Kızılırmak Havzası dünyanın merkezidir

Kızılırmak Havzası dünyanın merkezidir

Kırıkkale Üniversitesi Tarih Araştırmaları Merkezinin (KATAM) geleneksel hale getirdiği Kırıkkale gezilerinin her yıl Ekim ayında yaptığı Keskin-Karakeçili Bölgesi gezisini üçüncü kez gerçekleştirdi. Gezinin ikinci durağı olan Kaman Arkeoloji Müzesinde öğ

93 KİŞİLİK BİR KAFİLE KATILDI

Sabahın erken saatlerinde Köprüköy Beldesi’ndeki Çeşnigir Köprüsü ve Büklükale Antik Kazı Alanında incelemeler yapılarak başlanan geziye Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Özçelik, Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve KATAM Müdürü Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Tarih Topluluğu Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. H. İbrahim Gök ve Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Kayhan Atik’in yanı sıra Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü 4. Sınıf ve Yüksek Lisans öğrencilerinden oluşan 93 kişilik bir kafile katıldı.

DR. SACHIHIRO OMURA KARŞILADI

Köprüköy Beldesinde 2008 yılında başlatılan ve M. Ö. 8. Yüzyılda bölgede yaşayan Hititlere ait kalıntıların bulunduğu Büklükale Antik Kazısını ve yine bölgedeki Çeşnigir Köprüsünü gezen kafile buradan Kaman’a hareket etti. Büklükale’deki kazının bir diğer bölümü olan Kalehöyük yakınlarındaki Kaman’a bağlı Çağırgan Kasabasında bulunan Kaman Arkeoloji Müzesinde, kafileyi kazı başkanı ve Japon Anadolu Arkeolojisi Araştırma Enstitüsü Başkanı Dr. Sachihiro Omura karşıladı. Müze ve kazılar hakkında çeşitli bilgiler veren Omura, yaptığı işe olan sevgisi, akıcı ve esprili Türkçesiyle öğrencilerin büyük ilgi ve sevgisini kazandı.

PROF. DR. TAHSİN ÖZGÜÇ’ÜN ÖĞRENCİSİ

Öğrencilere, kendisinin Türk Arkeoloji Biliminin efsane ismi Prof. Dr. Tahsin Özgüç’ün öğrencisi olduğunu gururla anlatan Dr. Omura, enstitü kütüphanesinde bulunan kitapların birçoğunun Tahsin Özgüç tarafından kendisine hediye edildiğinden de gururla bahsetti. “Hocam masasını bile bana miras bıraktı” diyerek geziye katılan öğrencilere çeşitli tavsiyelerde bulunan Omura, arkeoloji biliminin ayrı bir sevda gerektirdiğinin de altını çizdi.

“KAZILARDA TOPLAM 3 BİN 600 TORBA DOKÜMAN BULDUK”

Kaman-Kalehöyük kazılarına 29 yıldır devam ettiklerini belirten Omura, kazıların 70-80 yıl, hatta 100 yıl bile sürebileceğini, çok detaylı, titiz bir çalışma gerektirdiğini ifade etti. Omura, “Kazılarda toplam 3 bin 600 torba doküman bulduk. Bunun yüzde 10’unu tespit edebildik. 240 bin adet eser çıkarttık şu ana kadar. Yapılan kazılarda her katta farklı bir medeniyete ait izler var. Kazılardan elde ettiğimiz veriler neticesinde Roma, Bizans, Osmanlı’nın geçmiş dönem bulgularına rastladık. Araştırmalarımıza sürekli olarak aralıksız devam ettik. Bu bulguları çözmeye başladık. Bulgular neticesinde ise eserlerin Tunç devrine ait olduğu kanaatine vardık. Kazılarımıza devam ediyoruz ve bu kazılar daha 50-60 sene sürecektir. Bu bölge bir kişinin bitiremeyeceği kadar çok derin. Ömrümüz yettiğince biz devam edeceğiz. Yetmediği yerde de bizim yetiştirdiğimiz elemanlar devam edecek” dedi. Öğrencilerin ilgiyle takip ettikleri müze gezisi yaklaşık 1 saat sürdü.

JAPON BAHÇESİNDE SİGARA YASAĞI

1985 yılından beri süren Kaman-Kalehöyük kazılarında, 2008’den beri süren Köprüköy-Büklükale Kazılarında ve 2011’den beri süren Kaman-Yassıhöyük Kazılarında çıkarılan eserlerin sergilendiği Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi, müzeciliğe getirdiği yeni yaklaşımıyla öğrencileri adeta büyüledi. Teknolojinin en son imkânlarının kullanıldığı müzede, tarihten kalan eserlerin yanı sıra, üç boyutlu sunumlarla da geçmişi canlı canlı yaşatan bir atmosfer sunuyor. Ayrıca müze çevresinde ve hemen arka tarafında bulunan Japon Bahçesinde açık havada bile sigara yasağı uygulanması bölgenin ayrı bir güzelliği olarak karşımıza çıkıyor.

ENSTİTÜ HAKKINDA BİLGİ ALDILAR

Müzedeki gezinin ardından bölgedeki kazı çalışmalarına büyük destek veren ve önceki yıl Haziran ayında vefat eden Japon Prensi Mikasa tarafından yaptırılan Japon Bahçesini de gezen kafile, yapay göletlerin ve göletlerde bulunan Japon balıklarının, şelalenin ve ağaçların arasında yarım saatlik bir tabiat turunun tadını çıkardı. Bahçenin ardından Japon Anadolu Arkeolojisi Araştırma Enstitüsüne geçen grubu burada Araştırma Görevlisi Dr. Kimiyoshi Matsumura karşıladı. Enstitü, müze ve kazılar hakkında çeşitli bilgiler veren Matsumura, daha sonra kafileye enstitü ve enstitüde yapılan çalışmaları gezdirdi.

GELİŞMELER MEMNUNİYET VERİCİ

Öğle saatlerinde Kaman-Japon Anadolu Arkeolojisi Araştırma Enstitüsünden ayrılan grup Kaman yakınlarındaki Kaman Ocakbaşı Restoran’da öğle yemeğini yedikten sonra Keskin’e geçti. Keskin Gezisine Sulu Mağara ile başlayan kafile, işletimi Kültür Bakanlığına geçen mağaranın büyüleyici atmosferinde yaklaşık 1 saat vakit geçirdi. Önceki yıllara göre çevre bakımı ve mağara içindeki çalışmaların daha artmış olduğunu gözlemlediklerini belirten KATAM Müdürü Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, gelişmelerin memnuniyet verici olduğunu vurguladı. “Önceki yıllarda geldiğimizde mağara kapalı oluyordu ve randevulu bile gelsek mağaranın kapısını açacak görevliyi yarım saatte ancak bulabiliyorduk. En başta bu sorunun çözülmesinden dolayı çok memnun olduk” diyen Pehlivanlı, daha sonra mağara hakkında öğrencilere bilgi verdi.

HACI TAŞAN’IN HATIRASINI CANLI TUTMAYA ÇALIŞIYORLAR

Mağaranın ardından Hacı Taşan Kültür Merkezine geçen Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencilerinden ve öğretim üyelerinden oluşan kafileyi karşılayan merkez görevlileri, kafileye mini bir konser verdi. Hafta içinde Salı-Cuma günleri halka açık, diğer günlerde ise kaymakamlık onaylı olarak gruplara benzeri konserler verdiklerini ifade eden ve çoğunluğu Hacı Taşan’ın akrabalarından oluşan Kültür Merkezi Sanatçıları, Kırıkkale-Keskin Kültürünün en önemli öğelerinden olan “abdal” kültürünün en önemli temsilcilerinden olan Hacı Taşan’ın hatırasını bu merkezde canlı tutmaya çalıştıklarını belirttiler.

KONAĞIN RESTORASYONU TAMAMLANDI

Kültür Merkezinin ardından restorasyonu yeni tamamlanan Rahmi Pehlivanlı Konağına geçen kafileye burada bilgi veren, KATAM Müdürü Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, “Konak 1986 yılında kamulaştırıldı. Ancak 2010 yılına kadar bir tek çivi çakılmadı. 2010 yılında bir program gereği Keskin’e gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay konağın yeniden kamulaştırılacağı sözünü verdi. Kısa bir süre sonra kamulaştırma gerçekleşti. Ancak o yıldan sonra da yine bir tek çivi çakılmadı. Belediye ile Bakanlık arasında gelip giden konak nihayet belediye projeleri arasına alındı. Ancak ödenek sağlanamayınca tekrar Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen konağın nihayet geçen yıl yenileştirme çalışmalarına başlandı ve tamamlandı. Önceki yıllarda yıkılmak üzere olan konağı bu şekilde görmek hepimizi mutlu etmiştir. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz” dedi.

KESKİN’İ GEZDİLER

Daha sonra Keskin şehir merkezinde bulunan Keskin-1 uçağının bulunduğu meydana geçen gruba burada, Kurtuluş Savaşı sırasında Keskin halkının Türk Hava Kuvvetlerine 2 adet uçak bağışladığını, burada bulunan uçağın da temsili olarak Kırıkkale Üniversitesi bahçesinden getirtilerek yerleştirildiğini belirten KATAM Müdürü Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, Keskin merkezinde bulunan tarihi çarşı ve Türk Ocağı binası hakkında da öğrencileri bilgilendirdi.

TARİHÎ DEĞERİ YÜKSEK MEKÂNLAR

Keskin’deki gezisinin hemen ardından Hasandede’ye geçen kafile burada da Hasandede Camii’ni türbesini gezdi. Akşam saatlerinde sona eren gezinin ardından tatlı bir yorgunluk hissettiklerini ifade eden öğrenciler, geziyi organize eden herkese çok teşekkür ettiklerini beyan ettiler. Geziye ilişkin görüşlerini aldığımız Tarih Bölümü öğrencileri “Gezip gördüğümüz yerlerin tarihî değeri yüksekti ama bu yerlere gereken önem verilmemiş. Böyle bir geziye katılmaktan dolayı çok mutlu oldular. Zira böyle bir gezi olmasaydı bu mekânları gezmek aklımın ucundan bile geçmezdi” dediler. Genel olarak gezinin güzel geçtiğini belirten öğrenciler, “Ben Kırıkkale’nin bu yönünü bilmiyordum. Çünkü bize hep kötü, yavan bir şehir olarak aktarılmıştı. Bu da bizde kötü bir izlenim bırakmıştı. Ancak bu gezi sonunda Kırıkkale hakkındaki tüm düşüncelerim değişti” diye duygularını paylaştı. Daha sonra Hasandede Beldesindeki türbe ve camiyi gezen kafile, geziyi başladığı yerde, Kırıkkale’de sonlandırdı.

HER YER ÇOK ETKİLEYİCİ

Uzun süredir bulunduğu şehrin tarihi dokusundan habersiz olmanın bir Tarih Bölümü öğrencisi olarak kendilerini çok üzdüğünü belirten öğrenciler, özellikle Çeşnigir Köprüsü ve Sulu Mağaranın çok etkileyici olduğunu ifade ettiler. Kırıkkale’nin en büyük eksiğinin tanıtım olduğunun altını çizen Tarih Bölümü Yüksek Lisans öğrencilerinden Kutay Parlakyıldız, “Bu bölüme Başladığımız gün yapmamız gereken bir işi en sona bıraktığımızı düşünüyorum. Buna rağmen gezinin organize edilmesine öncülük eden başta KATAM Müdürü Hocamız Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı’ya ve Tarih Topluluğu Koordinatörü bizleri bu gezide yalnız bırakmayan Hocamız Yrd. Doç. Dr. H. İbrahim Gök’e ve üniversitemiz yönetimine çok teşekkür ederiz” dedi.

