Gazeteciliğin, fedakârlık isteyen mesleklerin başında geldiğine dikkat çeken Öztürk, "Türk basını, özellikle de yerel basın, Milli Mücadele yıllarında milli duygulara hitap ederek, milli birlik ve beraberliğin sağlanması yönünde görevini en iyi şekilde yerine getirmiş, hem Anadolu'nun düşman işgaline karşı direnişinin yürekli sesi olmuş hem de bu direnişin kahramanlarının destanını yazmıştır. Bugün de binbir güçlükle mesleklerini icra etmeye çalışan değerli gazetecilerimizin çabaları takdir edilmesi gereken bir durumdur." ifadelerine yer verdi.
Basın Demek Maşeri Vicdanın Gözü, Kulağı Demektir!
Ayrıca basının bilgi ve haber almadaki yönüne de dikkat çeken Öztürk: Tarafsız ve objektif basın demokrasinin nefes borusu, sosyal ve siyasal bünyenin dinamosu, haber alma özgürlüğünün çimentosudur.
Basın demek; malumat, maşeri vicdanın gözü, kulağı demektir. Özellikle ülkemizin beka mücadelesi verdiği, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nı inşa ettiği şu günlerde Türklüğün tarafında olan düşmana kalemşörlük yapmayan basın mensuplarının önemi ve kıymeti daha da fazla artmakta ve anlaşılmaktadır. Basın mensuplarının hak ve özgürlük mücadelesinde, daha iyi imkânlarda hizmet verebilme davasında her an yanlarında olduğumuzu ifade etmek isteriz. Türk basını yalnız değildir, sahipsiz değildir. Türk milliyetçileri her daim Türk basınının en büyük destekçileridir.
Bu vesileyle mesleklerini yürüten kıymetli gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutluyor, başta Cengiz AKYILDIZ ağabeyimiz olmak üzere, basın şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.