Yıldız'a rakip çıktı

4 YILIN DEĞERLENDİRMESİNİ YAPTI
Özdemir adaylığı ile ilgili yaptığı açıklamada üniversitenin akademik kadrosu, yönetim ve çalışanlarına yönelik çağrıda bulundu. Özdemir geçen 4 yılın değerlendirmesini yaparken “Üniversitemizi sizlerle birlikte geliştireceğimizi ve hepimize yakışır bir şekilde, el ele vererek çağdaş bir üniversite haline getireceğimizi özellikle bildirmek istiyorum. “Son dört yılda üniversitemizde ne yapıldı?” denildiğinde görürsünüz ki, sadece önceden başlamış projeler tamamlanmış, yeni projeler düşünülmemiştir. Yeni projeler üzerinde kafa yormak yerine, öğretim üyelerinin, memurların ve öğrencilerin özlük haklarıyla oynanmıştır; yönetim erki, tehdit ve baskı aracı olarak kullanılmıştır. Mazlum insanlar, öğretim üyeleri, memurlar ve öğrenciler soluğu mahkemelerde almıştır. Kırıkkale Üniversitesi kurulduğundan bu yana, mahkemelerde bu dönemdeki kadar çok dava asla açılmamıştır. Bir üniversite, çalışanlarıyla bu kadar mahkemelik oluyorsa, bu onun iyi yönetilmediğinin göstergesidir” şeklinde ifadelere yer verdi,

ÜNİVERSİTE İYİ YÖNETİME LAYIK
Özdemir açıklamasının devamında; “Ben inanıyorum ki sizler, iyi yönetime layıksınız; kötü yönetilmeye müstehak değilsiniz. Üniversite yönetimi, aciz, güdümlü ve beceriksiz bir zihniyetle değil, güçlü, bilgili, becerili, katılımcı bir anlayışla yönetilmelidir.Yönetim anlayışımı, yapılmış olan yanlışlar üzerine değil, yapılması gereken doğrular üzerine oturtmak istiyorum. Yanlışlarla uğraşarak zaman yitirmektense, doğruları anlatarak zaman kazanmayı tercih ederim. Rektörlüğe atandıktan sonra ilk günden itibaren yapılacak işler, projeler halinde elimizde bulunmaktadır. Sizlerden gelecek her türlü görüş ve önerilere her zaman açık olacağım. Hepsinden önemlisi bu projeleri uygulamaya koyma beceri ve gücünü sizinle paylaşacağım”

KATILIMCI BİR YÖNETİM UYGULANMALI
Özdemir Yönetim anlayışım hakkında ipuçları vereek Üniversitemizde, “Katılımcı Yönetim” uygulanmalıdır.
Rektör, söz ve eylemleri ile asla küçük birer kral olmadığı gibi aciz bir kukla gibi de olmamalıdır.
Öğretim üyeleri, memurlar ve öğrenciler, asla kapıkulları olarak görülmemelidir.
Özlük hakları ve kariyer yapma hakkı, her şeyin üstünde tutulmalı; üniversite yönetimi bu hakları lutfeden ve bağışlayan bir makam değil, koruyan ve kollayan bir makam olmalıdır. Özlük hakları hiçbir şekilde pazarlık konusu yapılmamalıdır. Çalışanların özlük hakları, hukuka bağlı rektörlüğümüzün garantisi altında olmalıdır.
Bütün işlemler, hukuk ilke ve kuralları içinde yürütülmelidir. “Biz bildiğimizi yapalım, onlar mahkemeye gitsinler düzelttirsinler” anlayışı tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Bu anlayış, hukuk dışı olduğu kadar çağdışıdır.

GEÇMİŞ DÖRT YILI DÜŞÜNEREK KARAR VERİLMELİ
Özdemir açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi “Nasıl bir üniversite yönetimi istediğinizi göstermek için seçimde karar verirken, üniversitemizin hem geçmiş dört yıllarını; hem de gelecek dört yılını düşünmelisiniz.
Üniversitemiz, hâlâ kurumsallaşma sıkıntısı çekmektedir. Kurumsallaşma sıkıntısına bir de yönetim zayıflığı ve acizliği eklenince fakülteler, bölümler ve diğer birimler, çekilmez bir sorunlar yumağı haline gelmektedir. Oysa bir bölge üniversitesi olan Kırıkkale Üniversitesi, yakınında bulunan başkent Ankara’nın bütün avantajlarından yararlanmalıdır”

“Akademik çalışmalarımın önemli bir kısmı, Üniversite Hastanelerinin Yönetimi konusunda olduğu için, genel anlamda teknik ihtiyaçların; özel olarak da hastane yönetimi sorunlarının ne olduğunu iyi biliyorum.
Bölümünüzdeki, fakültenizdeki ve tüm üniversitemizdeki sorunları da çok iyi biliyorum. Çözümlere ilişkin hazırlanmış projeler, ilk günden itibaren hemen uygulamaya konulacaktır. Yönetim uygulamalarında öğretim üyelerinin özlük hakları öncelikle gözetilecek; fakülte ve bölümlerin teknik ihtiyaçları, önceliğin ölçüsü olacaktır. Siz, her türlü çekişmeden uzak, bilimsel çalışma ortamını hazırlayacak bir yönetime layıksınız. Akademik faaliyetler, zihinsel çalışma olduğu için barış ve huzur ortamı gerektirir. Üniversite yönetimi ve buna bağlı birimler, çalışma huzurunu bozan değil, aksine sağlayan, koruyan ve kollayan bir anlayışta olmalıdır.Öğretim üyeleri, sahip oldukları bilgi birikimiyle, insan tanıma deneyim ve yetenekleriyle, kimi rektör seçeceklerini iyi bilir; bilmelidir”