AHMET ZENGİN


Ana Ben Ölmedim

Ana Ben Ölmedim


Cemalettin Taşkıran?ın  ?Ana  Ben  Ölmedim? adlı kitabından alıntı yazımla siz okuyuculara ?Merhaba? demek istiyorum. Bundan böyle haftada bir gün bu köşede sizlerle buluşacağım.

Ana Ben Ölmedim
Birinci Dünya Savaşında;Rusya?da esir düşen Osmanlı Askerleri Viladivostok esir kampına toplanmıştı. Savaş devam ederken Bolşevik ihtilali olmuştur. Bu ihtilal, Rusya`daki düzeni altüst etmiş ve ülkede büyük bir otorite boşluğu yaratmıştır. Savaş sırasında Almanlar?a karşı savaşan ve İtilaf devletleri yanında yer alan Japonya, Rusya`daki bu otorite boşluğundan yararlanmak istemiş, Sibirya`ya asker çıkarmıştır.
1918 yılının Nisan ayında Viladivostok`a askeri çıkarma yapan Japonlar, Sibirya`da ilerleyerek Baykal gölüne kadar gelmişler ve bu sahanın denetimini ele geçirmişlerdir. Rusya`da bulunan esirlerin bir kısmı da, daha Rusya`daki Bolşevik-Menşevik çatışması sırasında, taraf olmasınlar diye Sibirya`ya, Viladivostok ve Novinikolstusursky`de bulunan esir kamplarına sevk edilmişlerdi. Böylece bu yerlerdeki Türk esirlerin denetimi Japonya`ya geçmişti. Japonlar, Türk esirlerini Hint okyanusu üzerinden İstanbul`a göndereceklerini bildirmişler ve bu sevkiyatın maliyetini de çıkarmışlardı. Sibirya, Baykal gölü civarında bulunan Türk esirlerini Viladivostok`ta toplayacaklar ve Japon vapur şirketi Katsuva ile yapılan anlaşmaya göre 48.000 İngiliz lirası karşılığı İstanbul`a götüreceklerdi. Heymeymoro vapurunun kaptanı Yarbay Çomora`dır
Heymeymoro vapuruna 1030 kişi binecekti. Bunların 12`si Türk esirlerin oralarda evlendikleri eşleriydi. Geriye kalan 1.018`i ise Türk esirleriydiler.
Yolculuk,45 gün sürecektir.Gemide 3 kat ranzalarda ve ot yataklarda kalan Türk esirlerin vazifesi gemiyi temizlemektir.50 gram ekmek,pirinç lapası ve ince bir dilim balık ve çay ile yolculuğun sıkıntılı olacağı kaçınılmazdır.
 Yarbay Çomora yönetimindeki gemi, 5 Nisan 1921 günü Midilli adası önlerinden geçerken, Anadolu`ya taarruz eden ve o sıralar Batı Anadolu`nun bir kısmını işgal eden Yunanlıların harp gemilerinden biri tarafından durdurulmuştur.
Gemiye çıkan Yunalılar Türk esirleri kendilerine teslim edilmesini isterler.Gemi kaptanı Yarbay Çomora aldığı emrin Türk esirleri İstanbul?a Osmanlı makamlarına teslim etmek olduğunu,bunun dışında geminin kendisinin ve gemideki Türklerin yok olmadan Yunanlılara teslim edilemeyeceğini söyler ve Yunanlıları gemiden kovar,
Yunan heyeti gider. Bir müddet sonra bir başka heyet gelir. Yine ısrar eder, Türkleri esir almak için. Japon yarbayın yanıtı aynıdır: Hayır! Bunun üzerine Yunanlılar bir yandan, Japon gemi mürettebatı bir yandan, ilgili devletler ve uluslararası Kızılhaç teşkilatı nezdinde durumla ilgili temaslara başlarlar. Böylece de gemideki 1.018 esirin, yolculukla beraber tam 8,5 ay sürecek gemi esareti başlar. Artık Türk esirler 65 cm yükseklikteki ranzalarda, ışıksız, karanlık ambarlarda, Yunanlıların vereceği erzakla tam yedi ay geçireceklerdir.
Yunanlılar, 1921 yılı Nisan ayı başlarında düzenli Türk ordusuna Eskişehir-İnönü mevzilerinde yenilmişler ve Bursa yönüne çekilmek zorunda kalmışlardır. II. İnönü savaşındaki bu yenilgilerini örtmek için Yunanistan`da "Bir gemi dolusu Türk`ü esir aldık" propagandası yapmışlardır. Viladivostok`tan dönen Türk esirlerinin kendilerine verilmesi için bu kadar ısrarcı olmalarının sebebi budur.
 Türk esirler Yunanlılara teslim edilmemiş; Türk-Yunan savaşı sonuna kadar yaşayacakları, İtalyanlara ait Azinora adasına getirilmişlerdir. Japon yarbay hiçbir zor, baskı ve imkânsızlıktan yılmamış, Türk esirleriyle beraber sekiz buçuk ay boyunca çekilen yiyecek-içecek sıkıntısına ve hastalıklara, geminin diğer Japon mürettebatı ile birlikte dayanmıştır.Hastalık ve salgınlardan sonra gemideki esirlerin sayısı düşmektedir.
635 Türk esiri, Pire limanında demirleyen Heymeymoro gemisinde kalmaya devam etmekte ve misafir edilecekleri (!) ülkeye gidecekleri günü beklemektedirler. Öyle ki, 1921 yılının Ramazan ve Kurban bayramlarını gemide kutlamışlardır. Yedi aydır aynı gemidedirler ve bu sıkıntı bir süre daha devam edecektir. 1921 yılı Ağustos ayının sonu gelmiştir. Japon Yarbay Çomora da Türk esirleriyle birliktedir, gemisinin başındadır.
Nihayet İtalya ile anlaşılır ve İtalya, Türk-Yunan Harbi sonuna kadar bu esirleri bir adada misafir etmeyi (!) kabul eder.
Azinora adasındaki Türk esirler ... Maalesef onların çektiği sıkıntılar bir süre daha devam etmiştir. İtalyanların salgın hastalıklılar ve çok ağır suçlular için sürgün yeri olarak kullandıkları, burada yetişen meyve ve sebzelerle et ve süt ürünlerini ülkelerine sokmadıkları, zehirli yılanlarla dolu bu susuz adada çok kötü şartlar altında sekiz ay daha kalacaklar; ot biçerek, yılanlarla mücadele ederek yaşayacaklardır. Esirlerimizden bazıları, çok kötü yaşama şartları ve yılanların sokması sonucu can vermiş, adada defnedilmişlerdir. Sonunda, Milletler Cemiyeti`nin ve Kızılay`ın girişimleriyle 19 Haziran 1922 tarihinde "Ümit" vapuru ile Azinora adasından alınacaklar ve 25 Haziran 1922`de İstanbul`a getirileceklerdir.
Gemiden ayrılmadan önce Bu kahraman Japon şu sözlerle veda ediyor
"Arkadaşlar, sizi, siz Türkleri tanımış olmak, benim için hayatım boyunca taşıyacağım çok canlı ve daima yaşayan bir şeref ve iftihar vesilesi olacaktır. Ve yine diyorum ki, siz Türkleri tanımış olmak fırsatına nail olduğumdan çok bahtiyarım... Sizlerde çok üstün bir seciye ve karakter, aynı zamanda fazilet gördüm. Bu söylediklerim bilmüşahede (gözlemlere dayanan) duygularımın kendisidir. İşte bu görüşüm bana şu gerçekleri söyletiyor: Sizler insanlığın övüneceği bir üstün insansınız. Bütün iyi ve en iyi vasıflar sizdedir. Onlara sizler sahipsiniz. Yine gördüğümü ve sezdiğimi söylememe müsaade ediniz. Sizler çok büyük ve şayan-ı hürmet bir milletin çocukları olduğunuzu fiilen ispat ettiniz. Bu gerçeğin yegâne şahidi benim. Sizlerle beraber geçirdiğim tam sekiz aylık bir mazi, bana çok kıymetli hayati mevzular öğretti. Şimdi burada sizlere müjdelemek değil, olanı ve yarınlarda olacağı söylemek istiyorum: Yaşamak, var olmak, sizin ve siz ayardakilerin hakkıdır. En şayan-ı hürmet, kendine inanılır, güvenilir, en yüksek ahlaka sahip, yaşamaya en çok layık olan bir milletsiniz. Ve bugün memleketinizin giriştiği mücadele, zaferinizle sona erecektir. Çünkü var olmak ve yaşamak isteyen sizsiniz. Türk milletidir. Yakından gördüğüm kaypak ve kahpe milletler, size gem vuramaz. Parlak yarınlar sizindir! Çok üzgünüm, sizleri sevdiğiniz vatanınıza götüremediğim için ve yine çok üzgünüm ve müteessirim. Çünkü sizleri bu ıssız, insansız, vahşi ve kötü görünüşlü yere indirdik. Umarım, inşallah, bu yerden de kurtulursunuz, şimdi en iyi dileklerimle hepinizi selamlarım."
Kaynakça;
Cemalettin  TAŞKIRAN:I.Dünya  Savaşı?nda  Türk  Esirleri-Ana  Ben  Ölmedim.
S:229-234  İş Bankası  Kültür  yayınları  İstanbul,  2001

  • Cumartesi 30.9 ° / 17.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 34 ° / 18.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 33.9 ° / 20.3 ° Güneşli