DONDURMA
Biz bu tarifle farklı şeyler öğrendik, onlar da bu tarifle duymadıkları ve özellikle de bilmedikleri şeyleri belki öğrenebilirler.
Malzemeler:
2 adet dost taraf(Elmas ve Kale’den yapılma)
1 adet dost görünümlü taraf
Süt
Salep
Şeker
Vanilya
Krema
Külah
Yapılışı:
Krema ve sütü bir mikserle iyice karıştırın. Karıştırma bitince buzdolabına kaldırın. Tencereye sütü ve şekeri alıp süt kaynayıncaya kadar pişirin.
Süt kaynamaya başlayınca üzerine salep ve vanilya ekleyin. Orta ateşte 10 dakika pişirin.
Tamamen soğuduktan sonra üzerine buzdolabındaki kremayı çıkarıp ekleyin. Sonra buzluğa kaldırın.
Donmasına izin vermeden çıkarıp blender ile karıştırın.
Tekrar dondurucuya kaldırın ve 10 saat civarı donuncaya kadar bekleyin.
Dondurucudan çıkarınca tam kıvam alması için üzerine 2 tane dost taraf, bir tane de dost görünümlü taraf ekleyin. Ekledikten sonra ilginç şeyler olduğunu göreceksiniz.
İlk ilginçlik “ELMAS” tarafında yaşandı. Dost görünümlü taraf, “Elmas”tan yapılan dost tarafı tamamen eriterek yok etti. Halbuki bu dondurmanın yapımında elmasın çok yardımı olmuştu. Elmas dost tarafı, geçmişte dondurma eriyip yıkıldığında tüm imkanlarıyla yardımcı olup tekrar ayağa kaldırmıştı ama geçmişin hiçbir önemi yoktu…
İkinci ve en önemli ilginçlik ise “KALE” tarafında yaşandı. Dost görünümlü tarafın gözü hiçbir şey görmüyordu. Geçmişte neler yaşandığı da umurunda değildi. Dondurma yapımında herkese kardeşliğin ve yardımlaşmanın, sevgini ne kadar önemli olduğunu “KALE”den yapılan taraf önceden göstermişti. Eğer bu dondurma ayakta kalacaksa “Kale”siz olmazdı. Dost görünümlü taraf yine de hızını alamamıştı. Kafasına koymuştu, bu dondurmanın tek hakimi kendisi olacaktı. Bunu yaparken de her şeyi mübah görüyordu. Karşı tarafların verdikleri emekler, kurulan iş birlikleri umurunda değildi. Tek hırsı vardı, o da dondurmayı tek başına süsleyecek ve kendini kazanmış hissedecekti. Dondurmayı üretenler bile dost görünen tarafın yaptıklarına hayret etmişti.
Ve kendince de başarmıştı, “Kale” ve “Elmas” artık yoktu. Ama bilmiyordu ki kendisinin de azar azar eridiğini. Zamanla da eriyip yok olacağını. Bilmiyordu ki kendisini ayakta tutacak olanların “Kaleler”, “Elmaslar” ve niceleri olduğunu.
Hala da çıkıp dondurmada tek emeğin kendisinde olduğunu savunuyordu. Asıl dostun kendisi olduğunu söylüyordu. Sen bu dostluğu “külah”ıma anlat dost görünümlü malzeme.
Biz bu dostluğu o çıkarılan buzluğa tekrar koyduk, bilesin…
Elmas ve Kale birbiriyle hiç anlaşamıyordu ama onlar da şunu öğrendiler. Dost görünüp arkadan iş çevirenle beraber olana kadar düşman ol mert görün.
Dostluğu kardeşliği öğretemedik, dondurma yapmayı öğretmişizdir umarım.
Bu yazıda belirtilen malzemelerin gerçeklerle uzaktan yakından alakası yoktur. Evde oturup yapmaya kalkmayın, ne maya tutar ne de külah. Gelir onu da yıkarlar. Dondurmayı da fazla kaçırmayın, kiminin boğazına zarar verir, kiminin de gönlüne…
Kahramanmaraş’ın bir de biberi meşhur derler ama onu anlatmayacağım. Dilimiz bir kere yandı, daha da yanmasın…
“Hakiki Maraş Dondurması”nı hakiki insanlardan yiyebilmek dileğiyle…