Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ``Türkiye, bütün dünyada hem mazlum ve masum insanlara yardımcı oluyor; hem de büyük felaketler karşısında, elinden gelen gayreti hemen ilk anda herkesten daha önce başarıyla götürüyor ve takdim ediyor`` dedi.
Arınç, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) tarafından medya kuruluşlarının temsilcileri, yabancı misyonların ve kamu kurumlarının basın görevlileri ile basın mensuplarına verilen iftarda, Ramazan ayının mukaddes bir ay olduğunu, Ramazan`a farklı inanç mensuplarının da saygı gösterdiğini belirtti.
Arınç, şöyle konuştu: ``Ben pek çok büyükelçilikten iftar daveti aldığım için biliyorum. Müslümanlıktan başka farklı inançlara sahiptirler, onların da inançlarına saygı gösteriyoruz. Ama onlar da bizim Ramazan`ımıza, orucumuza, inancımıza hep saygı gösterdiler. Dolayısıyla onlara da teşekkür ediyoruz. Çünkü bu biraraya gelmek, güzellikleri konuşmak, dostlukları, arkadaşlıkları, sevgileri çoğaltmak için sahip olduğumuz güzel günlerdendir.``
BYEGM`in görevini iyi yapan bir kurum olduğunu ifade eden Arınç, Anadolu Ajansı ile 1920 yılında kurulduğunu, her iki kuruma da milli mücadelenin bütün dünyaya tanıtılması, sonrasında Cumhuriyet ile basın-yayın ve bilgilendirme konusunda çok anlamlı görevler verildiğini söyledi.
``Bu önemli görevi zaman zaman tam yerine getirdiğimiz de olmuştur, zaman zaman durağan dönemler de gelmiştir`` diyen Arınç, şunları kaydetti: ``Son yıllarda çalışanlarımızın büyük özverileriyle Basın Yayın Enformasyon üzerine düşen görevi ve kendisine Büyük Atatürk tarafından 91 yıl önce verilen misyonu bugün fazlasıyla yerine getiriyor. İnşallah birkaç gün içerisinde Basın Yayın Enformasyon Kanunu`nda Kanun Hükmünde Kararname ile yapılacak değişikliklerle bu kurumun etkinliğini daha da artıracağız.`` 1,5 yıl önce Başbakanlık genelgesiyle kurulan Kamu Diplomasisi Genel Koordinatörlüğünün de BYEGM bünyesinde faaliyet gösterdiğini anımsatan Arınç, ``O da şimdi bir ajans olarak tekrar kuruluşu kanunla ortaya konulacaktır`` dedi. Arınç, kurumdaki çalışmaların başarılı şekilde sürdüğünü ifade ederek, bazı çalışmalar hakkında bilgi verdi.
-SOMALİ`DEKİ KITLIK-
Somali`de yaşanan kıtlığa değinen Arınç, ``İnancı ne olursa olsun sadece Müslümanlık açısından değil Türkiye, bütün dünyada hem mazlum ve masum insanlara yardımcı oluyor; hem de büyük felaketler karşısında, bu kıtlık, tsunami, zelzele, deprem olabilir, elinden gelen gayreti hemen ilk anda herkesten daha önce başarıyla götürüyor ve takdim ediyor`` diye konuştu. Somali`nin güvenlik açısından çok riskli bir ülke olduğuna dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti: ``(Mogadişu Havaalanı`na uçak inebilir mi, acaba içerideki birbiriyle çatışan gruplar havaalanını kapatabilirler mi, hastalık olabilir mi, acaba oradaki insanlara ulaşılabilir mi?) diye pek çok endişe vardı. Ama Sayın Başbakanımız, bunların hiçbirini dinlemedi. Eşini, çocuklarını ve Türkiye`den hem büyük bir medya, hem de büyük bir yardımsever kitlesiyle Somali`ye gitti. Olayı bizzat yerinde gördüler. Yapılacak işler konusunda yetkililerden bilgi aldılar. Kendilerini karşılamaya gelenlerin elindeki bir afiş göz yaşartıcıydı: Unutulan ülke Somali`ye hoş geldiniz. Dünyanın unuttuğu ülke Somali`ye hoş geldiniz.
Sadece Türkiye`nin selam verdiği, sadece Türkiye`den gidenlerin başları okşadığı, ellerinden tuttuğu, hastalıklar için hastane kurmayı, sağlıklı altyapı için gerekenleri yapmayı ve Türkiye`nin hamiyet sever halkının gönderdiği yardımları bizzat ulaştırmayı Sayın Başbakanımız başarıyla sonuçlandırdı. Bundan dolayı Türk milletinin bir ferdi olarak iftihar duyuyoruz. Bu sadece hükümetin bir meselesi değildir. Eminim ki bu ziyaret 74 milyon insanımız tarafından da alkışlanmış, destek görmüştür. Milletimizin yapısında, karakterinde, fıtratında bu var. Biz ekmeğini, fakirle, muhtaçla paylaşan bir inanca sahibiz. Çorbasının suyunu biraz fazla koyup komşularını düşünen, komşuluk hakkını, fakirin, yoksulun hakkını dini bir görev olarak yerine getiren ve aynı zamanda insani vazife olarak da geleneklerine bağlılık olarak da buna önem veren bir milletin çocuklarıyız.``
-``TÜM DÜNYANIN VADETTİĞİ YARDIMIN FAZLASI...``-
Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Somali`ye toplanan yardımın illerden gelecekler haricinde 270 milyon lira olduğunu anımsatan Arınç, şunları söyledi: ``İllerden gelenlerle birlikte 300`ü geçeceği ifade edildi. Bugün için iftiharla söylemeliyim, Kadir Gecesi ve bayram sabahında namazda toplanacak yardımlarla bunun 500 milyon liraya ulaşacağını tahmin edebiliyoruz. Bu miktar bütün dünyadan yapılması vadedilen yardımın daha fazlasıdır. Bütün dünya bir tarafa, Türkiye bir tarafa. Türkiye hepsinden daha fazla yardım vermiştir. Bazen kağıt toplayarak geçimini sağlayan insanların, bazen oyuncağına sıkı sıkıya sarılmış yavrularımızın en sevdiği varlıklarını, bazılarının kumbaralarını alarak koştukları, bazılarının bileğindeki küçücük bilezikleri Somali`ye yardım olsun diye verdikleri bir milletin mensubu olmak hepimize iftihar veriyor. Somali`ye, bir kardeş ve dost ülkenin insanlarına Türkiye`den en büyük yardımı götürmenin, gururunu, iftiharını yaşıyoruz. Hepinizin buna destek olduğuna inanıyorum.`` Ramazanın barış ayı olduğuna işaret eden Arınç, ramazan ayının kavga, çatışma ve nefretten uzak, insanların kucaklaştığı aylar olduğunu ifade etti. ``Ne yazık ki bu ayların içinde acı olayları yaşıyoruz`` diyen Arınç, Libya ve Suriye`de yaşananlara değindi.
Libya ile ilgili ``İsteriz ki orada halkın kendi yönetimi barışçı yöntemlerle kurulabilsin, çatışma olmasın, insan hayatı tehlikeye girmesin, ölümler olmasın, o ülkenin tabii kaynakları, zenginlikleri hem birilerinin eline geçmesin hem de perişan edilmesin`` diyen Arınç, ``Ama maalesef çok ciddi çatışmalar var. Bir devrin bitmekte olduğunu, yeni bir dönemin başlamakta olduğunu hemen hemen görebiliyoruz. Keşke kan dökülmeden, barışçı yöntemlerle olsaydı. Keşke halkın taleplerine bu kadar silah, bu kadar yabancı dış güçler karışmadan, ülkenin kendi içindeki dönüşümü gerçekleşebilseydi. Dileriz ki Libya bundan sonraki dönemde huzur ve güvenlik içinde, tabii servetlerini çalıştıran, ekonomisi gelişmiş, milyonlarca insanın huzurla yaşadığı bir ülke olabilsin`` diye konuştu.
