HAYATINI ANLATTI
Mumcu için CHP İl Başkanlığında düzenlenen törende konuşan İl Başkanı Ahmet Önal, “Uğur Mumcu 22 Ağustos 1942’de Kırşehir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamlayan Mumcu daha sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde kaydoldu. Buradan 1965 yılında mezun oldu ve bir süre avukatlık yaptı. 1969 -1972 yıllarında asistanlık yapmaya başlayan Mumcu yazmaya üniversite öğrenciliği yıllarında Yön Dergisinde başladı. 12 Mart döneminde bir yazısı sebebiyle 7 yıl hapse mahkûm edildi. Bu olaydan sonra askerliğini 1972-1974 yılları arasında Ağrı’nın Patnos ilçesinde sakıncalı piyade eri olarak tamamladı” dedi.
ALÇAKÇA ÖLDÜRÜLDÜ
Sözlerine devam eden Önal, “Üniversite yıllarında Yön Dergisinde başlattığı mesleki hayatında Türk Solu, Devrim, Ant gibi dergilerde yazdı. Köşe yazarlığına 1974 yılında haftalık Yeni Ortam dergisinde başladı. Ardından 1975 yılından itibaren Cumhuriyet Gazetesinde köşe yazıları yazdı. 1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet Gazetesi için yazmaya başladı. Gözlem başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız yazdı. 6 Kasım 1991’de İlhan Selçuk ve 80 Cumhuriyet çalışanıyla birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. Ardından 1992 yılında yeniden Cumhuriyet Gazetesinde yazmaya başlayan Mumcu’nun gazetecilik hayatı başarılarla doludur. Daha sonra hepimizin bildiği üzere 24 Ocak 1993 yılında arabasına konulan bombanın haince ve alçakça patlatılması sonucu yaşamını kaybetmiştir” diye konuştu.
BİNLERCE KÖŞE YAZDI
Önal, “1993 yılına kadar 25’i aşkın araştırma kitabı yazan Mumcu’nun sayısı binleri bulan köşe yazıları mevcuttur. Uğur Mumcu’nun kitaplarında ve köşe yazılarında yıllar öncesinden bahsettiği konular bugün için dahi geçerliliğini koruduğu gibi, ülkemizin bugün içinde bulunduğu kaotik ortamı anlamak için yeniden okunması gereken niteliktedir. Mumcu’nun kaleminin kırılmasının üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen ne tetikçileri, ne kiralık katilleri, ne de saldırının perde arkasındaki kirli eller bulunamamıştır. Mumcu’yu katledenler belki onu vurdular, parçaladılar ama yok edemediler. Yokluğunda geçen bunca yıla rağmen onu yok etmeye çalışanlar amaçlarına ulaşamadığı gibi içimizdeki Mumcu sevgisini de yok edemedi” dedi.
TÜRKİYE SEVDASINDAN ÖLDÜ
Önal, “Uğur Mumcu’nun yaşamına son verem kimselerle kişisel hiçbir sorunu yoktu. Hatta onları tanımazdı. O aydınlık ve çağdaş Türkiye sevdasından öldü. Sanırım buna ölüm demek yanlış olur. Zira yaşamını yitirdikten yılar sonra aynı coşkuyla anılan birisi için öldü diyebilir miyiz? Yazdığı çoğu yazılarında ben Atatürkçüyüm, ben Cumhuriyetçiyim, ben antiemperyalistim, ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkar odaklarının karşısındayım diyordu. Yaşadığı müddet içerisinde hep bu ilkelerine bağlı kaldı. Uğur Mumcu belki yaşasaydı AKP’nin ABD’nin din bezirgânlığı yapanların ve dini siyasete alet eden AKP iktidarının tam karşısında olurdu. Sonuçta Ergenekoncu yaftası yapıştırılarak Silivri’de tutsak yaşardı diye düşünüyorum. Mumcu’nun da dediği gibi, ‘Bir gün mezarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi. Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.”
72 YAŞINDA OLACAKTI
Önal konuşmasına şu şekilde sürdürdü: “Uğur Mumcu insanlara neden acı çektirildiğini ise yıllar önce şöyle açıklamıştı. İnsanlar niçin acı çeker, niçin hapis yatar? Bunun bir nedeni var. Daha iyi dünya, daha iyi demokrasi, daha iyi sosyal adalet, ekmek ve özgürlük için. Birtakım insanlar neden 5 yıldan 15 yıla kadar hapsedilir. İşte bugünkü düzen gibi bir düzen sürsün diye. Uğur Mumcu yaşasaydı bugün 72 yaşında olacaktı. Kim bilir yazar kimliğiyle 2002’den sonra Türkiye’yi yöneten AKP iktidarının en korktuğu yazarlardan biri belki de Mustafa Balbay’ın koğuş arkadaşı olabilirdi. Uğur Mumcu yaşasaydı Ergenekon, Balyoz, Oda TV, 3 Temmuz, 17 Aralık ve 25 Aralık davaları onun kaleminden gazetecilik anlayışından başka türlü okunabilirdi. Bedenen aramızda olmasa bile Uğur Mumcu laik ve demokratik bir Türkiye için kalemiyle yürüttüğü onurlu mücadelede bizlere ortak olmakta yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir. Ömrü boyunca doğru bildiğini yazmaktan korkmayan demokrasi sevdalısı, cesaretin simgesi Uğur Mumcu’yu katledilişinin yıl dönümünde sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz” diye konuştu.