BAZI ESERLERİMİZ YIKILMAK ÜZERE

Çeşnigir Köprüsünün çok önemli bir tarihi eser olduğunu, ancak tanıtımının yapılmamasından ve köprüye ulaşımı sağlayan yollarda “kültürel eser tabelalarının” (SARI TABELA) olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu ifade eden öğrenciler, aynı zamanda köprü çevresinde yeterli tesisin olmamasının da büyük bir eksiklik olduğunu belirttiler. Eserlerin bakımsızlığının çok acı olduğunu ifade eden öğrenciler, “Bazı eserlerimiz yıkılmak üzere. Bunların bir an önce aslına uygun restore edilerek kültür dünyamıza dâhil edilmesi gerekir. Bizim şansımız vardı ki, bu güzel geziye katıldık ve tarihimizi canlı canlı görme şansı elde ettik. Bu gezinin her sene yapılması ve bu mekânların herkes tarafından mutlaka görülmesi gerekir” dediler.

ÖNEMLİ BİR BOŞLUĞU DOLDURUYOR

Geziye katılan Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Özçelik de geziye ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı: “Kırıkkale Üniversitesi Kırıkkale ve Yöresi Tarih Araştırma Merkezi ( KATAM) tarafından düzenlenen gezi programının, Tarih Bölümü öğrencileri için son derece yerinde ve isabetli bir gezi programı olduğunu düşünüyorum. KATAM Müdürümüz Doç. Dr. Sayın Hamit Pehlivanlı Hocamızın tertip ettiği bu gezi faaliyetinin önemli bir boşluğu doldurduğunu söylememiz lazım. Bu tür gezilere Katılmaktan büyük bir keyif almaktayız. Bu işin keyfi bir yana, bir Tarih Bölüm Başkanı olarak ister öğretim üyesi, ister öğrenci olsun, yaşadığımız ve öğrenimimizi sürdürdüğümüz Kırıkkale’nin tarihi ve doğal güzelliklerinden haberdar olmaz isek bu bizim eksikliğimiz olurdu. Dolayısıyla bu eksikliği ancak bu tür geziler ile doldurmak mümkün olabilmektedir. Bundan dolayı Hamit Hocamıza teşekkürlerimizi ifade ederim. Tarih Bölümü öğrencilerinin Kırıkkale’deki mevcut tarihi mekânları gezerek ve görerek yerinde incelemesi, onlar için büyük bir tecrübe ve kültürel kazanım olmuştur. Zaten tarihi bir kent olan Keskin ilçesini görmek, Keskin içindeki Sulu Mağarayı, Hacı Taşan Kültür Merkezini, Rahmi Pehlivanlı’nın evini; yine Çeşnigir Köprüsü kadar onun bitişiğinde bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış, daha yeni yeni aydınlatılmakta olan Hititlerden kalma Büklükale yerleşim yerini keşfetmek, öğrencilerimize bir ayrıcalık kazandırmıştır” dedi.

YİNE SARI TABELALAR YOK

Tarih Topluluğu Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. H. İbrahim Gök de bu gezilerin artık gelenek haline geldiğini ifade ederek, “Öğrencilerimiz ilk başlarda bu gezileri yadırgıyorlardı. Ancak gezilere katılmaya başlayan öğrenciler her gezinin sonunda bir sonrakinin tarihini sormaya başladılar. Ancak, -özellikle- bazı Kırıkkaleli öğrencilerimizin “Kırıkkale’de de gezilecek yer mi var?” tarzındaki yaklaşımları bizleri gerçekten çok üzüyor. Merak edip gelen her öğrencimiz bu geziler vesilesiyle Kırıkkale’yi tanıma fırsatı buluyor. Ancak onca kültürel ve tarihi mekâna sahip Kırıkkale’de bu mekânları gösteren bir tane bile Sarı Tabelanın olmaması bir başka sorun. Yıllardır dilimizin döndüğünce bu soruna parmak basmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki ufacık bir gelişme yok. Yine tabelalar yok; yine insanlar bu mekânlardan habersiz” dedi.

TEŞEKKÜR EDERİM

Geziyi organize eden KATAM Müdürü Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, bu gezinin hazırlanmasında emeği geçen başta Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Ekrem Yıldız ve yardımcılarına, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Saffet Nezir’e, Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Özçelik’e, Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Tarih Topluluğu Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. H. İbrahim Gök’e ve Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Kayhan Atik’e, Mediko-Sosyal Daire Başkanı ve memurlarına çok teşekkür ederim” dedi.