ÇOK SAYIDA DAVETLİ KATILDI
Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ayşe Güler tarafından organize edilen serginin açılışına oldukça renkli geçti. Açılışını, Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hakan Kocamış ve Prof. Dr. Osman Çağlayan, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Arapgirlioğlu, Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Şuayip Yücel, Resim Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ayşe Güler, Resim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Gençer ve öğrenci velisi Berat Cömert’in yaptığı sergiye farklı fakültelerden çok sayıda yönetici, öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.
“GENİŞ KİTLELERE ULAŞTIRACAĞIZ”
Rahmi Pehlivanlı gibi bir değerin fırça darbelerini öğrencilerle buluşturmayı hedeflediklerini belirten Resim Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ayşe Güler, “Bir anda ortaya çıkan bu sergi fikri şimdilik böyle bir ortamda gerçekleşti. Rahmi Pehlivanlı’nın ressamlığını ve eserlerini ilerleyen zamanlarda daha olgunlaştırılmış bir halde hem üniversitemizin hem de şehrimizin geniş kitlelerine ulaştırmak amacındayız. Bu konuda çalışmalarımıza destek olan başta Sayın Rektörümüz olmak üzere tüm öğretim elemanlarımıza ve öğrencilerimize teşekkür ederim” dedi.
ÖZEL ÇABALARLA ULAŞILDI
Kırıkkale’nin yetiştirdiği önemli ressam-akademisyenlerden Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Gençer de asılları Ortadoğu Teknik Üniversitesinde (ODTÜ) bulunan Ressam Rahmi Pehlivanlı’ya ait tabloların reprodüksiyonlarının (tıpkıbasımlarının) Kırıkkale Üniversitesine kazandırılması konusunda yıllar önce yaptıkları çalışmayı anlatarak, Pehlivanlı’nın ölümünün ardından bir kısmı kaybolan eserlerin daha sonra oldukça korunaklı bir depoya sahip olan ODTÜ’ye bağışlandığını ve kendilerinin özel izinle bu tabloları fotoğraflayıp reprodüksiyonlarını (tıpkıbasımlarını) Kırıkkale Üniversitesi envanterine kattıklarını ifade etti.
“DAHA ÇOK ARAŞTIRACAĞIZ”
24 Mart 1926 doğumlu Ressam Rahmi Pehlivanlı’nın 1940-1950 yılları arasında Kırıkkale ve Ankara’da ticaretle uğraştığını, bu arada da amatörce resimler yaptığını belirten Gençer, “O yıllara ait tablolara ulaşmak pek de mümkün olmadı. Zira ilerleyen yıllarda Rahmi Pehlivanlı’nın bizzat kendisini anlattığı ‘1 Fırça, 1 Palet, Bir Hayat’ adlı kitabında da o yıllara ait tablolarının nerede olduğunu hatırlamadığını kendisi de belirtiyor” dedi. Ancak o yıllarda dedesini resmettiği bir tabloya daha sonra kendi gayretleriyle ulaştığını belirten Gençer, “Pehlivanlı, kitabında tasvir ettiği dedesinin aslında tablosunu da çizmiş. Bu esere de çok sonra ulaşabildim. Ressam Rahmi Pehlivanlı, sürekli araştırılması, irdelenmesi gereken bir cevherdir. Araştırdıkça kim bilir daha ne tür bilgilere ulaşacağız…” diye konuştu.
KIRIKKALE BİR SANAT ŞEHRİDİR
Kendisi de bizzat Ressam Rahmi Pehlivanlı’nın akrabası olan Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Okutmanı Selda Pehlivanlı Akgün de Ressam Rahmi Pehlivanlı’nın Kırıkkale için ne kadar önemli bir değer olduğunu vurgulayarak, “Rahmi Pehlivanlı, Kırıkkale Üniversitesi öğrencilerine akademik olarak, Kırıkkale halkına da Kırıkkaleli bir sanatçı olarak mutlaka daha çok tanıtılmalıdır. Kırıkkale, gizli kalmış, geniş kitlelere tanıtılamamış sanat ve sanatçıları bağrından çıkarmış bir şehirdir. Bu şehrin sığ, sanatla kültürle alakası olmayan bir şehir olarak biliniyor olması gerçekten çok üzücü bir durum. Tam da bu noktada şehrin yetiştirdiği yöneticilerin, aydınların, akademisyenlerin ve sanatçıların devreye girerek Kırıkkale’nin kültür ve sanat alanındaki tanıtımını çok iyi yapması gerekir. Bizler, Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak gerek resim, gerek müzik alanında şehrimize katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Umarım bu konuda herkes üzerine düşen görevi yerine getirir ve Kırıkkale’mizde gizli kalmış cevherleri gün yüzüne çıkarırız” dedi.
ÜSTADI YAŞATMAK
Sergi sırasında Rahmi Pehlivanlı’nın “Nene Hatun” adlı eserinin birebir çizimini gerçekleştiren Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencilerinden Abdullah Çömert, “Bizler büyük üstadın anısını yaşatmak, eserlerini tüm dünyaya tanıtmak ve onun bu tabloları çizerken neler hissettiğini anlamaya çalışmak üzere şövalye başına geçtik. Elimizde bulunan paletteki bir renk dahi büyük ressamımızın fırça darbelerindeki renklerle benzeşirse bizim için büyük bir onurdur” derken, Abdullah Cömert’in babası Berat Cömert de Kırıkkale’nin yetiştirip dünyaya sunduğu bu büyük değeri yaşatma adına çizimler yapan ve eğitim alan oğluyla gurur duyduğunu ifade etti.