Mutlu olmak herkes için ayrı bir değer, ucu ve sonu olmayan bir gönül algısıdır.
Mutluluğun tarifini yapacak olursak kimsenin doğru dürüst yapamayacağını, kiminin tatlı, kiminin acı, bir başkasının ekşi sevdiğini düşünürsek, mutluluğun benim düşündüğüm, aklımdan geçenler gibi olmadığını hemen anlarız.
Bazı insanlar mutluluğu parada, pulda, makamda, gösterişte ararken, bu insanların aslında hiçbir zaman mutlu olamayacağını söyleyebiliriz. Çünkü sahip oldukları her paranın, aldığı her malın, mülkün eline geçtikten sonra daha fazlasını istediğini hep görmüş, şahit olmuşuzdur. Hep daha fazlasını istedikleri için inanın bu kişiler anlının teri ile çalışan bir işçi, bir memur, bir çoban, bir simitçi kadar mutluluğu yakalayamazlar.
Bazıları dalkavukluk yapmakla mutlu olurlar. Aynı zamanda sırnaşık ve arsızdırlar.
Şöyle ki, bir başkasını hep yüksek görmek, göstermek insanların gözüne girmek için uğraşır dururlar. Bunlar çevrelerine hep sırıtarak baktıkları için herkes tarafından sevildiğini zannederler. Bu tipler yaptıkları arsızlıkla bazı insanların bıyıklarını sıvazlayarak böbürlenmesine neden olurlar. Dalkavukluğunu yaptıkları insanlar tarafından sırf ?´Şamar oğlanı´´ olarak kullanmak için yanlarına davet edilip kendilerinin şakşak anlığını yapmalarını isterler. Böyle insanlar aşırı menfaatçi oldukları için hokkabazlığını yaptıkları kişilerin durumları değişince onların da tutumları ve insanlığı değişir. Mutlu olmak ve insan olmak için böyle insanlardan uzak durulmalıdır. Fakat duramazsın bu insanlar adam kandırmada, söz boyamada çok da ustadırlar.
Bazı insanlar onur sahibidir. Toplum içinde ?´Azıcık aşım dertsiz başım´´ derler. Kimsenin azında çoğunda gözleri yoktur. Para, pul, makam, mevki bunlar için çok önemli değildir. Kendi onurunu düşündüğü gibi başkalarının onur ve şerefini de düşünür. Herkesin hakkını korur, herkese saygı duyar. Onun için doğru doğrudur, eğri de eğridir. Kendi geleceği, kendi kazancı, menfaati için kimsenin şahsiyetine, menfaatine, parasına puluna kötü bakmaz, kötü söylemez. Allahtan korkar kuldan utanır. Kargalar gibi pislikten geçinip sürü ile gezmektense, kartal gibi tek başına gökyüzünde süzülerek uçarlar. Başkalarını ağlatarak kendilerini güldürmezler. Çevresindeki iyiliklerle gülerler, kötülüklerle hep ağlarlar.
Mutluluk aslında kimin ne istediğine bağlıdır. Yatağa başımızı koyup düşündüğümüzde yaşantımızla, davranışlarımızla, birlikte yaşadığımız insanlarla, ülkemize, dünyamıza azıcık olumlu bir şeyler verebiliyorsak, kimseye sorun olmuyorsak, insan olarak çevremizdeki olumsuzluklar, açlıklar, savaşlar, kötü gidişatlar bizi üzüyorsa, İşte o zaman biz insanız demektir.
Tüm insanlar mutlu, ülkemiz ve dünyada barış hâkimse, herkes birbirine sevgi ve saygı ile bakıyor ise, mutluyuz demektir.