MURAT KARADAĞ

Tarih: 23.01.2014 02:49

En iyi aday benim!

Facebook Twitter Linked-in

Hiç kuşkusuz bu ben değilim
Çünkü ben herhangi bir yere, göreve aday değilim.
Aday olsam bende “En iyi aday benim” derdim

Elbette iyi olmak iyidir. Yaşamında, mesleğinde, yaptığın işte, kısacası yaşamının her alanında, her konuda iyi olmak mutlaka her insanın idealidir.

İyi olmak, “En iyi benim” demekle de iyi olunmadığını bilmek iyi olmanın ilk adımı olsa gerek. Bu söz iddialı olma anlamında söylenirse anlam kazanır

Seçim sürecini en iyi o yönetiyor.
Yani seçim çalışmasını en güzel o yapıyor.

Sürecin başladığı ilk günden itibaren lüks araçları, kaliteli seçim bürosu ve renkli broşür ve afişleriyle bir anda Kırıkkale siyasetinin konuşulan ismi oldu.

Yani tecrübesiz olmasına rağmen siyasete kısa sürede ısındı ve adını kısa sürede duyurdu. Yaklaşık iki ay gibi bir zamanda kendini kabul ettirdi.

Koca, koca partilerin adayları henüz tam sahaya çıkmamışken o.. ev ev mahalle, mahalle gezerek insanların kalbine girmeyi başardı.

Yanında kadını erkeği, yaşlısı genci hepside iyi giyimli, düzgün görünümlü çevresindekilere saygıda kusur etmeyen bir ekiple adeta siyaset dersi veriyor.

Yani partisinin de adını hiç kuşkusuz unutturmuyor. Hafızalardaki yerini kendi ismi ile birlikte yeniden tazeliyor. Kısacası yaptığı işi iyi yapıyor gibi.

Her neyse biz gelelim asıl meselemize.
Geçtiğimiz gün DP adayı Gazi Eroğlu’nun AK Parti’nin yanındaki seçim bürosunu ziyarete gittim.

Daha önce de kafeterya olarak kullanılan ve lüks döşeli büroda bizi önce iki genç karşıladı. Hoş beş ettikten sonra bizi üst kata davet ettiler.
Üst kata çıktığımızda daha önceden de tanıdığım Gazi Enoğlu birkaç kişiyle sohbet ettiği için. Sohbeti bölmemek adına başka bir masaya oturduk.

Bir müddet sonra Eroğlu masamıza gelerek önce ziyaretimizden duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve bizi masasına davet etti.

Malum olduğu üzere gündeme dair karşılıklı sohbetimiz sürerken bir ara Eroğlu, gazetecilerin büyük bölümünün karşı tarafın söylediklerini yazmadığını veya yazamadığını anlatmaya çalıştı.

Biz de böyle bir şeyin olmaması gerektiğini, söylenenlerin ne fazlasının, nede eksiğinin yazılmasının yanlış olduğunu söyledik.

Eroğlu “Mesela en iyi aday benim” diyerek, bunu yazıp yazamayacağımızı sordu. Birkaç gazeteciye aynı şeyleri sorduğunu söyledi.

Belli ki bazı sözde gazeteciler haber yazmanın bir karşılığının olduğunu söylemiş veya hissettirmiş olacaklar ki Eroğlu bunu anlamaya çalışıyor.

Aslında bunun böyle olmadığını da bildiğini düşündüğüm Eroğlu aslında konurdaki şikayetini nazik ve kibar ifadelerle dile getirdi. Yani, Eroğlu gazetecilerle ilgili az zamanda çok şey öğrenmiş!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —