Patlama kurbanları resmen şehit

Yahşihan İlçesi`ndeki Türk Silahlı Kuvvetleri`ne ait Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisi`nde meydana gelen patlamada enkaz altında kalan 4`ncü işçinin de cesedine dün sabah saatlerinde ancak ulaşıldı. Genelkurmay Başkanlığı, ölen 4 işçiyi şehit statüsüne aldı. Kırıkkale`ye 25 kilometre mesafede bulunan Yahşihan İlçesi`ndeki askeri tesiste, önceki gün gece saat 00.43`de Tnt deposunda meydana gelen şiddetli patlamanın neden kaynaklandığı yönündeki araştırmalar sürerken, enkaz altındaki 4`ncü işçinin cesedine de bugün ulaşıldı. İlk olarak cesedine ulaşılan işçi 43 yaşındaki Salih Erkeç`in tanınabilir olduğu için GATA`da otopsisinin yapıldığı, diğer 3 cesedin ise tanınamaz halde oldukları için, Keçiören Adli Tıp Kurumu`nda ailelerinden alınan DNA örnekleriyle kimlik tespitlerinin yapılacağı belirtildi.

 

Ölen işçilerden, kimliği belli olan Salih Erkeç`in, yarın Kırıkkale Atatepe Camii`nde öğle vakti kılınacak namazın ardından, askeri törenle Yahşihan Mezarlığı`nda toprağa verileceği bildirildi. Diğer 3 işçi Adnan Dağdeviren (46), Sezai Çalışkan (30) ve Samet Aygar`ın (19) DNA örnekleriyle otopsisileri sonucu kimliklerinin belirlenmesinin ardından cenaze törenlerinin bir sonraki gün yapılabileceği bildirildi.

 

Bu arada olayda hayatını kaybeden 4 işçiye şehit statüsü verilmesi için Milli Savunma işyerlerinde örgütlü Türk Harbiş Sendikası`nın Genelkurmay Başkanlığı ile yaptığı görüşmeler olumlu sonuçlandı. Buna göre 4 işçi, bu tür işyeri kazalarında şehit statüsüne kavuşan ilk isimler oldu. Yine Türk Harbiş Sendikası`nın üyelerine ferdi kaza sigortası yapması nedeniyle, ölen işçilerin ailelerine 20`şer bin lira tazminat ödeneceği belirtildi. Sendika gönüllerinin içinde olduğu Ankara Savunma Sanayii İşçi Aileleri yardımlaşma Sandığı`na üye olan işçilerin yakınlarına da yine ayrıca 20 şer bin lira yardım sağlanacak.

 

Genelkurmay Başkanlığı, Kırıkkale`de bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisi Müdürlüğü`ne 2009 yılında basın turu düzenlemişti.

Brifingte şu bilgiler verilmişti: "TSK Mühimmat Ayırma ve Ayıklama Tesisi`nde, TSK envanterinde bulunan kullanım dışı ömür devrini doldurmuş, envanterden çıkmış silahlara ait mühimmat ile teknik yönden hizmete elverişsiz mühimmatı çevreye zarar vermeden ekonomiye kazandırmak. 1 Mart 2004 tarihinde imzalanan BM Ottova Sözleşmesi kapsamında TSK depolarında bulunan antipersonel kara mayınlarını ayırma ve ayıklamak ile yurtdışından gelebilecek mühimmatın da ayırma ve ayıklamasının yapılması. Tesis 9 atölye, 3 depo, 11 hizmet binası ile 7 bin 295 metrekarelik kapalı alan toplamda da 198 bin metrekarelik bir alanda konuşlu. Tesiste 10 subay, 16 astsubay, 54 sivil memur ve 97 işçi olmak üzere 177 personel görev yapıyor. Tesiste er ve erbaş görev yapmıyor."

 

Tesis uluslararası ve AB çevre standartlarına uyumlu bir tesis olarak kuruldu. Ayrıca, NAMSA patlayıcı maddeler ile çalışlaşabilirlik sertifikasına sahip. Teknolojik olarak da tesiste bulunan bütün araç ve gereçler Türk mühendislerince, tasarımı üretimi ve kalitikasyonu yapılmış.

Tesisin amaçlarından biri de azami ölçüde otomasyon kullanılarak, makine ve ekipman modülleri ile metal hurda/patlayıcı maddeler ekonomiye kazandırılmasıdır. Tesiste kovanlı mühimmat, kovansız mühimmat, füze ve roket ayırma, su jeti kesim, Tnt tahliye ve son işlem atölyeleri ile zırhlı statik ve tahta yakma fırınları bulunuyor. Bu arada mühimmat ile yapılan tüm çalışmalar esnasında çıkan gaz, sıvı ve katı atıklar çevreye zarar vermeyecek hele getiriliyor. Tesiste kuruluşundan 2009`a kadar 1800 ton metal hurdası ve 200 ton patlayıcı madde imha edildi. TSK depolarında bulunan anti-personel mayınlarının da yüzde 50`sini imha etti.

Brifingin ardından gazetecilere tesis gezdirilirken, gezi öncesi statik elektriğin önlenmesi için gazeteciler topuk bandı taktı. Ayrıca yine statik elektriğe karşı tesislere girerken gazeteciler metal bir levhaya dokundular. Tesiste çalışan personel ise yanmaz kumaştan kıyafetler giyiyor. Ayrıca tesiste cep telefonu sinyal verici cihazların sokulması yasak. Askeri yetkililer gezi sırasında foto-muhabirlerinden flash patlatmamalarını kameramanlardan ise ışık yakmamaları istemişti.