HASAN ULUSOY

Tarih: 24.04.2012 09:20

Âşık Dede Bekar?ı Yâd ederken

Facebook Twitter Linked-in

Tam on bir yıl önceydi?
Kamil Abalıoğlu?nun bürosunun yanındaki çay ocağındayız.
Çaylarımızı içerken Dede Bekâr girdi içeri?
-Nerde Kamil, daha gelmedi mi?
-Otur abi gelmedi, dedim..
*
Oturduk?
Birkaç gün önce kaset çalışmasına başlamıştı.
Bana bir şiir uzattı, okumamı ve eksiklerini tamamlama mı istedi.
Öyle bir gönül adamıydı o, tenkit edeni severdi.
Baktım, tam bir veda şiiri?
*
Helalleştim Cevdet Babacanınan
Dedim ki dost hadi bana eyvallah.
Allah bizi alsın din imanınan
Ben de öleceğim bana eyvallah?

Hoca hazır, kefen hazır su hazır
Azzık götürürsen bulursun huzur
Örtülür üstüne topraktan çadır
Ben de öleceğim bana eyvallah?

Bir gün bulamazsın Dede Bekâr?ı
Yaş ellibeş ömür çok geçti yarı
Mezarcılar hazırlamış mezarı
Bende öleceğim bana eyvallah?
*
Okudum dudaklarım titredi.
Tek kelime söyleyemedim.
Plaklarıyla türküleriyle büyüdüğüm kadim dostum ağabeyim, memleketimin içi dışı kavrulmuş adamı ölümü ima ediyordu.
Kasete koyacağım dedi.
Yine seslenmedim ve sigaralarımızı ucuca ekleyerek düşünüyorduk.
Kamil abi geldi, duramadım orada ve ayrıldım.
*
Bir hafta geçmeden kalp krizi geçirdi hastanede dediler.
Gittim son defa görmeye, ama yoğun bakım odasının ayazında bitkisel hayata devam ediyordu koca ozan?
İki gün sonra ölüm haberini alıp evine koştuk?
Yıkandı, kefenlendi ve Devebağırtan?ın insanları gibi garip sokaklarından mezarlığa indirip ebedi yurduna tevdii ettik.
*
On bir yıl oldu ve hala aynı sıcaklığı ile gönlümdeki sevgisi yeri duruyor.
En çok satan plaklar arasında yer alan plakları bu gün unutturuluyor maalesef.
Yeri, yurdu garipti ve öyle devam ediyor bu beyinsiz şehirde.
*
Bir tek o mu?
Ekrem Aydoslu, Ali Rıza Yurtoğlu, Nuh Akgün, Yaşar İlkbahar, Hacı Taşan, Arap İçten, Salman Coker gibi saz ve söz ustaları?
Bu gün unutuldu maalesef.
*
İlimizin Kültür Müdürleri de dâhil olmak üzere yönetenler ve sorumlu kişiler bu insanları sildiler bence.
Önce kendi hafızalarından sonra cemiyetin hafızasından sildiler.
Bir kuşak sonra ise maalesef kendileri silinmeye mahkûmdur.
Vefasızlık hastalığının müzmin hastaları utanacak mı bilmiyorum?
Ama ben yazıyorum.
Ve kadim dostumu kaybettiğimiz 27 Nisan 2001 den beri onbir yıldır gördüğüm vefasızlığı şık bulmuyorum, yakışmıyor.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —