Geçen haftaki Nilüfer mağlubiyeti ve üstüne kupada 1461 Trabzon’a elenmemiz sonrasında takımdaki ve taraftardaki olumlu hava dağılmıştı. Bu olumsuz havada Polatlı maçının da kolay geçmeyeceği belliydi.
MAÇI İSTEMEK
Hafta içi sosyal medyada bana göre maça çıkması gereken 11’i paylaşmıştım. O 11’de benim yazdığımdan 3 farklı oyuncu sahadaydı. Maçı bu sefer geniş bir şekilde değerlendirmeyeceğim. Polatlı genel olarak bizden daha iyi bir maç çıkardı. Maçı onlar daha çok istedi. Attığımız golde tribünden faul var gibi görünüyordu. Yediğimiz golde de topun çizgiyi geçtiğine bir türlü ikna olamadık. Yine haksız bir gol yedik gibi duruyor.
Bizde Seyit, Muharrem ve Emre Keleşoğlu maçı en çok isteyen isimlerdi. Özellikle Muharrem ve Seyit çok iyi maç çıkardılar. Seyit’i bu sefer defansta değil de açık pozisyonunda izledik. Attığımız golü de kendi başlattı, kendi bitirdi. Muharrem de müthiş bir savunma ve hırs örneği gösterdi. Ne yazık ki bu 3 oyuncunun ekstra çabası galibiyete yetmedi.
YOLUN AÇIK OLSUN HOCAM
Maç sonrası hocamız Aykut Erdoğan istifa etti. Sene başında Ercümend Coşkundere kendi kadrosunu kurup istediği oyuncuları aldı. Aykut Erdoğan’ın kadro kurulumunda çok bir etkisi olmadı. Bunu yazıyorum çünkü bazı yorumlarda kadro kurulumunda Aykut Erdoğan’ın da etkisi olduğu yazıyordu, öyle bir şey olmadı.
Bugün öğlen Aykut Erdoğan’ı aradım, yarım saat konuştuk. Takım Turgutlu ve Denizli’ye puan kaybederken de hocaya biraz sabredilmesi gerektiğini yazmıştım. Mardin maçından sonra da 3 maçlık bir galibiyet serisi yakalanmıştı. Yine kazandığımız maçlarda da hocayı gerek oyuncu seçimleri gerekse de değişiklikler konusunda en çok eleştirenlerden biri ben oldum. Yani hocayı hem savundum, hem de daha başarılı olabilmesi için eleştirmeye devam ettim. Neden istifa kararı aldığını sordum. Polatlı maçında puan kaybı olursa istifa edeceğini zaten maçtan önce kafasına yazmıştı. Öyle diğer hocalar gibi tazminat filan almadı, zaten onu Kırıkkale’ye bağlayan para da değildi. Kırıkkale’nin daha fazla zarar görmemesi ve kan değişikliğinin Kırıkkalespor’a fayda sağlayacağını düşündüğü için istifa etmiş.
İstifasından sonra olmaması gereken yorumlar da okudum. Ne olursa olsun hoca bir Kırıkkaleli. Başaramadı ama gecesini gündüzüne katıp yoğun şekilde çalıştı. Biz Kırıkkale olarak Türk futboluna 36 yaşında profesyonel liglerin en genç hocasını kazandırdık. Evet işler istediği gibi gitmedi ama ilerisi için umut verdi. Aykut Erdoğan Kırıkkale’mizin bir değeri olarak kalacaktır, kalmalıdır. Kendisini sadece köşe yazılarında ya da sosyal medyada değil, yüz yüze ve telefonda da eleştirdiğim oldu. Bunlar hep belli bir saygı çerçevesinde gerçekleşti. Helalliğimizi aldık, varsa hakkımız helal ettik. Bundan sonra da görüşmeye devam ederiz. Gittiği takımları da merakla takip ediyor olacağım. Kendisine bundan sonraki kariyerinde başarılar dilerim, yolun açık olsun hocam…
YEME KÜLTÜRÜ
Hoca istifa etti ama takımın bu durumda olmasının tek sebebi elbette hoca değildi. Bu oyuncu grubu ile hangi hoca gelirse gelsin bir başarı yakalanabileceğini düşünmüyorum. Devre arasında çok net ve keskin kararlar alınıp en az 4-5 oyuncu ile yolların ayrılması gerekiyor. Eğer yollar ayrılmazsa bu grup yeni gelen hocayı da yiyecek ve başarısız olmamızı sağlayacaklardır.
ŞEREF TRİBÜNÜ VE YAŞANAN OLAYLAR
Bu tribüne şeref mi yoksa protokol mü demek gerektiği hep tartışılmıştır. Avrupa’da “honour” yani onur tribünü diyorlar. Bizde de şeref tribünü olarak isimlendiriliyor.
Sözlük anlamı şu şekildedir:
Stadyum, hipodrom vb. açık seyir yerlerinde devlet başkanlarına, yüksek makamlardaki devlet adamlarına, komutanlara ve kulüp yöneticileri ile diğer yetkili kişilere ayrılmış özel koltuklu bölüm.
Son dakikada golü yedikten sonra şeref tribünü karıştı. İstenmeyen olaylar yaşandı. Başından sonuna kadar da olayları izledim. Bu maç için isim vererek konuşmayacağım. Bazen isimler değişse de yaşanan olaylar aynı oluyor. Geçmiş senelerde yöneticilik yapan birisi, oyuncumuz Burak kırmızı kart gördükten sonra ona küfür ya da hakaretle karışık sert tepki gösterdi. Başkan da buna sinirlenince olaylar yaşandı.
Bu tribün hem anlamı, hem de örnek olması açısından en son olay çıkacak yer olmalıdır. Orada sadece biz değil rakip takım yöneticileri, belediye başkanları da oluyor. Bu maçta da bildiğim kadarıyla Polatlı Belediye Başkanı tribündeydi. Biz bırakın misafirleri, kendi oyuncularımıza bile bu tribünden saygı göstermeyecek duruma gelmişiz. Şimdi olay çıkaran kişi, geçmiş senelerde yönetimde iken kendi oyuncusuna bu tribünden böyle tepki gösterebiliyor muydu? Roller değişince tepki gösterme hakkı mı doğuyor? Geçmiş senelerde bırakın şeref tribününü diğer tribünlerden bile tepki gösterilince hemen kızıyorlardı. Şimdi şeref tribününden böyle tepki göstermek yakışıyor mu?
Eğer oyuncuya ya da hocaya tepki gösterecekseniz -ki bu tepkinin ötesinde bir şeydi- başka tribünlerde oturup bunu yapabilirsiniz. Gelin kapalıya ya da açık tribüne oturun, kime ne tepki gösteriyorsanız küfür ve hakaret olmadan gösterin.
Hepimizin ortak paydası Kırıkkalespor. Bu oyuncular gelip geçer, baki kalan Kırıkkalespor olacaktır. Bu oyuncularla değil birbirimizle caddede yüz yüze bakacağız. Umarım bir daha böyle olaylar yaşanmaz.
YENİ TEKNİK DİREKTÖR
Yeni seçeceğimiz hoca konusunda da titiz bir çalışma yürütülüyor. Başkan ince eleyip sık dokuyacaktır. Tek hoca şansımız var. Yani bu gelen hoca başarısız olursa bu sene bitti demektir. Umarım doğru karar verilir, bu kadar emek heba olmaz. Hoca konusunda geçmişte çalıştırdığı takımlardan mutlaka referans alınmalıdır. Bir önceki hocada bu hata yapıldı, bu sefer yapılmamalıdır.
ERCİYES DEPLASMANI
Bu maçı konuşmak için maalesef sağlıksız ortamdayız. Motivasyon düşmüş durumda ama en azından play-off hattından tamamen kopmamak için devreye moralli girmek zorundayız. Muhtemelen Erciyes maçına U19 hocamız Hüseyin Cengiz takımı hazırlayacaktır. Kendisi disiplinli bir hocadır. Umarım takıma gereken motivasyonu sağlar ve galibiyet almamızda emeği olur.
Devreyi 3 puanla bitirebilmek dileğiyle…