TÜED Başkanı Aytekin, konuşmasında emeklilerden alınan muayene katılım payının da kaldırılmasını belirterek, “Bizim kesimimiz yaşlı ve hastaneden kurtulamıyor. Ve hastaneye gittiği zamanlarda da kesinlikle 50-100 veya 150 TL ile ancak çıkabiliyor. Zaten almış olduğumuz maaş kesinlikle ortada geçimi tam manasıyla sağlayacak bir meblağ değil” dedi.
Başkan Aytekin, maaşlarına yansıtılan vergi iadesinin karşılığı olan ödemelerde iyileşme yapılması gerektiğini ifade ederek, “Vergi iadelerinin yükseltilmesi sorunumuz bulunuyor. Vergi iade yüzdelerinin yükseltilmesi gerekiyor. 2006 yılında başbakan, Maliye Bakanı rahmetli Kemal Unakıtan ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başeskioğlu döneminde dul ve yetimlerin hele ki emekli arkadaşlarımızın vergi iadeleri zarflarının doldurulmasında karşılaştıkları zorlukları ilettik”
“O zamanki yönetim değerlendirdi ve ek ödeme adı altında şuanda emekli olan arkadaşlar bunu almaktadır. Vergi iadesinin karşılığı olarak uygulanan ve yüzde 4-5 arasında değişen ek ödeme oranlarının günümüzde bir değeri kalmamıştır. Emeklilerimiz, gıda, doğalgaz, kömür, elektrik ve su gibi zorunlu harcamalarında yüzde 8-18 arasında KDV ödemektedir. Bu gerçek karşısında, emeklilerimize yüzde 4-5 arasında değişen ek ödeme oranları en az yüzde 10 ila 15'e yükseltilmelidir” dedi.
Muayene katkı paylarının kaldırılması için çalışma yaptıklarını belirten Aytekin, “Haliyle Sosyal Sigortalar Kurumu hastanelerine gittiğimiz zaman muayene katkı payı ödeniyor. Daha önceden biz muayene katkı payı filan ödemiyorduk. Neden ödemiyorduk? 1950 yılında İşçi Sigortaları Kurumu adı altında kurum kurulduğu zamanlarda bizim İşçi Sigortalar Kurumu ile akidimiz vardı. Neydi bu? Eğer hastalık primi öderseniz ölesiye kadar dosyanız asla kapanmayacak bedava hizmet alınacağı yönde sözleşme var. Ama öyle olmasına rağmen 1999 yılında çıkan 4447 sayılı kanunla muayene katkı payı geldi. Katkı payı şuanda yürürlükte bulunan 5510 sayılı yasanın 68'inci maddesiyle muayene katkı payı ödeniyor” şeklinde konuştu.
Muayene katkı payının kendilerine doğrudan doğruya bir yük getirdiğini ifade eden Aytekin, sözlerine şöyle devam etti; “Bizim kesimimiz yaşlı ve hastaneden kurulamıyor. Ve hastaneye gittiği zamanlarda da kesinlikle 50-100 veya 150 TL ile ancak çıkabiliyor. Zaten almış olduğumuz maaş kesinlikle ortada geçimi tam manasıyla sağlayacak bir meblağ değil. Öyle olmasına rağmen muayene katkı payı ödeniyor. Biz neden muayene katkı payı ödüyoruz? Çünkü ödemememiz lazım. Neden? 1950 senesinden bu yana çalışanlar hastalık primi ödediğimiz ve emekli olduğumuz için bu katkı payı alınmaması gerekir. Bizi sosyal güvencesi olmayan ile sosyal güvencesi olanı aynı kefeye koymak suretiyle bizi bu muayene katkı payı ödemeye mahkum etmiştir. Bunun kaldırılmasını istiyoruz”
Bayram ikramiyelerini 1970 yılından beri dile getirmelerine rağmen son 2 yıldır alabildiklerini ve bayram ikramiyelerinin en az bin 500 TL olması gerektiğini ifade eden Aytekin: “Derneğimiz 1970 senesinde kuruldu. O yıldan itibaren tüm iktidarlara bunları ifade etmemize rağmen, muhalefete bildirmemize rağmen netice alamamıştık. 2018 yılında bayram ikramiyesi uygulanmaya başlandı. Ve baskı yapmak suretiyle oldu bu. Derneğin baskısıyla olmuştur. Burada bizim bazı arkadaşlarımız diyorlar ki ‘muhalefet', muhalefet şimdiye kadar teklif ettiler, bir netice aldılar mı? Hiç. Onun için derneğimizin kuvvetiyle bu alınmıştır. Bu ikramiye tutarını da yıllık enflasyon oranında arttırılmasını istiyoruz. Gündemimizde bu var. Son iki yıldır dini bayramlar öncesinde bin TL olarak emeklilere ödenen ikramiyeler, yıllık TÜFE artışına göre arttırılmalıdır. Şuanda 1000 TL olan bayram ikramiyesi en az 1500 TL olması gerekiyor. Bizim talebimiz 1500 TL olması yönündeydi ama bunu 1000 TL olarak uygulamaya başlanınca bunun bir başlangıç olduğunu ve ilerisinin geleceğini düşündük. ‘Ağlamayan çocuğa meme verilmez' diye bir atasözümüz var. Biz dile getiriyoruz ve baskı yapmak suretiyle bu hakları alıyoruz ve almaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.