İLAÇ VE CERRAHİ BİR İŞLEM DEĞİL
Yardımcı Doç. Dr. Oktaş, PRP tedavisinin ilaç veya cerrahi bir işlem olmadığını belirterek, hastadan alınan kanı belirli işlemlerden geçirdikten sonra, yararlı hücrelerden zengin plazmayı hastanın yaralanmış veya problemli olan yerine zerk ettiklerini belirtti.
PRP TEDAVİSİ SAYESİNDE
PRP tedavisinin diz, kalça, ayak bileği kireçlenmeleri ile genellikle sporculardaki kasık ağrısı şikâyetlerinin çözümü olduğunu vurgulayan Oktaş, "PRP tedavisi sayesinde hastalar kendi kanıyla şifa buluyor. Kandaki serum ve trombositler birbirinden ayrılıyor. Trombositler ayrı enjektörle hastalıklı bölgeye uygulanıyor" dedi.
DOKU HASARLARINI İYİLEŞTİRİYOR
Oktaş, kandaki trombositlerin doku hasarının iyileşmesini sağladığını dile getirerek, şöyle konuştu: "Bu yöntem kesin çözüm değil. Hastaları iyileştirdiği birçok deneyle görülmüş ama özellikle kıkırdağın yenilenmesini sağlayıcı tedavi. Hastayı ne kadar erken yakalarsak, hastanın yaşı, eklem durumu ne kadar düşükse bu yöntemden göreceğimiz fayda da o kadar fazla oluyor. Belki çok kötü dizlerde ameliyatı kaldıramayabiliyoruz ama çok uzun dönemde iyileşme yüzde 80`lere varan yaşam kalitesinde artış sağlayabiliyoruz. Kan sadece hücrelerin ayıklanması için santrifüj dediğimiz dakikada 2 bin, 3 bin devirde dönen cihazlarla ayrıştırılıyor. Bizim yara iyileşmelerde gördüğümüz çok ciddi iyileşmeyi sağlayıcı hücreler var. Bu hücrelerinde içerisinde büyüme faktörü var. Bizim çocukluğumuzdan itibaren gelişmemizde, yaraların iyileşmesinde, dokuların yenilenmesinde önemli olan hücreler. Biz bu hücreleri yoğunlaştırarak o bölgeye veriyoruz. Bir nevi uzun dönemde olacak iyileşmeyi çok kısa bir sürede kontrolünü yapabiliyoruz." PRP tedavisine 18-20 yaş grubunda spor yaralanmalarında başlandığını belirten Oktaş, 70-80 yaşındaki kireçlenme hastalarına kadar uygulanabildiğini ifade etti.