Hani bazı iddialar üzerine söylenir ya
“Vallahi ben onu beşi bilmem” diye başlanır ya söze.
Hayret ifadesidir, uçuk iddiaların başlangıç sözüdür
Vallahi ben onu beşi bilmem, önceki gün yapılan il genel meclis başkanlığı seçimi daha çook konuşulur. Hatta seçime şaibenin karıştığı bile iddia edilir.
Velhasıl 30 Mart’ta yapılan mahalli seçim, il genel meclisi başkanlık seçiminin gölgesinde kaldı desek abartılı bir söz etmemiş, büyük konuşmamış oluruz
Çünkü belediye başkanlığı seçiminde kimsenin kimseye diyeceği hiçbir şey olmadı. Konuşulmasının da bir manasının olmayacağı tüm kamuoyunda konuşuldu.
O bunu yaptı, bu diğerine yattı, şunlar onları sattı veya sandıklarda hileler yapıldı, elektrikler kesildi veya oylar çöplükte bulundu gibi söyleriler çıkmadı
Demek ki seçim normal mecrasında, demokratik kurallar içerisinde halkın sandığa giderek hür iradesini ortaya koyduğu bir seçim oldu veya öyle algılandı.
Gelelim önceki gün yapılan il genel meclisi başkanlığı seçimine.
Bilindiği üzere AK Parti 16, diğer muhalefet partileri MHP merkez iki, Yahşihan ve Karakeçili’den birer olmak üzere 4 üye çıkarttı. CHP Sulyakyurt’tan, SP ise Bahşılı’dan birer üye kasandı.
Kısacası AK Parti ve muhalefet partilerinin çıkarttığı toplam 22 üyenin katıldığı önceki gün yapılan toplantı ve seçimi gerçekten ucu açık tartışmalara adeta gebe oldu
Sayısal olarak AK Parti’nin adayı kim olursa olsun her halükarda seçilecekken uzun zamandır kamuoyunda tartışıldığı üzere il genel listesini yaptığı söylenen Mehmet Demir Murat Çaykara’yı aday gösterdi
Diğer taraftan Şerafettin Atalay ise Belediye başkan adayının belirlenmesi sürecinde taraf olduğu söylenen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın isteği ile aday gösterildi veya öyle algılandı.
Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerekirse elbette bu sonucu irdelemek gerekmez mi ? öyle ya bir tarafta il başkanı bir tarafta bakanın yeğeni. Oy kullanım dengesi ise evlere şenlik. Tam dedikoduluk rakam.
MHP’nin 4 üyesi, Saadet Partisi ve CHP’nin birer üyesi kendi aralarında bir aday çıkartmak yerine sanki aynı isme oy kullanmış gibi izlenim vermeleri yukarıdaki iddiaların fitilini ateşledi.
Şöyle bir hafızamızı yenileyecek olursak il genel aday listesini Mehmet Demir yaptığına göre Murat Çaykara’ya diğer aday Atalay ve birkaç arkadaşı hariç diğer üyelerin oy vermesi gerekmez miydi?
Veya muhalefet partilerin üyeleri kendi aralarında bir aday çıkarmadıklarına göre blok olarak bir tarafa oy vermeleri veya aralarında öyle anlaşmış olmaları mümkün olurmuydu? (MHP’nin anlaştığı söyleniyor)
Tüm bunları üst üste koyduğumuzda bu seçimin daha çook konuşulacağını söylemek hiçte abartılı biz söz olmuş olmaz mı? Hadi MHP anlaştı veya öyle kamuoyuna yansıdı, Peki CHP’nin üyesine ne demeli.
Saadet partisinin üyesi kim tarafından kime yönlendirildi? Veya kime oy verdi? Murat Çaykara’yı öneren 11 kişi Çaykara’ya oy kullandı mı? Mantıken veya rakamsal bakıldığında elbette öyle oldu.
İşte bu karmaşık ve içinden çıkılması pek muhtemel görünmeyen ancak matematiksel rakamlar ortada dururken ve oy kullanım dengesinin bu kadar ince hesaplandığı açıkça anlaşılırken bu sonuca iyimser bakmanın bir mantığının olmadığını söylemek isterim.
Kısacası Kırıkkale kamuoyunda özellikle siyasi kulislerde iki günden bu yana tartışılan ortaya atılan çok sayıda ve ciddi boyuttaki iddianın sadece iddia veya masum bir dedikodu olduğunu söylemenin fazlaca bir iyimserlik olacağını düşünüyorum.
İşte bu nedenlerle önceki gün yapılan ve ilginç bir sonuçla karşılaştığımız il genel seçiminin daha çoook tartışılacağını ve konuşulacağını söylüyorum.