Suriye ile Türkiye arasındaki akrabalık bağlarına işaret eden Arınç, ``Suriye`de elbette huzur ve güvenlik olmalı, toprak bütünlüğü devam etmeli. Ancak reformlar halkın talepleri ve istekleri demokratik yollarla karşılanmalı. Silah, şiddet ve öldürme, insan hayatına kıyma hiç bir zaman olmamalı. Bunlar basit ve kuru temenniler değil. O ülkelerin yöneticilerine anlayacakları dille yapmaları gereken usul ve yöntemlerle emin olun ki Başbakanımız da Cumhurbaşkanımız da hükümetimiz de her zaman söyledi. Söylemeye devam ediyoruz`` dedi.
``Bir ramazan ayında şehirlerin tanklarla kuşatılması, hatta Lazkiye`nin denizden bombalanıyor olması yüreğimizi parçalamıştır. Hiçbir sebep bunları haklı ve meşru gösteremez`` diyen Arınç, Suriye halkının taleplerinin, demokrasiyi genişleterek, özgürlükleri büyüterek karşılanmasının mümkün olduğunu ifade etti.
TERÖRLE MÜCADELE
Terörle mücadeleye değinen Arınç, terör ve teröristle mücadelenin kendi yöntemleri bulunduğunu belirterek, ``Bu yöntemleri çok radikal aynı zamanda da verimli kullanmaya mecburuz, kullanıyoruz, kullanacağız. Çünkü dünyada terörün silahı, amacı, yapmak istediği bellidir ve bu her ülkenin kendi başına yapacağı bir mücadele de değildir. Terörle mücadele ortak bir platformu, ortak bir inancı mutlaka gerektiriyor`` dedi.
İfade özgürlüğünün bütün özgürlüklerin bileşkesi olduğunu ve bundan vazgeçilemeyeceğini ifade eden Arınç, zaman zaman basının özgür olmadığı yönünde tartışmalar yapıldığını belirtti.
Gazetecilerin, mesleklerini yaparken hiçbir baskıyla karşılaşmamasını dilediklerini vurgulayan Arınç, ``Bunun tedbirlerini alırız. Ama gazeteci sıfatıyla Türkiye`de yasaların suç saydığı fiillerin işlenmesi karşısında karşılaşacakları muamelenin de ne olacağı kanunlarda yazılıdır. Sadece birkaç örneği göstererek sanki bütün basına sansür getirilmiş gibi, sanki bütün gazeteciler cezaevinde veya girmek üzere gibi bir hava verilmesi doğru değildir`` dedi.
İftarda konuşan Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya da ramazan ayının kardeşlik duygularını yücelten, insanları birbirine yakınlaştıran bir ay olduğunu ifade etti.
Kurumun görev alanındaki diğer kurumlarla iş birliği içinde çalıştığını da anlatan Karakaya, bazı çalışmaları hakkında bilgi verdi. Karakaya, davete katılanlara teşekkür etti.
Somali`nin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Nur Şeyh Hamid Mürsel de ülkesinde uzun yıllardır yaşanan iç savaş ve kıtlığı anımsattı. Ülkenin uzun zamandır yağış almadığını da belirten Mürsel, yaşananlardan olumsuz etkilenen halkın Başkente, Etiyopya ve Kenya sınırına göç ettiğini, göç sırasında da ölümler yaşandığını anlattı. Mürsel, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Türk halkından çok büyük yardım gördüklerini belirterek, gösterilen kardeşliğe halkı adına teşekkür etti.
Başbakan Yardımcısı Arınç, BYEGM çalışanlarının topladığı yardımı da Somali Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Mürsel`e verdi. İftara, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu ile birlikte tüm medya kuruluşlarının temsilcileri ile yöneticilerin yanısıra ilimizden gazetemiz sahibi Mehmet Altundağ, Yazıişleri Müdürü Murat Karadağ ve köşe yazarları Osman Karabay ve Habilhan Pehlivanlı?da katıldı. Yemekten sonra katılıcılarla uzun, uzun sohbetlerin edildiği toplantı geç saatlere kadar sürdü