Geçtiğimiz Cuma günü Ticaret ve Sanayi Odası’nın girişimleriyle Kırıkkale’ye gelerek MKE hakkında bilgi veren Ahmet Demirdöğen, MKE’nin binlerce parça üretimini Kırıkkale dışında yaptırdığını söylemişti. Konunun bu kadar masum olmadığı MKE-İsrail ilişkisiyle tescillendi.
Genel Müdür Yardımcısı Demirdöğen, keşke hâlâ İsrail’e yaptırılan ve lojistik olarak büyük önem taşıyan parçalardan da bahsetseydi. Binlerce parçanın Kırıkkale dışına, hatta ülke dışına yaptırılması bir yana, bu parçaların en önemlilerinin de İsrail’e yaptırılması akıllarda soru işareti bırakıyor.
Sayın Demirdöğen’in Kırıkkale’deki toplantıda vurguladığı ve bizim de Cumartesi günü manşetten verdiğimiz haberde de ifade ettiğimiz, MKE’nin ek işlerinin Kırıkkale dışındaki firmalara yaptırılıyor olması ve Sayın Demirdöğen’in buna isyan etmesi, aslında haklı. Ancak MKE Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Demirdöğen’in, 31 bin 508 adet 120 mm.’lik Tank Mühimmatı Parçasının İsrail’e yaptırıldığından bahsetmemesi kafaları karıştırdı.
Konunun ortaya çıkmasına yol açan bu mühimmatın taşınmasına yönelik ihale ise ayrı bir fiyasko!
Öyle ya,
Davos’ta İsrail’e “One Minute” çeken Başbakan’ın daha sonra İsrail Askerleri’nin Mavi Marmara Olayı’nda da 9 vatandaşımızı öldürmesinin ardından “ilişkilerimiz askıya alındı” dediği ve özellikle de silah alışverişini kestiklerini iddia ettiği İsrail’in Savunma Bakanlığı Yabancı Savunma Yardım ve İhracat Dairesi(SIBAT) Başkanı General Şimaya Avieli’nin Temmuz 2013’te Haaretz gazetesine yaptığı açıklamada, “Türkiye’ye yapılan silah ihracatı hiçbir zaman durmadığı gibi, İsrail Devletinin çıkarları korunarak devam etmektedir. Geçmiş yıllardaki ilişkilerin aynen devam etmediği doğrudur. Ancak rakamlara bakılırsa Türkiye’ye yapılan silah ihracatı hiçbir zaman sıfır olmamıştır” şeklindeki konuşması da, Türk Milletinden sürekli saklanan İsrail’le alışverişin “katmerli ispatı” olmuştur.
Merak ediyoruz!
Davos’ta kafa tuttuğumuz,
Mavi Marmara Olayı’nda 9 vatandaşımızı katleden,
İslam Dünyasına ve Türkiye’ye karşı niyetleri alenen belli olan İsrail ile ilişkilerin Türkiye’nin istek ve menfaatleri doğrultusunda olduğu propagandası yapılırken ve halka da böyle yansıtılırken, nasıl hâlâ bu çapta büyük silah alışverişi yapılabiliyor?
Ve nasıl bu denli üst düzey bir İsrailli yetkili, ilişkilerin ve alışverişin “İsrail’in menfaatleri doğrultusunda” sürdürüldüğünü iddia edebiliyor?
Ve ilişkiler madem bu şekelde sürüyor,
Bu gerçek neden Türk Milletinden saklanıyor?