öz benliğinden uzak, öz kültürünü hor gören, özüne yabancı, millî ve manevi değerlerini hiçe sayan, yalnızca maddiyat ve geçici hazlar peşinde koşan “materyalist” gençler, maazallah Türkiye’nin de Türk milletinin de sonu olur.
Bizi biz yapan, bizi bir arada tutan değerlerimizi gelecek nesillere aktarmanın en iyi ve en kolay yolu bu değerleri yaşatmak, canlı tutmak ve gençlerimize birebir tatbik ettirmektir. Onun yolu da sanattır, kültürel faaliyetlerdir.
*
İşte tüm bu sebeplerle, Kırıkkale’mizin çok acil yeni bir kültür ve sanat merkezine, ayrıca müzeye ihtiyacı vardır ve yapılacak yerleri bellidir.
Eski kültür merkezimiz neredeyse 100 yıllık olduğuna göre, yenisine vesile olacak olanlar da Kırıkkale’mizin önümüzdeki 100 yılına damga vuracak kahramanlar olarak Kırıkkale’nin 100 yıllık “gönül açlığına” son verecek olanlardır.