Özetle demokrasi ne işlerine yarayacak , son yıllarda tek adam rejiminin etkisiyle giderek , tüm kurumlarda , hatta bu sosyal sınıfların kendi örgütleri , sendikalar , odalar , derneklerinde elinde erk ‘ i tutanlar tek adam rejiminin yansıması olarak, tek adamlar tarafından yönetilen bir yapıya dönüştürüldü . Bırakın siyasete etkin olmayı , parlementoda kendi çıkar gruplarının haklarını savunacak bir temsiliyeti , kendi öz evinde , sendikasında , derneğinde veya odasında dahi, karar alma süreçlerinin içerisinde olamıyor, öğretilmiş çaresizlik içerisinde “bir şey gelmez “ nakaratını tekrarlar durur . Bu durumda hiç bir şey kendiliğinden düzenleyeceğine göre , her şey bu kesimlerin kaybetmesi üzerine kurgulanan bir ekonomik program onların siyasal , dinsel , kültürel hatta mezhepsel talepleri üzerine oturtularak , Gönüller’i hoş ediliyor . Örneğin evine ekmek götürmekte zorlanan bir asgari üçretli çok zor koşullarda elektrik , yakıt giderini denkleştirmeye çalışırken , Afyonkarahisar iline türbanlı bir valinin atanması onu rahatlatıyor veya çumhurbaşkanının hiç bir insanımızı ayırt etmiyoruz herkes yargı ve hukuk önünde eşit , demesi rahat bir uyku uyumasına sebeb olabiliyor . Demokrasi neyime yarar diyebilen % 30luk bir kitle varken’ki bunların çok yüksek oranı yine yukarıda sıraladığım sosyal gruplardan oluşmakta , siyaseti de oylarıyla bu gruplar belirlemekte , gelir dağılımındaki bu bozulmanın , milli gelirdeki artışlara rsğmen payında bir türlü artma olmayışı ve kamu kaynaklarının kendilerine değilde , Bir avuç rantiyeye aktarılmasının, sebebi bu biatcı , şükürcü ve nemelazımcı büyükçe bir kitlenin varlığındandır . Tüm bu olumsuzluklar içerisinde hiçmi umut yok , elbette bir umut var olmalıda , umut var işimiz zor , bu durumun farkında olan , bilinç düzeyi Yüksek , emeğinden başka kaybedecek bir şeyi olmayanlar . Yani sürekli çalışıp didinen , buna rağmen adamı olmadığı için devlete çocuğunu iş’e yerleştiremeyenler . Adamı olmadığı için hakettiği kadrolara gelemeyen veya her gün onlarcası dağitılan kamu kaynaklarından beslenmeyeler önümüzdeki seçimleri bir düzen değişikliğine dönüştürebilir . Amaç tek adam dan kurtulmak değil , seni tek adama muhtaç eden düzeni değiştirmek, Bu iradeyi gösterecek bir cesareti her zaman bulabilirsin yeterki kişisel , bireysel hesap yapma , her zorluk kişisel menfaat peşinde koşmayanlar tarafından aşılmıştır. Zor ile karşılaştığında, Atatürk gibi düşün diye bir İskandinav atasözü var onu hatırlatmakta yarar var . Bir birey , bir ülke 20 yıl öncesi bir yaşam ve gelir düzeyi nin altına düşmüşse sorumlu aramaya gerek Yok , sorumlu sen sin , sorumlu hepimiz ...