HABİLHAN PEHLİVANLI

Tarih: 12.05.2014 10:37

Ana Hak”tır, sen bu sırra erdin mi?

Facebook Twitter Linked-in

“Bir anadan dünyaya gelen yolcu

Görünce dünyaya gönül verdin mi?

Kimi böyü kim böcek kimi kul

Marak edip heç birini sordun mu?

Bunlar neden nedenini sordun mu?

(…)

İnsandan doğanlar insan olurlar

Hayvandan doğanlar hayvan olurlar

Hepisi de bu dünyaya gelirler

Ana Hak’tır, sen bu sırra erdin mi?

(…)”

 

***

 

Bir programda Neşet Ertaş’a “Yolcu” türküsüyle ilgili şunu soruyorlar:

 

“Hallâc-ı Mansur, bir zamanlar ‘Ene’l Hak’ (Ben Allah’ım) dediği için idam edildi. Elbette o tasavvufî olarak böyle söz söylemişti.

 

Peki, siz de ‘Ana Hak’tır’ dediğiniz için bir tepkiye maruz kalırsanız...

 

Ne demek, ‘Ana Hak’tır’?”

 

Neşet Ertaş’tan gelen cevap en az türkünün sözleri kadar etkileyici:

 

“Ayağının türabı olayım canım kardaşım. Cenab-ı Allah insanlara bir şeyler gönderirken çeşitli elçiler, vesileler kullanmıştır. Yağmuru yağdırırken Mikail (A.S)’i, dünyayı batırırken İsrafil (A.S)’i, insanın canını alırken Azrail (A.S)’i, peygamberlere vahiy gönderirken Cebrail (A.S)’i, kutsal kitaplarını gönderirken peygamberlerini… İnsanı yaratırken de, en büyük vasfı olan yaratma işini gerçekleştirirken de “Anne”leri, “Ana”ları vesile kılmıştır.

 

Bir iki istisna dışında, hangi canlı türü olursa olsun, dünyaya bir canlı getirirken, bir nevi onu yaratırken vesilesi analardır… Öyleyse ana “Hak” değil de nedir? Ana onun elçisi değil de nedir?”

 

!!!

***

Eminim birçok mutasavvıfın bile akıl edemeyeceği böyle bir felsefe ancak Neşet Ertaş’tan çıkardı.

***

Üstüne söylenecek bir söz bulamıyorum.

 

Allah, anaları evlatsız, evlatları da anasız bırakmasın!

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —