CÜNEYT TÜRKOĞLU

Tarih: 05.04.2012 09:43

Akçaabat?tan yiyeceğimiz tek şey

Facebook Twitter Linked-in

2010 yılının Ekim ayıydı. İlk8 hafta sonunda 10 puan toplayarak lige orta düzey bir başlangıç yapmıştık. Rakibimiz Zeytinburnu ise lige büyük imkansızlıklar içinde başlamıştı ve ligi paf takım denebilecek bir takımla götürmeye çalışıyordu. 7 haftalık süreç sonunda Zeytinburnuspor tüm maçlarını kaybetmiş, bunun yanında da 3 gol atmış, 20 golü de kalesinde görmüştü. Anlayacağınız küme düşmesi o günlerde kesin gözüyle bakılan bir rakibe karşı mücadele edecektik. Haliyle biz de galibiyet, hatta farklı galibiyet beklentisiyle maça odaklandık. Ben de o maçtaydım, yaklaşık 40-50 civarı taraftarımız da takımımızı yalnız bırakmamıştı.

Maç istediğimiz biçimde başlamadı. Orta saha mücadelesi şeklinde geçen maçta tehlikeli ataklar hep rakipten geliyordu. Bu tip takımlara karşı maçın başında gol bulamamanın sıkıntısını çekmiştik. İlk yarıda gol sesi çıkmadı. İkinci yarıya daha hırslı, daha arzulu başlamıştık ve ikinci yarının hemen başında Murat Çalışkan?ın ayağından bulduğumuz golle 1-0 öne geçmiştik. Bir nebze olsun rahatlamış, korkulu bir rüya görmeyeceğimizi düşünmüştük. Ta ki 56.dakikaya kadar?

Ne olduysa o dakikadan sonra oldu. Rakip oyuncu bizim sağ kanadımızdan çok rahat bir şekilde kale içine girdi ve açtığı orta sonucu kalemizde golü görmemize sebep oldu.  Kısa süreli bir şok yaşasak da daha sonra açılacağımızı, golü ve galibiyeti arayacağımızı  umutetmiştik. Her şey beklentilerimizin dışında gelişti. Rakip, oynadığı futbolla bizden daha iyi maça hazırlandığını, maçı daha çok istediğini göstermişti. Bunun meyvesini de 77.dakikada ilk gole benzer bir golle almışlardı. Yediğimiz golden 2 dakika sonra da Bahri hırsına yenik düşmüş ve kırmızı kart görerek oyunu terk etmişti. Maç bittiğinde tabelada inanmış ve maçı istemiş bir takımın galibiyeti, maça hazırlanamamış ve rehavet içine girmiş bir takımın ise mağlubiyeti yazıyordu?

Zeytinburnu bize karşı aldığı ilk galibiyetten sonra oynadığı 26maçta;1 beraberlik , 1 galibiyet ve 24 mağlubiyet alarakküme düştü?

2012 yılının Nisan ayı?
Rakip bu sefer Akçaabat Sebat. Lige art arda aldığı 13 mağlubiyetle başlayan , dahasonra Manavgat?ı kendi evinde 4-0,  Beşikdüzüspor?u deplasmanda 2-1 yenmiş, Keçiören ile de berabere kalarak küme düşmeyi haftalar öncesinden garantilemiş bir takım konumunda olan Akçaabat Sebatspor, son 10 maçtır da yeniliyor. Buna rağmen özellikle kendi evinde oynadığı maçlardaki hırsıyla ve aldığı skorlarla rakiplerine kolay lokma olmayacağını da gösteriyor.

Zeytinburnu maçında hocamız aynıydı ama futbolcular farklıydı. Ligi gol kralı bitirmiş Mustafa Ünver, Tavşanlı?ya transfer olmuş Metehan, yaş haddi nedeniyle şu an bizde oynayamayan Halit ve Kırıkhan?a transfer olan Orhan Gazi o yıl kadromuzun en önemli oyuncuları olarak ön plana çıkmışlardı. Yani o gün,kaybettiğimiz Zeytinburnu maçını telafi edebilecek oyuncu zenginliğine ve telafi haftalarına sahiptik. Bu sefer kötü bir skor alırsak bunu telafi edebilecek haftalarımız maalesef yok.  Hem Harun Hoca, hem de o günden bu güne kadar oynayan oyuncularımız için o maç büyük bir tecrübe ve ders olmuştur. Bu maça rehavet içinde çıkmayacağımızı düşünüyorum. Özellikle maçın başında bir gol bulabilirsek bizi daha rahat bir maçın bekleyeceği de aşikâr iken?

Ligde telafinin olmadığı ve hâlâ Lüleburgaz?ın bir adım önde gittiği ligde, Akçaabat?tan yiyeceğimiz tek şeyin oraya ait meşhur ?Akçaabat köftesi? olması dileğiyle?

Başarılar Kırıkkalespor?umuz?



Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —