SAĞLIĞIN YEDEĞİ YOKMUŞ

SAĞLIĞIN YEDEĞİ YOKMUŞ

Geçtiğimiz Mart ayında yaşadığım ciddi sağlık sorununu, kalp krizi geçirdiğim andan ameliyat olma sürecine kadar yaşadıklarımı iyisiyle, kötüsüyle sizlerle paylaşacağım. Umarım, yaşadığım sıkıntılı olaylar başka hiçbir vatandaşımı

SAĞLIĞIN YEDEĞİ YOKMUŞ

Değerli Okurlarım,

Geçtiğimiz Mart ayında yaşadığım ciddi sağlık sorununu, kalp krizi geçirdiğim andan ameliyat olma sürecine kadar yaşadıklarımı iyisiyle, kötüsüyle sizlerle paylaşacağım. Umarım, yaşadığım sıkıntılı olaylar başka hiçbir vatandaşımızın başına gelmez.

11 Mart 2021 tarihinde akşam saatlerinde rahatsızlandım ve Yüksek İhtisas Hastanesi Acil Servisine kaldırıldım. Kalbim ve kollarımda dayanılmaz ağrılar vardı. “Hemen EKG çekelim” dediler ama EKG cihazına elektrik gelmedi. Acilde görevli bayan doktor, sizi Tıp Fakültesine göndereceğiz dedi. Biz de, “tamam gönderin ama ambulansla doktor kontrolünde gidelim” dediğimizde, “Hayır, ambulans veremeyiz. Kendi imkânlarınızla gideceksiniz” gibi anlamsız bir tepkiyle karşılaştık. Düşünebiliyor musunuz, kalp krizi geçirdiği gün gibi ortada olan bir hastaya, “Ambulans veremeyiz kendi imkânlarınızla gidin diyebilen doktorlar var memlekette!” Sonradan öğrendik ki, Doktor unvanlı bayanın ambulans verebilmesi için bir tutanakla EKG cihazının arızalı olduğunu belirtmesi gerekiyormuş. Onu da yapamazmış, çünkü söz konusu cihazdan YİH’te onlarca varmış!!!

Bu tartışmalar yaşanırken, şu an görsem bile tanıyamayacağım, “insan evladı bir görevli” elinde bir başka EKG cihazıyla geldi. EKG çekildi, kalp krizi geçirdiğimi söyledi, yoğun bakıma kaldırıldım. Dr. İbrahim Halil İnaç tarafından anjiyom yapıldı ve sonuç olarak 3 damarımın tıkalı olduğu tespit edildikten sonra stent mi takalım, Bypass mı yapalım noktasında kararsız kaldılar. Sonuç olarak Bypass olmam konusunda Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Özer Bey ile mutabık kalındı. Kararın hemen ardından Ankara’ya, Gazi Üniversitesi Hastanesine sevk edildim. Bütün bunları sağlayan, yakın ilgisini esirgemeyen Dr. İbrahim Halil İnanç’a ve acil servisteki görevli sağlık emekçilerine şükranlarımı sunuyorum.

Bu arada, kendileriyle irtibat kurulan Gazi Hastanesi yetkilileri, Kovit-19 testi yapılmasını, sonucun negatif çıkması halinde beni kabul edebileceklerinin söylediler. Akşam saat sekiz sularına Kırıkkale YİH’te testim yapıldı. 23.30’da sonuçlarım çıktı ve 112 Acil Servis Ambulansı marifetiyle Gazi Hastanesine hareket ettik. Anlayacağınız, kalp krizi geçiren bir hasta 4.5 saat bekletilmiş oldu. Peki, test sonucum pozitif çıksaydı ne olurdu? İnanın, orasını hiç düşünemiyorum bile. Burada hastanelerimizi suçlamak istemiyorum elbette, ama saniyelerin hayati önem taşıdığı bir sağlık sorundan bahsediyorum. Oysa bu tür durumlarda kısa sürede netice veren testlerin dünyada var olduğunu biliyoruz. Temennimiz bu tür testlerin ülkemizde de yapılması…

Bu süreçte 112’de görevli Dr. Samet Engin’e özellikle teşekkür etmek istiyorum. Bu değerli kardeşimiz, ambulansla Ankara’ya hareket ettiğimizde üşüdüğümü anladı ve kendisinin de üşüdüğü her halinden belli olmasına rağmen hiç tereddüt etmeden kabanını üzerime örttü. Samet kardeşimizn şahsına, ekibine tekrar teşekkür ediyorum.

Tüm bu hengâmenin ardından ertesi gün ameliyat oldum. Ameliyatım çok uzun sürmüş. Başarılı bir şekilde ameliyatımı gerçekleştiren hemşehrimiz Doç. Dr. Abdullah Özer ve ekibine, gerek yoğun bakımda, gerekse serviste görevli doktor, hemşire, hastabakıcı, hizmetli tüm sağlık emekçilerine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Gazi Hastanesinde kaldığım 6 gün boyunca, başta doktorum Abdullah Özer’den, tüm görevlilerden yakın ilgi gördüm. Herkesin görevini dört dörtlük yaptığına tanık oldum. Bu anlamda hastane yönetimini de kutluyorum.

Bu vesileyle,

Kalp krizi geçirdiğim andan itibaren beni bir dakika bile yalnız bırakmayan eşime, çocuklarıma ve yakınlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Değerli dostlarım şu an çok iyiyim. Önce Mevla’mın sonra, doktorumun sayesinde sağlığıma kavuştum. Allah’a binlerce kez şükürler olsun…

Kalp krizi geçirdiğimi, arkasından ameliyat oluğumu duyan, arayan, hastanede durumumla yakından ilgilenen başta Valimiz Sayın Yunus Sezer’e, Kırıkkale Milletvekilimiz Sayın Halil Öztürk’e, Kırıkkale Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Saygılı’ya, 26. Dönem Kırıkkale Milletvekilimiz Sayın Mehmet Demir’e, İl Genel Meclisi Başkanımız Sayın Murat Çaykara’ya, Ak Parti İl Başkanı Sayın Mustafa Kaplan’a, İyi Parti İl Başkanı Sayın Bülent Altınışık’a, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Emrah Doğan’a, CHP Merkez İlçe Başkanı Sayın Yücel Kızık’a, İyi Parti Merkez İlçe Başkanı Yavuz Kuzucu’ya, Yahşihan Belediye Başkanı Sayın Osman Türkyılmaz’a, Bahşılı Belediye Başkanı Sayın Recep Zafer Tekin’e, hastalığım boyunca defalarca arayan İl Sağlık Müdürümüz Sayın Murat Ağırtaş’a, Kırıkkale Eski Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Pekdoğan’a, Kırıkkale Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Mutlu Erol Bakır’a, Yahşihan Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Hakan Şansal’a, Kırıkkale Belediyesi Eski Başkan Yardımcılarından Harun Ulusoy’a özellikle değerli meslektaşlarıma, telefonla sosyal medya yoluyla arayarak geçmiş olsun dileklerine bulunan, dua eden dostlarıma, yakınlarıma, ezcümle hepinize teşekkür ederim. Hepinizden Allah razı olsun. Hepinize sağlıklı günler dilerim.



1

KIRIKKALE’DE BİR İLK!

2

Dr. Öğr. Üyesi Baki Derhem Hasta Kabülüne Başladı

3

KIRIKKALE, SAĞLIKTA GELECEĞİN TEKNOLOJİSİYLE TANIŞIYOR

4

Artık randevu daha kolay

5

Sağlıklı yaşamanın ilk kuralı yürümek

6

Pes doğrusu!

7

Kovid-19’da kötü değiliz