Anlayacakları dilden konuşma zamanıdır
Türk Metal Sendikası Kırıkkale Şube Başkanı Mürsel Öcal, önceki gün Hakkari?de terör örgütü PKK tarafından yapılan hain saldırı ile ilgili açıklama yaptı. Öcal, ?Şimdi, kahpe teröre kucak açanların anlayacakları dilden konuşmak zamanıdır? dedi.
AKP, TÜRKİYE?YE, BİZ İSE BÖLGEYE HAKİMİZ
Öcal, ?Bir ülkenin devlet olduğunu gösteren en önemli unsur, milletidir. Devlet, milletine karşı üzerine düşen sosyal, ekonomik ve kültürel sorumlulukları yerine getirdiğinde; millete de devletine kurumlarıyla, kurallarıyla sahip çıkmak, devletin bayrağının, bağımsızlığının ve bütünlüğünün sağlanması yolunda üzerine düşen görevleri yerine getirmek düşer. Bu ilişkilerdeki samimiyet, devleti de, milleti de güçlü yapar. Devletin gücü, milletin gücüdür. Millet, devletinin gücünü gördükçe, devletini daha çok sahiplenir. Türkiye, yıllardan beridir, terörün sebep olduğu acıları yaşayarak bugüne geldi. Bugün, yaşananlara baktığımızda var olan ve devam eden daha da önemlisi millet olarak keder ve üzüntümüzü periyodlara bağlayan, kronikleştiren olayların adını koymakta zorlanıyoruz. Artık belli olmuştur ki, dilimiz söylemeye varmasa da Doğu ve Güneydoğu?da yaşanan üzücü gelişmelerin adı ?terör? değildir. Nitekim, bugün terörle ve teröristlerle yakın ilişkiler içinde olduğunu bildiğimiz, hatta ve hatta TBMM koltuklarında kendisine yer bulanların, ?AKP, Türkiye?ye, biz ise bölgeye hakimiz? şeklindeki sözleri bu görüşü/olasılığı doğrular niteliktedir. Dolayısıyla devletimizin ve hükümetimizin yaşanan üzücü gelişmelere bu gözle bakıp, tedbirlerini bu doğrultuda geliştirmesi yerinde olacaktır.
ACI NAMUSLUDUR, ŞEREFLİDİR
Devletimizin, milletimizin, bayrağımızın, bağımsızlığımızın ve bütünlüğümüzün korunmasında, güvenliğimizin sağlanmasında her zaman tek güvencemiz olan askerlerimiz ve polislerimiz canları pahasına da olsa bu görevi yerine getirmektedir. Bugün 19 Ekim 2011. Daha dün 5 polisimizin ve 3 vatandaşımızın şehit edildiği olayların acısını ve gerginliğini üzerimizden atmadan, bugün sabahın ilk saatlerinde, daha öğleni yapmadan 24 şehidimizin olduğunu, büyük hem de çok büyük bir acı ve üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Çok yerlerden açıklamalar yapılacak, üzüntüler bildirilecek, hatta ve hatta bu acıyı bize yaşatanlarla, Türk askerine ve polisine tetik çekenlerle kol kola olanlar da yaşananlardan üzüntü duyduklarını söyleyeceklerdir. Her şeyden evvel, şunu söyleyelim ki, bizim millet olarak yaşadığımız üzüntü, çektiğimiz acı namusludur, şereflidir. Artık, bizim millet olarak namussuz ve şerefsiz gözyaşlarına inanma lüksümüz yoktur. Artık, hem devlet hem de millet olarak sözün bittiği yerdeyiz. Artık, Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ni ve Türk Milleti?ni anlamayanlarla, anlayacakları dilden konuşma zamanıdır. Kahpece saldırıları yapan yaratıklar, kucaklarına oturdukları iç ve dış çevrelerin, kendilerini maşa olarak kullandıklarını anladığında iş işten geçmiş olacaktır. Türk Milleti?nin asil vicdanı onları ve yaptıklarını asla sineye çekmeyecek ve kabul etmeyecektir. Şimdi, yapılacak tek şey vardır. O da adına terör denen bu kahpelikleri yapanları içimizden atmak, onları kendimizden uzaklaştırmaktır. İçimizde barınmalarına müsaade edildiğinde, ne yazık ki acılar ve üzüntüler de devam edecek, ateş düştüğü yeri yakacaktır. Şehitlerimize Allah?tan rahmet, aziz milletimize, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
Nefret ve şiddetle kınıyoruz
Sağlık Sen Kırıkkale Şubesi Başkanı Murat Çaykara basın açıklaması yaparak, Hakkari?nin Çukurca ve Yüksekova ilçesi kırsal kesiminde sınırdaki askeri birliğe saldırarak 24 askerimizin şehit olmasına,18 askerimizin de yaralanmasına neden olan eli kanlı PKK terör örgütünün hain saldırısını nefret ve şiddetle kınadığını söyledi.
ACİL ŞİFALAR TEMENNİ EDİYORUZ
Çaykara, ?Ülkemizin son günlerde terörle mücadelede attığı kararlı adımlar, tükenme noktasına gelen terör örgütünü, kendisini ispatlama ve var olduğunu gösterme çabasıyla, bu tip eylemlere itmektedir. Ancak, milletimiz birlik ve beraberlik içinde, hiç olmadığı kadar büyük bir kararlılıkla terör belasının kökünü kazımaya kararlıdır. İçerden ve dışarıdan buna engel olmaya çalışacakların da buna gücü yetmeyecektir. Bölge halkının haklarını savunduğunu iddia eden eli kanlı terör örgütünün sivil, asker, kadın, çocuk, bebek ayrımı yapmadan katletmesi de, böyle olmadığının en açık örneğidir. Ülkemizin birlik ve beraberliğine giden yolda, devletle milletin yakınlaşmasını hazmedemeyerek kanlı bir eylem sahneye koyan terör örgütlerinin bu eylemleri, şüphesiz ki kenetlenmemizi daha da artıracaktır. Ülkemizi ve birlik-beraberliğimizi bölmek isteyenlere karşı, milletimiz sağduyusu ile cevap verecek, bu uğurda mücadele eden mihraklara asla fırsat vermeyecektir. Sağlık-Sen ailesi olarak, amacı, sonucu ve gerçekleştireni kim olursa olsun, her türlü terör eylemini şiddetle kınadığımızı belirtirken, şehit askerlerimize Allah`tan rahmet, başta aileleri olmak üzere, silah arkadaşlarına ve milletimize baş sağlığı diliyor, yaralı askerlerimize acil şifalar temenni ediyoruz?
PKK Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ne meydan okudu
Türk Ocakları Derneği Kırıkkale Şube Başkanı Dr. Hasan Yaylı önceki gün yaşanan PKK saldırıları için kınama yayımladı.
DEMOKRATİK ÖZERKLİK
Türk Ocakları Derneği Kırıkkale Şube Başkanı Dr. Hasan Yaylı, ?Bir gün önce Bitlis?teki mayınlı saldırıda şehit olan beş polisimizin naaşları henüz toprağa verilmeden ve Cumhurbaşkanı?nın bölgeyi ziyaretinin ardından Çukurca ve Yüksekova?da yapılan saldırılarla PKK Türkiye Cumhuriyeti Devleti?ne meydan okudu. İlk açıklamalara göre 24 askerimizin şehit olduğu, 22 sinin yaralandığı saldırıların yapılış tarzı, kullanılan silahlar, seçilen hedefler problemin çapını ve ciddiyetini bir kere daha gözler önüne sermiştir. PKK bu saldırıların cereyan ettiği Hakkari bölgesini uzun süreden beri pilot bölge olarak seçmiştir. Aylardır anlatmaya çalışıyoruz; son dönemlerde Hakkari?de, Yüksekova?da, Çukurca?da, Şemdinli?de Devletin varlığı fiilen tartışılır hale gelmiştir. 14 Temmuz?da Demokratik Toplum Kongresi toplantısında ilan edilen ?Demokratik Özerklik? projesi, KCK ve örgütün kontrolündeki belediyeler üzerinden buralarda geniş çaplı uygulanmaktadır. Hakkari?deki bu tabloyu Şırnak ve Cizre gibi şehirler başta olmak üzere, bölgenin geneline yayabilmek için bir yandan terör saldırıları yoğunlaştırılırken, diğer yandan sokak gösterileriyle, kitlesel eylemlerle yoğun bir çaba sarf edilmektedir.
IRKÇI, AYRILIKÇI
Problemin mahiyetini görmezlikten gelerek yeni bir anayasanın her derde deva olacağını düşünenler, hatta son terör saldırılarının anayasa hazırlıklarını baltalamaya yönelik girişimler şeklinde değerlendirip güvenlik güçlerinin operasyon yapmasına karşı çıkanlar, Silahlı Kuvvetleri itibarsızlaştırmak için basın üzerinden psikolojik kampanya yürütenler derin bir aymazlık içinde, bilerek veya bilmeyerek PKK?nın işini kolaylaştırmış oluyorlar. Hükümet bu dezenformasyon çabalarının etkisinden kurtularak doğru, gerçekçi ve etkili bir politika izlemek zorundadır. Türkiye demokrasi ve barış gibi kulağa hoş gelen kavramlar maske yapılarak, uyuşturularak önce ayrıştırılmak, etnik bir mozaik olduğumuza inandırılmak, ardından bölünmek isteniyor. Türk milletinin tarihî, sosyolojik ve politik bir gerçek olduğunu görmezlikten gelerek etnik bir unsur konumuna indirmeye çalışanlar, yeni anayasada zikredilmemesini isteyenler, ırkçı, ayrılıkçı Kürtçülük hareketinin uşaklığını yapıyorlar. Etnik fitne PKK üzerinden hedeflerine bir taraftan terör yöntemiyle ulaşmaya çalışırken, diğer taraftan yeni anayasayı diledikleri tarzda yaparak Türkiye?yi ayrıştırmak, konfederal bir yapının zeminini hazırlamayı amaçlıyor. Etnikçi, ayrılıkçı Kürtçülük hareketinin demokratik özerklik adı altında oluşturmak istediği Türkiye?yi bölmek anlamına gelen konfederal sistemin, sadece terör örgütünün arzusu olmadığı, bazı dış mihrakların yıllardan beri bu projeye çeşitli kanallardan büyük destek verdiği bilinmektedir. Türkiye, uluslar arası uzantıları olan, içerde etnik ve ideolojik ittifaklar yaparak ortak bir cephe oluşturan büyük bir komployla karşı karşıyadır.
ZAAFLARI DERHAL GİDERİLMELİDİR
Vatan topraklarını beklerken, ülkemizin bekası, millî varlığımızın devamı için görev yaparken PKK?lı teröristler tarafından şehit edilen evlatlarımızın hesabını sormak, terör örgütüne ve yandaşlarına akıttıkları bunca kanın bedelini ödetmek hükümetin namus borcudur. Bunun gereği vakit geçirilmeden yerine getirilmeli, sağlıklı bir durum muhakemesi yapılmalı, şu ana kadar mücadelede yapılan yanlışlar, eksiklikler belirlenmeli, güvenlik güçleri arasında koordinasyon güçlendirilmeli, istihbarat zaafları derhal giderilmelidir. Çok tartışılan açılım projesinin altının bomboş olmasının, ilk adımlardan başlanarak çözümün yanlış yerlerde aranmasının ne derece hata olduğunu artık herkes kabullenmek zorundadır. Türk Cumhuriyetleri arasında tarihî bir adım anlamını taşıyan Türk Konseyi Toplantısı?nın arifesinde bu saldırının yapılmış olması, Türk milletinin karşı karşıya olduğu husumetin çapını ve niteliğini göstermektedir. Doğrudan Türkiye?nin bütünlüğünün ve milli varlığımızın tehdit altında bulunduğu bu ortamda, siyasî görüş ayrılıkları bir tarafa bırakılmalı, şer güçlere karşı ortak bir ?millî cephe? kurulmalıdır. Sivil ve demokratik anayasa niyetini fetiş haline getirerek, esas ağırlık verilmesi gereken konuları ihmal ederek, dikkatleri buralardan kaydırarak gündem oluşturmaya çalışmak terörü azdırmaktan başka sonuç vermez. Millî mutabakat ve güç birliğinin sağlanması hususunda gerekenleri yapmak, somut adımlar atmak, iktidarıyla muhalefetiyle millî sorumlulukların hakkını vermek yerine Türk milletinin acısını içerikten yoksun demeçlerle bastırmayı düşünmek sadece günü geçiştirmeyi istemek anlamına gelir. Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Acıları yüreğimizi yakıyor; Türk Milleti?nin başı sağolsun.
Terörü ancak İslam birliği bitirir!
Saadet Partisi Merkez İl Başkanı Faruk Vurgun, Hakkâri?nin Çukurca ilçesinde meydana gelen, hain saldırıyı lanetledi.
BÜTÜN NEFRETİMLE LANETLİYORUM
Vurgun; ?Bu alçak ve hain saldırıları gerçekleştirenler Kürt kardeşlerimizin hakkını savunuyor olamazlar. Bunlar insanlıktan nasibi olmayan eli kanlı katillerdir. Ülkemizi kardeş kavgasına sürüklemek isteyen kiralık taşeronlardır. Aziz Milletimizin ortak kardeşlik dokusunu parçalamak, devlet kurumları arasındaki güvensizliği körüklemek ve güçlü devlet yapımızı bozmak istiyorlar. Bu alçak saldırıları gerçekleştirenleri bütün nefretimle lanetliyorum? dedi. Faruk Vurgun, şehit askerlerimize Cenab-ı Allah?tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diledi.
PERDE ARKASI CESURCA DEŞİFRE EDİLMELİDİR
Vurgun, ?Yıllardır dost ve müttefikimiz ABD ile istihbarat paylaşımından söz edilmektedir. Bu nasıl istihbarat paylaşımıdır ki, her gün bir karakolumuz, her gün bir taburumuz kimsenin haberi olmadan hedef olabiliyor? Bu silahlar nereden onların eline geçiyor? Hangi ülkeler bu örgüte destek veriyor? Bunların hepsi ortadayken, biz ülkemizdeki yangını söndürme gayretini bırakıp ABD?nin İsrail?in Ortadoğu?daki oyunlarında taşeronluk yapmaya devam ediyoruz. Bazı kaynaklar bölgede 3 binin üzerinde yabancı istihbarat elemanın cirit attığını belirtmektedir. Yine aynı kaynaklar K. Irak?ta Kürt gibi giyinen ve Kürtlerden daha iyi Kürtçe konuşan bine yakın Mossad ajanından bahsetmektedir. Bu ajanlar ne tür faaliyetlerle bulunmaktadır? Tüm bu ve benzeri sorular artık açıkça ortaya konmalı ve bu karanlık organizasyonun perde arkası cesurca deşifre edilmelidir? diye konuştu.
HÜZÜN DÜŞMEYE DEVAM EDECEKTİR
Faruk Vurgun, ?Terör örgütünün bir İsrail ABD işbirliği olduğunu bu ülkede yaşayan herkes görürken, biz hala ABD ile müttefik işler peşinde koşuyoruz. Hükümetin bir an evvel PKK ile bağı olan, onlara destek veren bütün ülkelerle ilişkilerini askıya alması ve o ülkelere karşı yaptırımlar uygulaması gerekmektedir.
