YAYINCILAR BORÇ YÜKÜNE RAĞMEN SEKTÖRÜ BIRAKMIYOR

YAYINCILAR BORÇ YÜKÜNE RAĞMEN SEKTÖRÜ BIRAKMIYOR

Kırıkkale Belediyesi ?Kent Konseyi Buluşmaları? kapsamında RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun Kırıkkale?ye geldi. İl Kültür Merkezi?nde ?Türkiye?de Yayıncılık Sektörü? konulu konferans veren Dursun, geçmişten günümüze gelişen yayıncılık sektörünü anlatı.

YURT DIŞINDAN ÖZEL YAYINLAR
Türkiye?de televizyon ve gazetelerle iletişime geçmenin ekran karşısında yer almak veya sabahleyin bir gazeteyi okuyarak gerçekleştirmenin mümkün olduğunu belirten RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, bu sektörü denetleyen bir kurumun başında olduğunu belirterek sözlerine başladı. Radyo Televizyon üzerinde konuşmasına ağırlık veren Dursun, yayıncılık tarihi üzerine verdiği kısa bilgide 1990?lı yılların başına kadar bir devlet tekeli olduğunu dile getirerek ?Bizim gibi bazı ülkeler açısından yayıncılık stratejik öneme sahipti. Bu nedenle de yayınları devlet yapmalıydı. Özellikle kendi kötü niyetlerine yayınları alet edebileceklerin eline geçmemeli anlayışı vardı. Otoriter idare içinde olan devletlerde bakış açısı bu idi. Türkiye7de radyo yayınları öncelikle 1926 yılı ile 1936 yılı arasında özel bir şirkette idi. 1936 -1966 yılları arasında PTT radyo yayınlarının sorumluluğunu taşıdı. 1967 yılında bu görev TRT kurularak TRT?ye bırakıldı. Ayrıca Polis ve Meteoroloji radyoları kuruldu. 1990?lı yıllardan sonra ise özel yayınlar yurt dışından yayınlarına başladı? şeklinde özetledi.
 
3.8 MİLYARLIK BİR REKLAM PASTASI
Özel televizyonların ve radyoların yayına başlamasının ardından büyük bir yayıncılığın başladığını belirten Dursun, Türkiye?de geniş kapsamlı bir yayıncılar ağı ile donatıldığını belirterek 24 genel, 15 bölge, 210 il, 78 kablo, 148 uydu yayını yapan toplam 475 televizyon bulunduğuna dikkat çekti. 35 genel, 98 bölgesel, 929 yerel, 53 kablo ve 115 uydudan yayın yapan radyo sayısının bulunduğunu vurguladı. Televizyon yayınlarının bir yerden sübvanse edilmediği takdirde sadece reklam gelirleri ile ayakta kalabildiğini belirten Dursun, 3.8 milyarlık bir reklam pastası bulunduğuna dikkat çekerek bunun yayıncılar tarafından 1.797nunun kullanılabildiğini belirtti. Bunun da yeterli olmadığını söyleyen Dursun, Bu şekilde yayıncıların zarar etmeden yayınlarını sürdürmesinin imkansız olduğunu dile getirdi.
 
33 MİLYON TELEVİZYON VAR
Yayıncılıkta zarar ettiğini birkaç yayın kuruluşu hariç hepsinin dile getirdiğini belirten Dursun, Buna rağmen, hiç kimsenin yayıncılıktan çekilmeyi düşünmediğini söyleyerek, ?Yayıncılık öyle bir şey ki kurum zarar ediyor ama bırakıp gitmeyi, başkasına devretmeyi kimse düşünmüyor? dedi. Yayın kuruluşlarında 15 bin çalışanın bulunduğuna dikkat çeken Dursun, bunun yüzde 60?nın genel yayın yapan kuruluşlarda istihdam edildiğini söyledi. Türkiye?de 17 milyon hanede toplam 33 milyon kayıtlı alıcısının bulunduğunu söyledi. Türkiye?de her hanede bir televizyon değil yapılan çalışmalar doğrultusunda yüzde 30 her evde iki televizyonun olduğunu söyleyen Dursun, yüzde 20 civarındada her evde üç televizyon olduğunu belirtti. Mevcut yasa ile frekans tahsisi konusunun çözümünün imkansız olduğun da sözlerine ekleyen Dursun, yayıncılık konusundaki karmaşanın sona ermesi ve devlete kullanılan frekansların kiralarının girdi olarak kazandırılması için çalışma başlattıklarını belirterek ? Bugün ücretsiz olarak kullanılan her frekansın kira bedellerinin alınmasını sağlayacak bir çalışma içindeyiz? dedi.
 
REYTİNG KAYGISI
Konferansın son bölümünde geniş bir değerlendirmede bulunan Dursun katılımcıların sorularını cevaplarken, ?Hepimizin elinde bir kumanda var. Ve herkes yayınları ücretsiz olarak izliyor. Dünyada birçok ülkede yayınlara ücret ödenirken Türkiye?de izleyici hiçbir ücret ödemeden istediği televizyon kanalını izleyebiliyor. Burada açıkça şunu ifade etmek isterim Türkiye?de bütün izleyicilerin istediği ölçülerde bir yayın yapmak çok zor. Herkes kendi beğendiği tarzda program yapılsın istiyor. Komşusu da öyle, üst kattaki de öyle. Bunu yapmak imkânsızlık kadar zor? sözlerinin ardından yayıncıların reyting kaygısı içinde program yapmasını ise ?elbette böyle olacak. Reyting alacak, reklam gelecek ve o yayıncı kuruluş kurumunun ödemelerini yapacak. Bunda şaşılacak bir durum yok? dedi.
 


Anahtar Kelimeler: 0