Zulüm politikası devam ediyor

Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması yapan Şahin ?Daha dün 29 Ekim Cumhuriyetin Kuruluş Yıldönümü kapsamında Ankara Ulus?ta on binlerce kişinin katılımı ile gerçekleşen yürüyüşe Ankara Valiliğinin yasakçı zihniyeti ve şiddeti damgasını vurmuştur. Eğitim alanında yaşanan sorunlar 4+4+4 dayatmasıyla daha da artmıştır. 1. sınıfa başlayan 5 yaş çocuğunun yaşadığı sıkıntılardan, seçmeli derslerin seçimine kadar, norm fazlası sınıf öğretmenlerinin alan değişikliğine maruz bırakılmasından eğitim emekçilerinin sorunlarına kadar birçok alanda sorunlar katlanarak artmıştır.?

ZULME DİRENME

?Ulaşımda yüzde 20`nin üzerinde; doğalgazda yüzde 30`un üzerinde; elektrikte yüzde 20`nin üzerindeki zamlara karşı, ücret zammı kamu emekçilerine ortalama yüzde 6, asgari ücretliye ise yüzde 4,5 yapılmıştır. Zamlar hala devam ediyor. AKP?nin 2013 Bütçesinde Yine Halk Yok, Emekçiler Yok.2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı meclise sunuldu. Bugüne dek "savaşa değil, eğitime sağlığa, emekçiye bütçe ?diye haykıran emekçilerin talepleri yine yok sayıldı, bütçede aslan payı ise savaş politikalarına ayrıldı. AKP`nin zulmüne direnmekten başka çare kalmamıştır.?

HERKES SORUMLU

?Cezaevlerinde başlayan açlık grevlerinin 56. gününe geldiğimiz bugün, ölüm riskleri artmıştır. Ölüm orucunda olanlar öncelikle insandır. İnsan hayatı kutsaldır. Ölüm olmadan ölümler durdurulsun. Bilindiği gibi 1980 yılından bu yana Türkiye cezaevlerinde 144 kişi açlık grevleri ve ölüm oruçları nedeni ile yaşamını yitirmiştir. Bu durum toplumun vicdanında derin yaralar açmış, ülkemizin insan hakları karnesine kara bir leke olarak geçmiştir. Yaşanan sorunlarla bugünkü açlık grevlerinin de 1982-2007 yılları arasında olduğu gibi ölümlerle sonuçlanma riski yüksektir. Söz konusu olan insan yaşamıdır ve geçmişte yaşadığımız acıların tekrarlanmaması için herkes sorumlu davranmalıdır.?

YAŞAM KAZANSIN!

?21. Yüzyıl dünyasında taleplerin, diyaloglarla çözümlenmesi yerine sorunu ifade eden insanları ölüme sürüklemek veya sürüklenmesine seyirci kalmak, onarılması imkânsız derin yaralar açacaktır. Açlık grevlerinin diyalog yöntemi ile çözülmesi en doğru şüphesiz ki hepimizi derinden endişelendiren bu sürecin tek bir can kaybı olmadan sonlanmasının insani ve vicdani sorumluluğu hepimizin omuzlarındadır. Emek ve meslek örgütleri olarak bu sorumluluğumuzu yerine getirmek istiyoruz. DİSK, KESK, TMMOB, TTB bu amaçla, 2 Kasım 2012 günü Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Sayın Adalet Bakanından randevu talebinde bulundu. Bütün kamuoyunu; ölümün değil yaşamın galip gelmesi için sorunun değil çözümün bir parçası olmaya, çözüm için hep birlikte davranmaya çağırıyoruz.

İnsan yaşamını hiçe sayan yaklaşımlarla ölümün değil yaşamın galip gelmesi için, bizler de emek ve demokrasi güçleri olarak, AKP hükümetini sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz? dedi.