Kırıkkale´mizin yetiştirdiği ender âşıklardan birisi olan Âşık Haydarî mahlasıyla bilinen Kaya Özlük´ün vefatının üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçti. Kırıkkale Kaya Özlük için ilerde bir vefa örneği gösterir mi bilemeyiz ama bugüne kadar gösterdiğini söyleyemeyiz. Bu bakış açısı sadece Âşık Haydarî İçin değil elbette; yetiştirdiği birçok ünlü için de geçerlidir. Keskin ilçemizde Hacı Taşan parkını görmüştüm de için sızlamış, bir yazıma konu etmiştim.
Âşık Haydarî İle beş altı yıl kadar önce Antalya´da karşılaşmış tanışmış ve sohbet etme imkânımız olmuştu. Bir hemşerisi ile gurbette buluşmaktan sevinç duyarken doğup büyüdüğü memleketi için ise ?? Sığdırmadılar hocam beni Kırıkkale´ye´´ değişi dokunmuştu bana doğrusu.
Bir söyleşisinde ??Dedem Korkut´tan günümüze kadar bu toplum binlerce halk ozanı üretmiş; ancak şunu yaparız, eski dil ustalarını ve kalem ustalarını aşmamız mümkün de değil, onu hemen belirteyim.´´ Diyerek geçmişine bağlılığı, alçak gönüllülüğü elden bırakmayan ve yörede Abdaloğlu olarak bilinen Hacı Taşan´dan etkilenen Âşık Haydarî 10 Kasım 1938 günü Keskin´in Haydar Dede köyünde dünyaya gelir.
Okul çağına gelince babası okula göndermez. Köyün öğretmeninden babasına okula göndermesi için ricacı olmasını ister. Babasının verdiği cevap ise ??Bırak hoca! Bu adam okursa milletin başına belâ olur! Bu kâfir olur´´ şeklinde olur.
On yaşlarında el kapısına çıkar. 1959´lu yıllara kadar Hasan Dede köyünde el kapısında iş görür, Köyde yapılan cemlere katılan yerli yabancı âşıkları dinler. Bu arada tezeneye dokunmaya da başlamıştır. Bu durum babası tarafından dışlanmasına sebep olur. Diğer taraftan ise ilerde halk ozanı olmasının yolunu açacaktır.
Askerlik dönüşü Zeynep hanımla evlenir ve geçim derdi başlayınca Ankara´ya taşınır. Ankara´ya taşınması Edebiyat çevresiyle tanışmasına olanak sağlar. Mahlasını veren Âşık Veysel ile Hüseyin Çırakman ile tanışması Ankara´ya taşındığı ilk yıllara rastlar. Şiir yazmaya başlamıştır artık ve ilk karşılaşmalarında
?´Kuzu kurban olmaz yaşlanmayınca
Âdem Âdem olmaz taşlanmayınca´´ diyerek ilk etapta Veysel´i de üzmüştür. Daha sonra özür dileyerek elini öper ve dostluklarını güçlendirir.
Daha sonra Ahmet Yesevi ve Anadolu´yu ilk Türkleştirenlerden birisi olduğuna inandıkları oğlu Kudbettin Haydar hakkında araştırmalar yapar. Köylerinde bulunan Haydar Sultan Türbesinin gelirinin sosyal adalete uygun bir şekilde harcanması için girişimlerde bulunur.
??İstanbul, Samsun, Sivas, Ankara
Bağımsız bir vatan kurdu Atatürk
Halkının gücünü öz benliğinde
Kurtuluş Savaşı verdi Atatürk´´ Derken aynı zamanda bir Atatürk hayranı olan aşığımız 1980 yılında Antalya´ya taşınır ve geleneği burada sürdürür.
??Şimdi kiminlesin diye bana sorsalar
Ezenden olmam ki ezilendenim,
Eşkıyalar dört yanımı sarsalar
Ezenden olmam ki ezilendenim
Söylerim doğruyu babam da olsa
Dünya parasıyla ceplerim dolsa
Pir Sultan misali boynum vurulsa
Ezenden olmam ki ezilendenim
Adalet kurulsa bir sınav versem
Halkın hakkı için ölsem dirilsem
Nesimi misali dara gerilsem
Ezenden olmam ki ezilendenim´´ Diye seslenen ve hakkında tez çalışması da bulunan aşığımız şiirlerini ?´Cumhuriyet Türküsü´´ adlı eserinde toplar.
25 Nisan 2015 tarihinde vefat eden aşığımızı rahmetle anıyor Ruhu şad olsun diyor yazımı bir şiiriyle noktalamak istiyorum
??Dost Yumruğu
Yurdumun üstünde kara bulutlar
Askere alındı eşler çocuklar
Memlekete gelmiş emperyalistler
Onun için sıkarım dost yumruğu
On dokuz Mayıs´ta Samsun´a vardık
Bir ulus birleştik el ele verdik
Gaziler yaşattık şehitler gördük
Onun için sıkarım dost yumruğu
İşgale uğrar mı hiç Anadolu
Buna izin vermez evlisi dulu
Savaşmaktan geçer barışın yolu
Onun için sıkarım dost yumruğu
Bu yapının temelini kurmaya
Yeni nesli öğretmene vermeye
Daha uygar bir Türkiye görmeye
Onun için sıkarım dost yumruğu
Uğraşımız irticayla terörle
Soyguncu çetesi mafya el ele
Buna izin vermeyiz biz bile bile
Onun için sıkarım dost yumruğu
Nasıl avladılar bunca ceylanı
Sahil yağmalayıp orman yakanı
Peşkeş çektirmeyiz güzel vatanı
Onun için sıkarım dost yumruğu
Memleket emanet genç nesillere
Mustafa Kemal´den kaldı bu töre
Eski kafalarla kapanmaz yara
Onun için sıkarım dost yumruğu
Bugüne zor geldik hey bir ahmak
Anıttepe´deki yaşayana bak
Keskinli Haydar´ım olamaz tutsak
Onun için sıkarım dost yumruğu´´