Dış politikada yeniden şahsiyetimizi koruyan önlemleri alması gereken hükümet, İslam birliğinin acilen tesis edilip, ülkemizde ve tüm dünyada İslam kardeşliği paydasının ortak paydaya dönüşmesini sağlaması gerekiyor. Ama maalesef AKP hükümeti, AB?nin ve ABD?nin direktiflerini hayata geçirmeye uğraşmaktan başka bir şey yapmıyor? dedi. Vurgun, ?Milli Görüş politikalarına dönülmediği sürece, yüreğimize ateş, ocaklarımıza hüzün düşmeye devam edecektir? dedi. Evet, bu alçak terör eylemleri ancak ve ancak İslam kardeşliği ile bitecektir. Hükümet Kürt açılımı yerine İslam açılımı yapmalıdır. Ahlak ve maneviyatı yeniden tesis edip, İslam?a göre düşünmeli, İslam?ın ön gördüğü çözümlere odaklanmalıdır. Aksi durumda daha çok kan akacak ve daha çok genç beden bu kalleş terör nedeniyle toprağa düşecek. Eğer bunlar yapılmaz ve Hükümet bu politikalarına devam ederse, onları tarih affetmeyecek. Vicdanlar affetmeyecek. Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Aziz Milletimiz affetmeyecek, İslam ümmeti affetmeyecek, İnsanlık affetmeyecek. Şehit askerlerimize tekrar Cenab-ı Allah?tan rahmet, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum? dedi.
Yüce milletimizin başı sağolsun
Önceki gün Hakkari?de verilen şehitlerle ilgili açıklama yapan Kırıkkale MHP İl Başkanı Seyit Ahmet Göçer, ?Ne pahasına olursa olsun can veren evlatlarımız boşuna şehit olmamış yan gelip yatmamışlardır ve kanları elbet yerde kalmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti devleti asil ve güçlü bir devlettir. Yüce milletimizin başı sağolsun? dedi.
BEŞİR ATALAY İSTİFA ETMELİDİR
Kırıkkale MHP İl Başkanı Seyit Ahmet Göçer, ?Aziz Türk milletinin, Kırıkkaleli hemşerilerimizin ve şehit ailelerinin başı sağ olsun. Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Bu gece saat 01.00 sularında başlayıp sabah saatlerine kadar devam eden alçak saldırıların sonucunda vatan evlatlarımız şehit düşmüş bazıları ise ağır yaralı vaziyette ölümle pençeleşmektedirler. Hükümetin başlatmış olduğu ve bu sürecin yürütülmesinde baş aktörlük görevini eski içişleri bakanı yeni başbakan yardımcısı Beşir Atalay?a verdiği andan itibaren ne yazık ki anaların gözyaşları dinmemiş, babaların feryatları kesilmemiş ve Türk milletinin neredeyse her gün sabrederek izlediği şehit haberleri ard arda gelmeye devam etmiştir. Açılım diye ülkeyi iç savaşa sürükleme politikası yürüten hükümet, Habur sınır kapısında vatan evlatlarımızı şehit eden canileri kahraman gibi sergilettirip bunları davul zurnayla karşılayıp,kıl çadırlar kurup ayaklarına kadar devletin savcılarını ve hakimlerini oraya göndererek canileri aklama sürecine girmiştir.her fırsatta bu canilerin kollanıp desteklenmesi sureti ile azdırılmasına sebep olan baş aktör Beşir Atalay istifa etmelidir.?
EZBER BOZUYORUM
?Kandil`e bayrak dikilmesindeki gecikme ve meseleyi yavaştan alan kayıtsızlık ölüm ve saldırı olarak geri dönmektedir. Cinayet örgütünün sözde karargâhına, sınır ötesindeki kamplarına millet hançerinin saplanmasındaki savsaklamanın büyük bir bedeli ve ağır maliyeti olduğu net ve ortadadır. Ülkemiz iyi şeyler olacak sözleriyle girdiği terör kıskacında can ve derman kaybetmekte, milletimiz arkası arkasına menfur suikastların kurbanı olmaktadır. Bugünkü zaman diliminde; belini doğrultarak namlusunu üzerimize çeviren bölücü fitnenin azmasında; PKK açılımındaki inat ve ısrar etkileyici faktör olmuştur. Baştan beri girdiği yanlış ve karanlık yolda yüzsüzce sürünmeye devam eden Adalet ve Kalkınma Partisi`nin, "ezber bozuyorum" "tabuları yıkıyorum" "düşmanlığı kaldırıyorum" "dostluk çemberi oluşturuyorum" adı altında sürdürdüğü yanlış politikalar bugün karşımıza hezimet, hüsran ve terör olarak çıkmıştır. Bu vahim terör hadiselerinin özellikle Başbakan ve hükümetin beceriksizliğinden kaynaklandığı ortadadır.?
KILAVUZLUK YAPAN GAFİLLER
?2002 yılında iktidara geldiğinde terörü ve bölücülüğü tamamıyla ortadan kaldırmak için önünde uygun fırsatlar bulan hükümet bu imkânları düşüncesizce heba ve israf etmiştir. Karşımızdaki kanlı sonuç Adalet ve Kalkınma Partisi için seneler içerisinde bölücülerle girdiği yakınlaşmanın neticesinden başka bir şey değildir. Ekilen bölücülük tohumları; mayın, bomba, mermi ve gözyaşı olarak biçilmektedir. Türk milletinin ancak savaş şartlarında vereceği kayıp; özgürlük, demokrasi ve barış sözleriyle hayata geçmiştir. Bu felakete çanak tutan, destek veren, teşvik eden, meşrulaştırmaya çalışan, sindirmeye çabalayan ve kılavuzluk yapan gafillerin ise akan kandan doğrudan doğruya sorumlu oldukları açık ve meydandadır. Milliyetçi Hareket Partisi`nin belirli aralıklarla kamuoyuna aktardığı görüş, düşünce ve tespitlerinin ne kadar haklı olduğu bugün bir kez daha anlaşılmıştır. Kandil`e bayrak dikilmesindeki gecikme ve meseleyi yavaştan alan kayıtsızlık ölüm ve saldırı olarak geri dönmektedir.
KİMSE İNKÂR EDEMEYECEKTİR
Cinayet örgütünün sözde karargâhına, sınır ötesindeki kamplarına millet hançerinin saplanmasındaki savsaklamanın büyük bir bedeli ve ağır maliyeti olduğu net ve ortadadır. Habur`daki terörist karşılama ve teslim törenlerinin ikinci karanlık yıl dönümünde, Türkiye Cumhuriyeti`nin güç ve imkânları mutlaka harekete geçirilerek, milletimizin hakkı savunulmalıdır. Şehitlerimizin diyeti ve kanlarının intikamı ancak bu şekilde alınabilecektir. Milletimizin yüreğini dağlayan saldırıların öcünün alınması için Başbakan ve hükümetinin bekleyecek anı, ihmal edecek zamanı kalmamıştır. AKP hükümeti, bölücü terörün hakkında gelmek amacıyla aradığı ve istediği millet desteğini mutlaka bulacaktır. Bu şartlara rağmen, PKK maşalarının yok edilmesi ve bölücülüğün kökünden kazınması gerçekleştirilemezse AKP`nin teröristlerle aynı emel ve hedefte buluştuğu gerçeğini kimse inkâr edemeyecektir. Sonuç olarak ise terör her ne surette olursa olsun desteklenmesi ve kollanması asla düşünülemeyecek kadar vahim, gaddar ve caniliktir. Buda gösteriyor ki şu anki hükümet terörden medet ummuş ve siyasi rant elde etmek istemiştir. Gelinen son noktada ise bunun sadece AKP hükümeti ve yandaşlarına yaradığı apaçık ortadadır. Diğer taraftan ise Türk milletine hüsran acı ve keder bırakmıştır?
Siyah beyaz çıkan gazetelere teşekkür
Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kırıkkale Şube Başkanı Rıfat Öcal, dün bazı yerel gazetelerin siyah beyaz çıkması ve duyarlılık gösterdiği için gazetelere teşekkür etti.
DUYGULARA ORTAK OLDUNUZ
Açıklama yapan Rıfat Öcal, ?19 Ekim 2011 tarihinde eli kanlı bebek katillerinin yapmış olduğu haince yapılan saldırı sonucu 24 Vatan evladımız Şehit olmuş ve 18 evladımız hakkında 20 Ekim 2011 tarihli gazeteniz yayınlarını Siyah ? Beyaz yayınlayarak Şehit aileleri ve Gazilerin duygularına ortak oldunuz. Vatanın ve Milletin Bölünmez Bütünlüğü içerisinde göstermiş olduğunuz bu yüksek duyarlılığınıza Şehit Aileleri ve Gazilerimiz adına şükranlarımı sunarım? dedi.