Vahşetin etnik kimliği meşru mazereti olamaz!

Vahşetin etnik kimliği meşru mazereti olamaz!

MEMUR SEN VE EĞİTİM BİR SEN ŞUBE BAŞKANI YALÇIN BAZI ÇEVRELERCE MÜLTECİLER ÜZERİNDEN ALGI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILDIĞINI İLERİ SÜRDÜ

MEMUR SEN VE EĞİTİM BİR SEN ŞUBE BAŞKANI YALÇIN BAZI ÇEVRELERCE MÜLTECİLER ÜZERİNDEN ALGI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILDIĞINI İLERİ SÜRDÜ

Vahşetin etnik kimliği meşru mazereti olamaz!

Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Kırıkkale şube başkanı Yaver Yalçın Türkiye´de sığınmacı olarak barınan mültecilerle ilgili son zamanlarda kamuoyunda algı oluşturulmaya çalışıldığını belerterek ?Vahşetin etnik kimliği, meşru mazereti olamaz? dedi.

SUÇ MAKİNESİ 

Yalçın konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada Ülkemize geldikleri günden beri, çeşitli kesimlerce haklarında olumsuz algılar üretilmek istenen Suriyeli muhacirlerle ilgili olarak son bir kaç haftadır özellikle sanat ve siyaset camiası üzerinden sosyal medya aracılığıyla, Suriyelilerin birer suç makinesi olarak lanse edildikleri karalama kampanyası yoğunlaştı. Son olarak Ankara´da bir tecavüz söylentisi üzerine yüzlerce kişinin sokağa çıkması ve mültecilerin hedef gösterilmesinin oluşturulmaya çalışılan algının sonucu olduğunu bildirdi.

SURİYELİLERİN KARIŞTIĞI OLAY SADECE YÜZDE 1

2014-2017 arasında Suriyelilerin karıştığı adli olayların Türkiye´de yaşanan adli olaylara oranla sadece yüzde 1.32 olduğunu belirten Yalçın açıklamasında şu ifadelere yer verdi ?Yaşanılan her adli olayı mültecilere bağlamanın zamanla nefret suçu kapsamında değerlendirilebilecek boyutlara ulaşabileceğini ve bir arada yaşama kültüründe kalıcı yaralar açacağını görmek gerekir. Bu bağlamda yaşananların medya tarafından haberlere konu edilişlerinde etnik, siyasi, dini kimliklerin ön plana çıkarılmasını ve bu kimliklere kriminal anlamlar devşirilmesini gayrı ahlaki ve gayrı insani buluyoruz. Toplum içinde yaşanan olayların abartılarak ve manipüle edilerek dillendirilmesi toplumsal infial potansiyelini arttıracaktır.?

HABERLER TOPLUMSAL ALGI OPERASYONUNA YÖNELİK 

?Bu haberlerle oluşturulmaya çalışılan toplumsal gerilim eşliğinde dün gece 9 aylık hamile olan Emani Al-Rahman Sakarya´nın Kaynarca İlçesi´nde başına taşla vurularak 10 aylık küçük oğlu ise boğularak katledildi, katil zanlıları maktulün kocası ile yaşadıkları husumetten dolayı bu suçu işlediklerini itiraf ettiler. Türkiye´de üç milyonu aşkın Suriyeli misafir ağırlamaktayız. Bu sayının yaklaşık 1.3 milyonu Suriyeli kadın mültecilerden oluşmaktadır.  Bu kardeşlerimiz, ülkemizde uluslararası desteğin dışında kendi imkanlarımız ile ağırlanmaktadır.?

BU ZAMANA KADAR OLMUŞ EN BÜYÜK GÖÇ DALGASI

 Bu büyüklükteki bir göç dalgasının toplumsal polarizasyonu keskinleştirmemesi ve yapılan yardımların sürdürülebilir olması için entegrasyon çalışmalarının planlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Bu çalışmalar salt devlet eli ile değil sivil toplum örgütleri aracılığı ile de yapılmalı, yürütülen çalışmaların öteki ile birlikte yaşama kültürünü güçlendirmesi hedeflenmelidir. Toplumsal entegrasyonun planlı olarak yapılması, birlikte yaşam kültürünün geliştirilmesini hızlandıracaktır.?

BU GÖÇLER BERABERİNDE BİRÇOK SORUNU GETİRMEKTEDİR

?Uluslararası göçler, hem göç eden hem de göçü kabul eden toplumlar açısından birçok sorunu beraberinde getirir. Türkiye´ye dönük büyük göç dalgasının kontrollü olarak yönetilmesinde toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerekmektedir. Kamp dışında yaşayan ailelerin, vefa ve vicdan timsali olan kadınlarımız tarafından kucaklanması, toplumsal kabul görmelerine yardımcı olunması, kültürel kodlarımızda ve medeniyet tasavvurumuzda yer alan ensar-muhacir kardeşliğini ihya etmesi bütün bu sorunların üstesinden gelinmesine yapısal bir katkı sunacaktır. Böylece Türkiye´nin verdiği destek dışında neredeyse kimsesiz bırakılan Suriyeli kardeşlerimizle ilgili yaratılmaya çalışılan ?tekinsiz öteki/ mülteci? algısını yıkabiliriz. Aksi takdirde kabul görmeyen kimliklerin kriminal kimliklere, gettolaşmaların olduğu mekânların olay mahalline dönüşmesi kaçınılmaz olur.?

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BU MESELELERE SAHİP ÇIKMALIDIR

Yalçın açıklamasının devamında ?Sivil toplum alanında mücadele yürüten tüm örgütler olarak evlerinden zorla koparılmış bu insanları, mülteci olarak değil insanlık ailesinin fertleri olarak görmek durumundayız. Başta kadın hakları mücadelesi yürüten kuruluşlar, insan hakları örgütleri ve duyarlı sivil toplum kurumları sessizliğe gömülerek, yaşasaydı Cuma günü doğuma alınacak olan Emani Al-Rahmani´yi mücadelelerinin dışına iterek, Emani´nin şahsında Suriyeli misafirlerimizin ?öteki? olmasına müsaade etmemelidir. Memur-Sen olarak Sakarya´da yaşanan menfur olayı, ?Vahşetin etnik kimliği, meşru mazereti olamaz? bilinci ile kınıyor faillerin en ağır ceza ile yargılanmasını talep ediyoruz. Bir zulümden kaçarken başka bir zulme kurban giden anne ve yavrularına Allahtan rahmet acılı ailesine sabırlar diliyoruz? şeklinde ifadelere yer verdi.

Haber Merkezi