Tarih: 02.03.2018 21:55

Milletin hür iradesini tankla ezmek istediler

Facebook Twitter Linked-in

Milletin hür iradesini tankla ezmek istediler

Erbakan Vakfı Kırıkkale Temsilcisi Arif Erdal 28 Şubat Darbesiyle milletin hür iradesinin tankların paleti altına alınmaya çalışıldığını söyledi. Erdal, bazı çevrelerce 28 Şubat´ın post modern darbe olarak nitelendirildiğini bildirdi.

SİNCAN MERKEZDE BAŞLAYAN YÜRÜYÜŞ

Erdal, açıklamasında, ?4 Şubat´ta Sincan merkezinde 20 tank ve 15 zırhlı araçla yapılan geçişte, ?milletin hür idaresi´ tankların paletleri altına alınırken, sözde ?demokrasiye balans ayarı´ yapıldığı söylemiyle ?post modern darbe´ olarak nitelendirilen ve 28 Şubat 1997´de yapılan ve 9 saat süren Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreçten sonra yaşanan olumsuz gelişmelerle fişlenen ve işlerine son verilen memur, akademisyen ve askerler ile katsayı uygulamasıyla binlerce kişinin üniversiteye girişleri engellenirken Türkiye büyük ekonomik darboğazın içine girerek felaketin eşiğine girdi? dedi.

REFAHYOL İKTİDARINDAN SONRA KURULAN HÜKÜMET

Refahyol iktidarından sonra kurulan ANASOL-D iktidarında özellikle bankacılık sektöründe ibret verici olaylar yaşandığını kaydeden Erdal açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ?Bu süreç zarfında, 25 banka sistem dışına çıktı. Bunlardan 5´i doğrudan tasfiye sürecine sokuldu ve banka lisansları ellerinden alındı. Batan bu bankaların devlete maliyetleri 65 milyar doları buldu. 20 banka ise TMSF´ye devredildi. Bu arada kamu bankalarının ekonomik sistem içerisinde zarar görmemeleri için 23 milyar dolar aktarıldı. Uygulanan yüksek faiz ve düşük kur sonucu 28 Şubat´a destek çıkan çevrelerin büyük kazançlar elde edilmesi sağlandı. Bu arada, 54. Hükümetin başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın ?denk bütçe´ uygulamasının aksine çok yüksek düzeylerde seyreden bütçe açıkları ve iç ve dış borçlanma ekonominin iyice darboğaza girmesine neden oldu. Yaşanan Kasım 2000 krizi ve 19 Şubat 2001 krizleri Türkiye´yi iflastan önceki son istasyon noktasına getirdi.?

GECELİK FAİZLER ASTRONOMİK YÜKSELDİ

?21 Şubat 2001´de gecelik faizler astronomik düzeylere ulaşırken, İMKB de yüzde 18,1´lik gerilemeyle ?tarihi düşüş? yaşanınca, 9 Aralık 1999´da ilan edilen ?kur çıpası? yerine, ´dalgalı kur´ sistemine geçilmesi benimsendi. Şubat krizi ekonomiye son darbeyi de vurmuş oldu. Böylece kamu kâğıtları alınmaz satılmaz hale geldi. Bunun sonucu olarak faizler en üst noktalara ulaştı. 19 Şubat 2001 krizinden sonra Kemal Derviş´in kurtarıcı olarak ekonominin başına getirilmesi benimsendi. Ekonomiden Sorumlu Devlet bakanı Kemal Derviş, Türk ekonomisine IMF Birinci Başkan Yardımcısı Siyonist Stanley Fisher ve Dünya bankası Başkanı James Wolfensohon ile birlikte yön vermeye çalışıyordu.?

KEMAL DERVİŞ´İN EKONOMİK POLİTİKASI

?Kemal Derviş, ekonomik programını açıklarken, ?Ekonomik Program´ı, bugün Uluslararası Para Fonu´na(İMF) sunacağız. Sanırım program dışarıda önemli destek görecektir´ ifadesi bunun en belirgin göstergesi niteliğindeydi. Bugün ise, Türkiye´nin içinde yer aldığı jeopolitik riskler, Ortadoğu´daki gerilim ve çatışmalara karşı zamanında önlem alınamaması, ekonomik güvensizlik ortamının doğmasına ve özel yatırımların dahi en alt düzeylerde seyretmesine neden olmuştur. Şu anda Türkiye´de katma değeri yüksek ürünler üretilemediği gibi, yeni istihdam ortaya konulamadığı gibi, Erbakan Hocamızın kurduğu mevcut 14 Şeker Fabrikasının dahi satışa çıkarılması içinde bulunduğumuz darboğazın göstergesi niteliğindedir. Bu durum üretmeden tüketmenin sonucudur. Sonuç olarak, 28 Şubat darbesi üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına rağmen, Türkiye hala dış borç sarmalı, dış borç faizi, bütçe açığı, dış ticaret açığı, işsizlik, yatırımsızlık ve üretimsizlik bakımından zor bir dönemecin içerisine girmiş bulunmaktadır. Eğer ki, 28 Şubat süreci yaşanmamış olsaydı Türkiye istikrar, güven ve kalkınmışlık açısından çok önemli noktalara ulaşmış olacaktı. 28 Şubat sonrası gelen hükûmetler eliyle sekteye uğratılan D-8 projesi planlandığı gibi yürütülseydi Suriye, Irak, Mısır, Libya gibi Müslüman ülkeler bugünkü durumunda olmazlardı. ABD Yönetimi Kudüs´le ilgili hadsiz açıklamasını yapma cüretini gösteremezdi. 28 Şubat darbesi üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına karşın hâlâ 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan´ın başarılı icraatlarından sıklıkla bahsedilmesi ve Ortadoğu başta olmak üzere işaret ettiği birçok konuda haklılığının ortaya çıkması üzerinde önemle düşünülmesi ve ibret alınması gereken bir konudur.?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —