Türk olmayanları sevindirdi

Türk olmayanları sevindirdi

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı A. Yücel Karabacak ve beraberindeki sendika üyelerei Cumhuriyet Meydanı'nda demokrasi paketi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Sendika adına açıklamayı yapan Karabacak içinde Türk kelimesinin olduğu andımızın kaldırılması

TÜM YURTTAN TEPKİ YAĞIYOR

Başbakanın açıkladığı yeni demokrasi paketi tüm yurtta olduğu gibi Kırıkkale’de de büyük tepki topluyor. Özellikle terör eylemcilerinin siyasette önünü açan ve andımızın okunmasını illegalleştiren maddelerin tamamen Türk milletine aykırı olduğunu belirten sivil toplum kuruluşları tepkilerini dile getirmek için basın açıklamaları yapıyor.  Bu kapsamda üyeleri ile birlikte Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması yapan Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı A. Yücel Karabacak ise paketin Türk milletine sunulmuş bir baldıran zehiri olduğunu söyledi.

 

BALDIRAN ZEHRİ SUNDULAR

 

Karabacak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Demokrasi ve özgürlükle uzaktan yakından ilgisi olmayan, 76 milyon vatandaşımızın ortak ihtiyaçlarını karşılamak yerine terör örgütünün taleplerini hayata geçirmeyi amaçlayan şüpheli bir paketle karşı karşıyayız. Bugün burada bir kez daha tarihe not düşmek adına toplanmış bulunuyoruz. Yıllardır yürütülen kampanyalarla bizleri bir arada tutan tarihi ve kutsal kavramlarımızın içi boşaltılmak, inanç değerlerimiz yıpratılmak, milli ve manevi değerlerimiz yozlaştırılmak istenmekte; milletimizin ve devletimizin geleceği üzerinde kirli bir oyun oynanmaktadır.  Bu oyunun son sahnesi ise demokratikleşme paketi adı altında, Türk milletine dayatılan baldıran zehiri olmuştur. 

 

BÖLÜNMÜŞ BİR TÜRKİYE İSTİYORLAR

Bu paketle, 30 yıl boyunca ülkemizi bir kan gölüne çeviren eli kanlı bebek katillerinin ana dilde eğitim talebi, özel okullarda hayat bulmakta, bölücülerin çok dilli toplum hayali, Hükümet eliyle gerçekleştirilmektedir. Bununla ana dilde eğitim, terör örgütünün müktesebatına geçirilmekte, milletimizin arasındaki iletişim koparılmak istenilmektedir. 

Alfabemizde olmayan harflerin kullanılmaya başlamasının ve isteyen herkesin her dilde eğitim yapabilmesinin ardından gidilen yol, çok dilli, çok milletli, çok başlı, bölünmüş bir Türkiye’ye çıkmaktadır. 

 

TÜRK VE DOĞRU KELİMELERİNE KARŞI

Bu yol, dilde ayrışma, iş’te ayrışma, fikirde ayrışma ve nihayetinde hedefte ayrışma yoludur.    Bu paketle, Türk coğrafyasında yaşayan tüm vatandaşlarımızı bir arada tutan ve ortak bir amaç etrafında kenetlenmemizi sağlayan üst kimliğimiz “Türklük” yok edilmek istenilmekte, bu doğrultuda her sabah okullarda okutulan “Öğrenci Andı” kaldırılmakta, “Ne mutlu Türküm diyene” diyenler susturulmaktadır. Bu paketle bölücü klavyelere özgürlük, birleştirici dillere pranga vurulmaktadır. “Türküm”le başlayan, “doğruyum”la devam eden bir andın kaldırılması, ancak Türk olmayan ve doğru olmayan insanları memnun etmek için atılmış bir adım olacaktır.

TERÖR EYLEMCİLERİ SİYASETE KARIŞACAK

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde çocuklarımızın “Türküm” demesi, “doğruyum” demesi, “çalışkanım” demesi kimleri, neden rahatsız etmektedir. Bundan ancak, Türklük şuurundan uzak, Türklerle tarihi bir hesaplaşma peşinde koşanlar rahatsız olur. Biz bunların kim olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu şüpheli paketten çıkan bir başka tuzak ise siyasi partilere üye olma yasağının kaldırılması konusunda yaşanmaktadır. Başbakan, Siyasi Partiler Kanunundaki, siyasi partilere üye olmayı yasaklayan bütün maddelerin kaldırılacağını beyan etmiştir.   Halihazırda terör eyleminden dolayı mahkûm olanların siyasi partilere üye olması yasaktır. Bu yasağın kalkması, siyasi partilere eş başkanlık sisteminin getirilmesi ile birlikte değerlendirildiğinde bebek katilinin, bir partiye eş başkan olarak siyasete atılmasının önünü açacak bir uygulama olacaktır.

MİLLETİMİZİN ARZUSU MU ?

Demokratikleşme paketi adı altında açılan, aslında Pandora’nın Kutusu’dur. Bu paket, Türklüğün ve Türk milletinin geleceğine döşenen mayınlarla doludur. Bu paketle, tüm milletimizin yasağın kaldırılması yönünde hem fikir olduğu ve hemen uygulamaya geçilmesi mümkün olan, kadınlarımızın inançlarının bir gereği olarak örtündüğü başörtüsü konusu, PKK’nın kirli talepleri ile aynı potada değerlendirilerek siyasi emellere alet edilmekte, kirli taleplerin üzeri örtülmektedir.   Bu paketle, terör örgütünün talepleri 76 milyon vatandaşımızın ortak taleplerine tercih edilmekte, bebek katilleriyle yapılan pazarlıklarda verilen sözler, tüm milletimizin arzusuymuş gibi gösterilmektedir.

BÖLÜNME VİRÜSÜ BESLENİYOR

İktidar, 30 yıldır milletimizi ve devletimizi bölmek isteyenlere karşı yürütülen mücadelede geri adım atmış, adeta terör örgütüne teslim olmuştur. Bir süredir milli kimliğimizin, birlik ve beraberliğimizin bütün unsurları teker teker imha edilmekte, bizi biz yapan değerlerimiz dejenerasyona uğratılarak tarihe gömülmek istenmektedir.  Aziz Türk milleti, tarih boyunca yaşamadığı bir zillete maruz bırakılmakta, esaret dönemlerinde bile görülmemiş bir kültürel soykırıma tabi tutulmaktadır.  Demokrasi kisvesi altında, demokrasi katledilmekte, milletimizin sinesine yerleştirilen ayrışma, bölünme ve kopma virüsü alabildiğine beslenip, büyütülmektedir.

AYRIŞMAYI KÖRÜKLEDİLER

Yılladır gizliden gizliye yürütülen Türk milletini tarihinden koparma ve milli kimliğini unutturma politikası bu paketle gün yüzüne çıkmış, kapalı kapılar ardında terör örgütüne verilen kirli sözlerin büyük bir kısmı bu paketle hayat bulmuştur. Daha ileri demokrasi, daha demokratik bir Türkiye için hazırlandığı söylenen paketin açıklandığı basın toplantısına yandaş olmayan, iktidarla aynı düşünceyi paylaşmayan basın yayın kuruluşları alınmamıştır. Bu tutum dahi, bu kimselerin özürlü demokrasi anlayışını ortaya koymaya yetmektedir. 11 yıllık iktidarı boyunca ötekileştirmeyi genel kural haline getirdiler. Ayrışmayı alabildiğine körüklediler.

 

 

TÜRK DÜŞMANLARI

Kendinden olmayanı yok etmeyi mübah saydılar. Bitaraf olanın bertaraf edilmesini emrettiler. Özgür medyayı susturdular. PKK’nın taleplerini, türbanla kamufle ettiler. Demokrasiyi yok ettiler. Şimdi ise demokrasi adı altında ülkeyi terör örgütüne teslim etmeyi, PKK’nın taleplerinin hayata geçirilmesini asli görev edindiler.  Bu anlayış, adım adım, yavaş yavaş, sindire sindire ülkemizi bölünme uçurumuna doğru sürüklemektedir. Çağrımız Türklüğe ve Türk milletinedir. Türk kimliğine ve birliğine karşı girişilen saldırıların, süslü paketlerle pazarlandığı bir dönemi yaşıyoruz. Dışı süslü paketin içinden, Türk düşmanlarının cerahatli fikirlerinin, hain tuzaklarının pis kokuları gelmektedir.