Tarih: 04.11.2014 00:30

Yargıya güven azaldı

Facebook Twitter Linked-in

“YARGIDA İŞ YÜKÜ ÇOK FAZLA”

En çok oy alarak HSYK üyeliğine seçilen Metin Yandırmaz, mesleğe başladığında 6 yıl hâkimlik yaptığını anımsattı. Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı dönemde, Ergenekon soruşturması kapsamında 2008 yılında İstanbul 10`uncu Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla hakkında dinleme, teknik takip ve takipsizlik kararı verilen Yandırmaz Türkiye`de yargıya güvenin azaldığını bildirdi. Erzurumlu olduğunu anımsatan Metin Yandırmaz, yargıda iş yükünün çok fazla olduğuna dikkat çekti.

"YARGI, KENDİ SINIRLARI İÇERİSİNDE KALMALI"


İş yükü altında özveriyle çalışmalarına rağmen yargının töhmet altında olduğuna işaret eden Yandırmaz, şunları söyledi: "Nasıl töhmet altında? 2010 yılında yargıya güven endeksi yüzde 65, bugün maalesef üzülerek söylüyorum yüzde 20 civarında. Peki, bu kadar özverili çalışmaya rağmen neden bu güven endeksi düşük? Önce çözüm bulabilmek için bunun nedenlerini tespit etmemiz lazım. Bunda elbette siyaset mekanizmasının etkisi var. Bunu inkâr etmemek lazım. Başka, medya. Yargı maalesef her gün manşetlerde. Tabi şöyle bir şey var. Siz malzeme verirseniz medyanın aradığı da budur, manşetlerden inemezsiniz. Onun için medyanın da bu güven endeksinin eksikliğinin düşüklüğünde etkisinin olduğunu düşünüyorum. Ama asıl önemli olan sebep maalesef içimizdeki bazı meslektaşlarımız. Yargı teşkilatı bir bütün. Birimizin yaptığı hata maalesef tüm teşkilata mal oluyor. Onun için yargının bu tür hatalardan uzak durması lazım. Nasıl mı? Çok basit bir örnek versem yeterli olur herhalde. Telefon dinlemeleri. Değerli meslektaşlarım bu salonda yaklaşık 100 kişiyiz. Aramızda son yıllarda telefonunun dinlenmediğini düşünen birisi var mı, merak ediyorum, yok. Çünkü dinlenmeyen de yok. Bakın yasal olmayan illegal dinlemeleri demiyorum ona zaten yapacak bir şey yok. Ama yasal fakat hukuk dışı dinlemeler Türkiye`nin en önde gelen problemlerinden birisidir. Birçok yerde soruşturma yürütülüyor. Onun için bu konuda ayrıntı vermek istemiyorum. Fakat rakamları duysanız inanın şok olursunuz. Bazı meslektaşlarımızın maalesef kendi yetki alanını aşarak siyaseti tasarım görevine soyunması, bu da çok tehlikeli bir şey. Yargı, kesinlikle kendi sınırları içerisinde kalması lazım. 3 erk `yasama, yürütme, yargı` demokrasinin işleyişi. Bu 3 erkin görevini kendi sınırları içerisinde ifa etmesine bağlı. Yargı eğer kendi görev alanı dışına çıkarsa, ortada bir sorun var demektir. Bu da güven endeksine yansıyan sebeplerden birisi. Peki, ne yapmamız lazım? Bu güven endeksini nasıl artıracağız? Çok basit, yasalara uyacağız. Kendi görev alanı içinde kalacağız, görev alanımızın dışına çıkmayacağız. Vicdani kanaatimizi hukuka uygun şekilde kullanacağız."

"YARGIDA BİRLİĞİN KAPISI HERKESE AÇIKTIR"

Hâkim ve savcıların dünya görüşünü mesleğine yansıtmaması gerektiğini vurgulayan Metin Yandırmaz, "Eğer bir hâkim bir savcı dünya görüşünü, mensubiyetini mesleğine kötü şekilde yansıtıyorsa ortada bir problem vardır. Yansıtmaması lazım. Aksi takdirde ne olur, bugünkü gibi kargaşa olur. Siyaset mekanizması yargıya müdahale etmedikçe, güven endeksi yükselecektir. Bu da bizim sizlerin siyasete müdahale etmememizle gerçekleşecek bir şey. Biz kendi alanımızda kalırsak, siyasette kendi alanında kalır. 3`üncü Daire Başkanlığına seçildim. Şu anda karara bağlanması beklenen 9 bin 167 şikâyet evrakı var. Yargıda Birlik, ayrıştırma projesi değil. Geçtiğimiz son birkaç ay içerisinde müthiş bir ayrışma yaşandı. Dünya görüşü ne olursa olsun Yargıda Birliğin kapısı herkese açıktır. 12 Ekim seçimi Türk yargısında bir milat olmuştur. Kimseyi ayrıştırmayacağız, tüm hâkim savcıların kurulu olacağız. Herhangi bir zümrenin, grubun, siyasi görüşün kurulu olmayacağız. Evrensel hukuk ilkelerine uygun davranacağız. En önemli şey sizlerin bunun takipçisi olmanız. Örgütlü şekilde hareket ederseniz bizden hesap da sorabilirsiniz, bizim sözlerimizi yerine getirip getirmediğimizin de takipçisi olabilirsiniz" diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —