Sahi 1 Kasım´da yine seçime gidiyoruz. Seçim gündemin baş döndürdüğü bir ortamda, terörün azdığı bir iklimde silahların gölgesinde olacak galiba.
Siyasi partilerde harıl harıl seçim çalışması yapılıyor. En iyi adayı bulup seçmenin karşısına çıkartmak için adeta zamanla yarış yapılıyor.
40-45 gün gibi bir zaman diliminde adaylar kendilerini anlatacak, parti politikalarını halka izah ekmeye çalışacaklar
Bu kısa zamanda en çok sıkıntıyı AK Parti adaylarının yaşaması muhtemel. Bu kısa zamanda kendilerini anlatabilecekler ama AK Parti´nin politikalarını nasıl izah edecekler gerçekten zor görünüyor.
Elbette muhalif partilerin adayları bulurlarsa zaman, anlatacak çok şeyleri olacak. Heybelerinde çok malzemeleri olacak. Kısa zamanda seçmenle paylaşacakları çok malzeme olacak.
AK Parti adaylarının seçmene ne anlatacağını merak ediyoruz hep birlikte. Ne dersiniz, AK Parti adayları ne anlatacak bu millete? Bu kısa zamanda ne diyecekler, gerçekten merak konusu?
Sıralama nasıl olur, kimler sıralamada yer alır bilmem ama bildiğim tek bir şey var ki, adayların gerçekten işi çok zor olacak. Geneldeki olumsuzluklar Kırıkkale yerelinde daha çok sıkıntı olacak gibi.
Üstelik adaylığı için il ve ilçe tarafından istendiği söylenen Atalay´ın birinci sıra adayı gösterilmesi halinde durumun vahameti şimdiden ortada gibi
Beşir Atalay Kırıkkalelilere, Türkiye gündemini anlatarak mı oy isteyecek? Yoksa Kırıkkale yerelindeki hizmetlerini mi(!) sıralayıp, Kırıkkale´ye yapılan yatırımları(!) örnek mi gösterecek?
Mesela ilk bakanlığı döneminde hiç kimseye yardımcı olmadığı gibi yakınlarına bile bir iş konusunda yardımcı olmadığını mı anlatacak?
Kırıkkale´den giden heyetlere, ?Ben sizin Milletvekiliniz değilim, gidin sorununuzu kendi vekillerinize anlatın? dediği iddia edilen sözlerini mi hatırlatacak?
Kırıkkale´deki telefon dinleme skandalıyla ilgili açılan davada adının kullanıldığını ve kendisine bu konuda iftira atıldığını mı söyleyecek?
Bugün sonucu ortada olan, barış sürecini nasıl planladığını ve yönettiğini ve bugün yaşananların sorumlusunun kendisi olup olmadığını mı izah etmeye çalışacak?
Çocuk katili Abdullah Öcalan için bir zamanlar söylediği iddia edilen sözlerin kendisine ait olmadığını ve bunun bir iftira olduğunu mu anlatacak?
Kırıkkale´den Milletvekili seçildiği ilk yılda kurdurduğu derneğin sadece kendisine ve bağlı bulunduğu partisine destek amaçlı olduğunu mu söyleyecek?
Kırıkkale Güç Birliği adı altında kurdurduğu oluşumun bu zamana kadar Kırıkkale adına ortaya somut bir şey koyamadığını mı itiraf edecek?
Ankara´daki bir ortamda bir konu ile ilgili olarak, iddia edildiği gibi ?Kıytırık Kırıkkale? deyip demediğini izah edip ?Olmaz böyle şey mi? diyecek?
AK Parti İl Başkanlığındaki bir toplantıda kendi partisine mensup bir kişiyi, ön tarafa oturdu diye azarlayıp basına nasıl malzeme verdiğini ve nasıl gündem oluşturduğunu mu hatırlatacak?
Basit bir meseleden dolayı kendisi gibi bir Milletvekiline onca partilinin gözleri önünde hakarete varan sözlerinin yanlış anlaşıldığını mı izah edecek?
Ak Parti´yi Kırıkkale´de en yüksek seviyelere getiren Eski İl Başkanı Mehmet Demir gibi bir partilisini, parti içerisinde pasifize etmek için yaptığı şeyleri sağda solda anlatan partililerine mi cevap verecek, yoksa kendisinin aday yapılması için Genel Merkezi arşınladıkları iddia edilen şu anki il ve merkez ilçe yetkililerini mi tanıtacak?
MKE Kurumundan bilmem kaç bin metrekare arsa alınarak Silah Organize Sanayi Bölgesi projesinin nasıl sürüncemede kaldığını mı anlatacak?
AK Parti 3-0 yapması halinde Kızılırmak Yeşil Vadi projesini hayata geçireceğini ancak sözünde durmayan belediye başkanını nasıl görmezden geldiğini mi izah edecek?
Hemen her seçimde vekil sıralamasını kendi isteği doğrultusunda yaptırarak, aday olmak isteyenlerin önüne adeta bir set olup olmadığını mı anlatacak?
AK Parti´nin Kırıkkale siyasetine sürekli müdahil olarak parti içindeki birçok isim tarafından istenmeyen kişi olarak ilan edilmesine ?Yok böyle şey mi? diyecek?
13 yıldan bu yana hükümetin en önemli kademelerinde görev aldığını, hatta Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunduğu halde Kırıkkale´ye yeterince yararlı olamadığının özrünü mü dileyecek?
Ya da, hiçbir parti kuruluna giremediği son kurultay öncesinde bir yerlerde yer edinebilmek için Genel Başkan Davutoğlu´na yakın durduğu iddialarına, ?Böyle şeyler olabilir. Böyle uygun görüldü. Boyun eğmemiz gerekir? diyerek kendi kendini nasıl teselli ettiğini mi anlatacak?
Kısacası Beşir Atalay 1 Kasım´da birinci sıra adayı olursa tüm bu olumsuzluklar bir kenardayken bu işi hak eden yılların partilisi birinin önüne geçmiş olacak.
Bir anekdot: 1 Kasım seçimi için aday adayı olan bir kişinin kalabalık bir ortamda ?İnşallah beni aday yapmazlar, yoksa bu millete ben ne anlatacağım? dediği iddia edilen bir ortamda seçime gidiyoruz. Allah hayırlısını versin?