YUNUS PEHLİVANLI

Tarih: 03.06.2014 11:05

ÇAY OCAKLARI- TERMİNAL- DÜĞÜNLER

Facebook Twitter Linked-in

Terminal konusundan başlayarak kısaca anlatayım.

Bir-kaç hafta önce bir vatandaş Kırıkkale’deki terminalden kardeşini Kayseri’ye göndermek için bilet alır.Ancak bekledikleri otobüs yarım saat yada 45 dakika  gecikince bileti iptal ettirip kardeşini başka bir otobüsle göndermek ister.Değnekçi diye tabir edilen vatandaşla kısa süreli bir tartışma ve kavga yaşanır.Kavga sonunda bilet iptal ettirildikten sonra yolcu başka bir otobüsle gönderilir.Bunun sonunda yaşanan olay daha felaket .Ancak mağdur olan taraf bu sonucu adliyeye intikal ettirmediği için bende daha fazlasını yazamıyorum.

        Hafta sonu yapılan İl Danışma Meclisi toplantısında Belediye Başkanı Mehmet Saygılı terminal konusunu gündeme taşıyarak :”…Terminal içinde değnekçi dediğimiz ve bu isimle tabir ettiğimiz bir yapılanma var.Biz kesinlikle buna karşıyız.Böyle bir şey yok.Vatandaş kendi rızası ile kendi tercihi ile istediği firma ile yolculuğunu yapacak…” diyerek Belediye olarak bununla ilgili bir çalışma içinde olduklarını belirtmiş.Çok isabetli bir karar.

        Yukarıda yazdığım kavganın benzerleri belki de her gün oluyordur bilmiyorum.Dolayısıyla Terminale bir an evvel çeki düzen verilmesinin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile.Bu çağda değnekçi diye çağdışı bir uygulamanın bizim Terminalimizde olması hem Kırıkkale halkına hem de Kırıkkale’ye gelip giden misafirlere ayıptır.Bu uygulama Kırıkkale terminali için çok çirkin bir imaj oluşturmaktadır. Hem değnekçi uygulamasının hem de otobüs ve minibüs şoför ve muavinlerinin yolculara davranışları ile hareket  saatlerine uyup uymadıkları gibi temel konular sağlam kurallara oturtulmalıdır.

        Çağdaş bir terminal işletmeciliği için gerekli müeyyideler belirlenerek bu müeyyidelere uymayan firmalar ve çalışanların  terminalde iş yapması yasaklanmalıdır.  Sanırım bu konuda sadece Kırıkkale Belediyesinin değil,Valiliğin ve Emniyetinde Kırıkkale terminalinde acilen tedbir alması gerekiyor.

                                İŞİN B..KUNU ÇIKARIYORUZ SONRA….

        Biraz argo bir deyimdir (İşi b..kunu çıkarmak) deyimi. Ama mecbur kalınca kullanırsınız.Çay ocaklarına kaldırımlara masa sandalye çıkarılması uygulamasına Ramazan ayında başlandı sanıyorum.Bizim yapımızda doyumsuzluk var ya.Belediye kaldırıma 50 santim müsaade ettiyse biz onu kesin bir metreye çıkartırız.Bir metreye müsaade ettiyse, 2 metreye.Daha sonra hooop yola taşıyıveririz tezgahımızı, masamızı. Vatandaş kaldırımdan geçemezmiş ,bayanlar o sokağa gelince yolu değiştirmek zorunda kalırmış,hiç umurunda değildir bu esnaf kardeşlerin.

       Çay ocağı sahiplerinin hoşuna gitmeyebilir ama Zabıtanın  çay ocaklarının masa ve sandalyelerine çizgi çekerek oturma düzenine bir sınırlama getirmesini son derece olumlu bir uygulama olarak görüyorum.İnşallah alınan bu karar uygulamaya konulur. 

 

          Bir diğer konuda sokak düğünlerinin yasaklanması. Sokak düğünlerinin bir çok mahallede yasaklanmasından sonra açık ve kapalı düğün salonları mantar gibi çoğaldı.Mantar gibi düğün salonu çoğalmasına rağmen salonların kiraları da füze gibi tırmanmaya başladı.Salonlara uygulanabilecek düğün konseptini yapan ve satan ayrı bir sektörde oluşunca düğün yapacak insanımıza çok yüksek faturalar çıkmaya başladı.

         Hadi bunlara da tamam diyelim. Eyvallah diyelim.

Yaklaşık 48 bin emeklinin yaşadığı bu şehirde yaşayan orta gelirli emekli bir vatandaş olarak, çok yüksek faturalar ödeyerek salonda düğün yapmayı ben de istemiyorum.

Ya da salonda düğün yapacaksam düğün salonu sahiplerinin fiyat konusunda insaflı olmasını beklerim.Bunlar konunun ayrı bir yönü.Ancak bu noktaya nasıl geldik?...

          Yıllardır 3 gün boyunca sokak düğünü yaptık (halen yapıyoruz da). Düğünün sazını darbukasını çalan ekip,açtılar amfinin sesini sonuna kadar bangır bangır. Davulun zurnanın sesi 3 mahalleden duyuldu. Büyüklüğüne göre 5 bin-10 bin insanın yaşadığı bu mahallelerde 3 gün boyunca, hastamı var,yaşlımı var,nöbete vardiyaya gitmek için gündüz uyumaya çalışanlar mı var,cenazesi olup yas tutanlar mı var ? hiç düşünmedik.

            Bu konuda bir ses kirlilik sınırı,desibel sınırı olmasına rağmen Çevre Müdürlükleri de ne hikmetse pek kendilerini üzmedi.Düğün yapan ancak kendini düşündü.(Ne yapayım komşumda düğününde amfisini gümbür gümbür açtırmıştı bende açtırırım ) dedi ve 3 gün boyunca amfinin hoparlörlerinden gürültü eziyeti fışkırdı.Bu amfilerin patlatırcasına açılmasının en büyük müsebbibi kuşkusuz müzisyenlerdi.

          Bu gün sokak düğünleri kaldırılmasın diye mücadele veren müzisyenler, dün olduğu gibi bu günde halen bu konuya gerekli hassasiyeti gösteriyor mu-göstermiyor mu ? lütfen bu konuyu sizlerde gözlemleyin ve söyleyin.

Geçen hafta bir akrabamın oğlunun apartmanının bahçesinde yaptığı düğününe gittim.Emin olun açık havada olmamıza rağmen bir çok insanın kulakları amfinin sesinden dolayı geçici olarak kapandı.Yalnız burada aynı amfi eziyetinin kapalı düğün salonlarında da devam ettiğini ekleyelim.        

        Çay ocağı açarız, kaldırımı kapatırız.İşyeri yada bir dükkan açarız, kaldırımı kapatırız.Araç kiralama işi yaparız kaldırımı kapatırız. Hatta yolu da kapatırız.Düğün yaparız sazcının amfisi 3 mahalleyi inletir.Devletin milletin yolunu kapatırız.Yani argo tabirle (işin b.kunu çıkarırız.)

Bu konularda bir yasaklama getirilince de (vayyyy niye yasaklıyorsunuz,nasıl yasaklarsınız ) diye protesto ederiz.

         Çay ocağı sahipleri, değerli müzisyenler, hatta mahallesinde,sokağında  düğün yapan ve amfinin sesinin sonuna kadar açılmasına müsaade eden değerli düğün sahibi hemşerim, bu gün şikayet ettiğimiz bu konularda bizim, sizin hiç suçu  yok mu ?                                                   Yunus PEHLİVANLI

                                                                                                                                   

     


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —