KÜ?DE ŞEKER ANLATILDI

KÜ?DE ŞEKER ANLATILDI

Kırıkkale Üniversitesi Biyokimya Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Hakan Boyunağa, geçtiğimiz gün üniversiteli öğrencilere ?Mısır nişastası bazlı şeker tüketiminin sağlığa etkileri? isimli seminer verdi.

?ARISIZ BAL VEREN KAMIŞ?
Kırıkkale Üniversitesi Anafartalar salonunda verilen seminere, Kırıkkale Üniversitesi öğretim üyelerinin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Seminere, şekerin tarihçesini anlatarak başlayan Kırıkkale Üniversitesi Biyokimya Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Hakan Boyunağa, ?Şeker kamışının ilk önce Polynesia`da kullanıldığı oradan Hindistan`a yayıldığı düşünülüyor. M.Ö 510. yılında Perslerin Hindistan`ı işgaliyle İmparator Darius ?Arısız bal veren kamış?, yani şeker kamışını buldu. Şeker kamışının sırrı, insanoğlunun birçok keşfiyle birlikte uzun süre son ürünün büyük bir ücretle ihracatına kadar saklanmıştır? dedi.
 
OLDUKÇA LÜKS BİR ÜRÜNDÜ
Boyunağa, ?Araplar arasında şekerin yayılması, bu sırrın açığa kavuşturulmasına neden oldu. 642 yılında Araplar, Pers topraklarını işgal ettiklerinde şeker kamışının nasıl yetiştirildiğini ve şekerin nasıl yapıldığını öğrendiler. Şeker ve şeker üretimi Arapların fethettikleri Kuzey Afrika ve İspanya`ya ve diğer bölgelere de onlarla birlikte yayıldı. Şeker, Batı Avrupa`da haçlı seferleri sonucunda yayıldı. Haçlılar eve döndüklerinde bu yeni baharatın ne kadar lezzetli olduğu hakkında konuştular. İlk şeker 1099 yılında İngiltere`de kaydedilmiştir. Sonraki yüzyıllarda Batı Avrupa`nın doğuyla şeker ticaretinde büyük bir gelişme görüldü. Örneğin 1309 yılında Londra`da şeker fiyatının bir Pound iki Şilin olduğu kaydedilmiştir. Bu o zaman ki bir işçinin maaşına eşitti, bu yüzden oldukça lüks bir üründü? diye konuştu.
 
BÜYÜK MOLEKÜLLER HALİNDEDİR
 ?Karbonhidrat, hem canlının yapısına katılan hem de enerji sağlayan karbon, hidrojen ve oksijen elementlerinden oluşan organik bileşiklerin genel adıdır? diyerek sunumuna devam eden Boyunağa, ?Aktif aldehit veya keton grubuna sahip polihidroksi alkoller veya hidroliz edildiklerinde bu maddeleri veren bileşikler olarak tanımlanabilir. Bütün canlı hücrelerde bulunur. Doğada genellikle büyük moleküller halindedir. Vücuda alınan bu büyük moleküllerin hücrelere iletilmesi için canlı tarafından sindirilmesi ve uygun molekül büyüklüğüne kadar parçalanması gerekir. Karbonhidrat bulunan besinlerin sindirimi ağızda başlar. Ağızdaki tükürük bezlerinin salgıladığı Pityalin(Amilaz) enzimi sayesinde kimyasal sindirim başlar. Aynı zamanda ağızda dişlerimiz sayesinde mekanik sindirim de başlamış olur. Vücudumuzda karbonhidratların kimyasal sindirimi ince bağırsakta pankreas tarafından salgılanan pankreas öz suyu sayesinde biter. Sindirim ağızda başlayarak kalın bağırsakta son bulur? dedi.
 
 


Anahtar Kelimeler: 0