Tarih: 18.01.2011 18:30

ÖRGÜTLENMENİN OLMADIĞI YERDE DEMOKRASİ OLMAZ

Facebook Twitter Linked-in

TAM YOL İLERİ

Konu başlıkları halinde açıklamalarda bulunan Türk Metal Sendikası Genel Başkan Pevrul Kavlak, ?Demokrasinin en temel koşullarından birisi, örgütlenme özgürlüğüdür. Örgütlenme özgürlüğünün olmadığı, kısıtlandığı veya engellendiği toplumlarda demokrasi; olsa olsa sadece bir masaldır. Türkiye, demokratikleşme konusundaki samimiyetini göstererek, Uluslararası Çalışma Örgütü?nün 87 sayılı sözleşmesine imza koymuştur. 87 sayılı sözleşme, sendika özgürlüğünün ve örgütlenme hakkının korunmasına ili kindir. Yine Türkiye, hem serbestçe örgütlenme, hem de toplu sözleşme hakkını tanıyan 98 sayılı sözleşmeye de imza koymuştur. Ancak, bu sözleşmelere imza koyan Türkiye?nin örgütlenme konusundaki samimiyeti bugüne kadar ILO tarafından hep sorgulanmıştır. Bunun için Türkiye, her ILO toplantısında özel paragrafa yani kara listeye alınmaktadır. Türkiye?de demokrasinin kesintiye uğradığı 1980 yılında, nüfusumuz 42 milyon iken, sendikalı işçi sayısı 3,5 milyon idi. Bugün ise 72 milyon nüfusa karşılık, sadece 700 bin sendikalı var. Bu, yüzde 1 demektir. Bu, bir demokrasi ayıbıdır. Bu ayıbın sebebi olarak ortada üç şık vardır: Ya bu sözleşmelere imza atanlar, attıkları imzaya sahip çıkmıyorlar. Ya da işçilerin sendikalaşmasını istemeyen lobi, ülkeyi yönetenlere baskı yaparak, demokratikleşmeye ve örgütlenmeye engel oluyor. Üçüncü şık ise, bizleri ilgilendiriyor: Ya da biz sendikalar olarak, örgütlenme ve sendikalaşma konusunda planlı, programlı ve kararlı olamıyoruz?

 

YOKSULLUKLA MÜCADELE İÇİN SOSYAL DEVLET OLMAK ŞART

?Kabul etmek gerekir ki, her ülkede yoksul insanlar vardır. Ama her ülkenin, bu gerçekten hareketle yoksullukla mücadele programı da vardır. Bugün Avrupa?da uygulanan yoksullukla mücadele programları, yüzde 40 oranında başarılı olurken, bizim ülkemizde bu anlamdaki mücadelenin başarı oranı ancak yüzde 7?dir. Bu, başarı mıdır yoksa başarısızlık mıdır, bunun yorumunu size bırakıyorum. Yoksullukla mücadelede atılacak birinci adım, işsizlikle mücadeledir, ikincisi ise, çalışanları insanca yaşamayı sağlayacak asgari ücrete kavuşturmaktır. Bütünüyle ele aldığımızda ise, yoksullukla mücadelenin tek bir şartı vardır, o da sosyal devlet olmaktır?

 

ANAYASA VE ASGARİ ÜCRET

Anayasa?nın 49?uncu maddesi, ?Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri almalıdır? diyor. Dolayısıyla işsizlikle mücadele ve insanca bir ücret, devletin yerine getirmesi gereken anayasal bir görevdir. Türkiye?de 9,5 milyon sigortalı çalışan var. Bunların 4 milyonu asgari ücretli. Çalışma Bakanlığının verilerine göre, asgari ücretlinin bakmakla yükümlü olduğu fert sayısı 2,54. Yani yaklaşık 10 milyon insan bu ücretle hayata tutunmaya çalışıyor. Asgari ücret, hükümetin ve işverenlerin ortak kararıyla 629 lira olarak açıklandı. Yapılan sendikal bir araştırmaya göre, Türkiye?de 2006?2010 arasında asgari ücret yüzde 37,1 yükselirken, kiralar ortalama yüzde 55,3, elektrik yüzde 67, kömür yüzde 60,8, ekmek yüzde 59,4 arttı. Ama asgari ücrete gelen zam, günlük 2 simit parası. Asgari ücretli, 629 lira ile ailesini ancak 21 gün açlığa karşı koruyabilmektedir. Yoksulluğa ise ancak 7 gün dayanabilmektedir. Asgari ücret, bugünkü haliyle bir anayasa suçudur.?

 

KAYITDIŞIYLA MÜCADELE İÇİN SENDİKALAŞMAK ŞART

?Türkiye?de SSK?ya kayıtlı 1 milyon 300 bine yakın işyeri var. Toplam olarak 22 milyon çalışan var. 9,5 milyon işçi sigortalı çalışıyor. İstihdamın yarısı kayıt dışında. O zaman ülkemiz için ve çalışanlar için kayıt dışında çalışanların kayıt altına alınması için çalışmamız gerekiyor. Yoksa bir taraftan kayıtışı diğer taraftan kuralsız çalışma biçimleri hem çalışanların hem de sendikaların canına okuyacak. O zaman kayıt dışı ile mücadele etmek zorundayız. Bunun yolu da sendikalaşmaktan geçiyor. Çünkü sendikalaşmanın olduğu yerde kayıt dışı olmaz. Sendikalaşmanın olduğu yerde emek sömürüsü olmaz. Sendikalaşmanın olduğu yerde, demokrasi olur. Sendikalaşma gelişmeyi hızlandırır, üretimi arttırır. Her yerde her zaman sendikalaşmaya özen göstermek zorundayız?

 

EKONOMİ, İNSAN, ÖRGÜTLENME VE SENDİKA

?Dünyaya anlamını veren varlık, insandır. İnsanın, kendi zihni yetenekleriyle oluşturduğu bilimler vardır. Siyaset, bunlardan biridir. Felsefe bunlardan biridir. Matematik ve Fen?le devam ederek bunları çoğaltabiliriz. Ama günümüzde en fazla değer verilen bilim ise ekonomidir. İnsanoğlu, ekonomiyi hayatla insanlık arasında adil bir denge kurmak için yazmıştır, bilim yapmıştır..Yani ekonominin öznesi insandır..Ama bugüne baktığımızda öznenin değiştiğini görüyoruz?Terazinin zenginleri ta yan kefesi daha ağır basıyor. Dünyada sendikaların ortaya çıkış nedeni de teraziyi dengelemek. Her sendika, kendi ülkesinde bu amaçla çaba gösteriyor, mücadele ediyor. Mücadele ise yalnız olmuyor..Bir olmak, iri olmak, diri olmak gerekiyor. Bunun için örgütlenmek gerekiyor. Biz, gerek 2011 gerekse önümüzdeki diğer yıllar için örgütlenmeyi hedefliyoruz..Bugün en fazla örgütlenme performansı gösteren sendika olmamıza rağmen, bu konuda bıkmadan, usanmadan, yorulmadan yolumuza devam etmek zorundayız?

 

BİZ, BİR AİLEYİZ

2000?li yıllarda görüldü ki tıpkı sanayi devrimi sonrasında olduğu gibi, sendikalaşmayı içine sindirememiş çok büyük ve kalabalık bir kitlesel güç var karşımızda..Küreselleşme çatısı altındaki bu güçler, ucuz işçi çalıştırmak için, sosyal hakları yok etmek için çalışma hayatındaki tüm kuralları değiştiriyorlar?Ancak bu değişimler, adil ve insani değil?Dolayısıyla, sendikalaşma yolunda verdiğimiz mücadele hem ulusal hem de uluslar arası bir nitelik taşıyor. Önce örgütlenme diyoruz? Sonra da yine örgütlenme diyoruz. Çünkü başka çıkış yolu yok. Bunun yanı sıra, üyelerimizle aramızda bir güven ortamı zaten yıllardan beri devam ediyor. Bu güvenin gereğine uygun olarak, üyelerimize, eşlerine ve çocuklarına yönelik olarak verdiğimiz sosyal ve kültürel hizmetler, aynı şekilde devam edecek. Biz, bir aileyiz? Bu aile içindeki herkes, sunduğumuz hizmetlerden mutlaka yararlanacak. Türk Metal?in olduğu her yerde işçiye hizmet olacak?

 

ÖRGÜTLENME DEĞERLENDİRMESİ YAPILDI

Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulu, Genel Başkan Pevrul Kavlak?ın yaptığı açış konuşmasından sonra, Şube Başkanlarının kendi bölgeleri ile ilgili olarak örgütlenme ve eğitim başlıkları altında yaptığı değerlendirmelerle devam etti. Toplantı, genel yönetim kurulu üyelerinin yaptığı genel değerlendirmelerden sonra, Genel Başkan Pevrul Kavlak?ın kapanış konuşmasıyla sona erdi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —