Kırıkkale?ye bir DELİ lazım.

 ?KIRIKKALE?YE BİR DELİ LAZIM?

Niçin bir başkası değil de Mustafa Pekdoğan? Çünkü herkesin özlemi olan ?Tuttuğunu koparan, Allah?tan başka kimseden korkmayan, hiç bir zaman eğilip bükülmeyen, eğriye eğri, doğruya doğru diyen, beş yıl makamda bulunup ta hakkında göreviyle ilgili ciddi bir soruşturma açılmayan, mağdurun yanında, zalimin karşısında olan bir belediye başkanı? portresine tıpa tıp uyuyor da ondan

Önceki gün gazetemizin manşet haberinden de anlaşılacağı üzere, (Bu hareketin haber konusu olduğunu düşündük) Mustafa Pekdoğan yapacağını yine yaptı. Kırıkkale kamuoyunun merakla beklediği konuya dikkat çekici bir yöntemle Facebook?tan açıklık getirdi. Bizim için bir nezaket örneği sergileyerek adaylığı konusunda Kırıkkale kamuoyunu ve tüm ilgilileri adaylığı ile ilgili bilgilendirdi.

Pekdoğan, Facebook sayfasından öncelikle Kırıkkale kamuoyuna, mensubu bulunduğu MHP ve tüm dava arkadaşlarına şöyle seslendi; ?Değerli Hemşerilerim, Dava Arkadaşlarım, Kardeşlerim, Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler, Geleceğimizin Teminatı Gençler. 2014 Yılında Yapılacak Olan Belediye Başkanlığı Seçimlerine, Siz Değerli Hemşerilerim ve Partim Uygun Gördüğü Takdirde, Aday Olmaya Karar Verdim. Dualarınızı ve Desteklerinizi Bekliyorum. Allaha Emanet Olun?  

1999 seçimlerinde, yenilikleriyle tanınan Pekdoğan hatırlanacağı üzere o dönemde de projelerini anlatan ?Garanti belgesi? ile büyük sükse yapmıştı. Sonuçta seçimi de kazanarak ortaya koyduğu performansın ve harcadığı emeğin karşılığını almıştı. 5 yıllık süreçte garanti belgesindeki projelerin tamamını hayata geçirerek verdiği sözü de yerine getirmişti.

Kısacası son yılların moda tabiri ile (Çılgın proje) o döneme göre çılgın sayılabilecek çok sayıda projeyi de hayata geçiren yine Mustafa Pekdoğan olmuştu. Cesaretli uygulamaları, yol ve imar planlarındaki değişiklikler, vatandaşın direk yararlandığı hizmet alanları, sosyal tesisler (Belediye fırını, hal, belediye araç parkı vs) ile birlikte Kırıkkale birçok ilkle de o dönemde tanıştı. (trafik lambaları, belediye otobüsleri, su arıtma tesisi vs) Belediye içindeki yönetim kadrosu. Çalışanların alın teri maaşları yine o dönemde düzene girmişti.

Tüm bunları üst üste koyduğumuzda Kırıkkale?yi analiz etmek daha kolay olsa gerek. Milyonlarca lira borçlu bir makam, içilmeyen şehir suyu, belediye otobüsü olmadığı için minibüsçüye mahkûm edilmiş bir halk, hizmet için yapılmış ancak ?öldüm? pahasına satılan gayrimenkuller, kamu arsaları (Terminal ve yanındaki arsa, Makro?nun bulunduğu bina, yanındaki otel, ?Bask? diye tabir edilen alt geçit, vs)

İşte bu noktada ?Kırıkkale?ye bir deli lazım? şeklindeki tanımlamanın haklı bir serzeniş olduğu ortaya çıkıyor.

Altından kalkılmayacak borç batağına saplanmış bir koltuğa talip olmanın gerçekten bir delilik olduğunu söylemek hiçte abartı olmasa gerek. Üstelik iktidarın baskıcı tutumu ve iktidar olanaklarının seçim sürecinde de kullanılacak olmasının bilinmesine, rağmen, iktidara karşı çıkanların durumunu bilerek şehrin başkanlığına aday olmanın normal cesaret değil ?deli cesareti? olduğunu söylüyorum.

Mustafa Pekdoğan?ı bu cesaretinden dolayı kutluyor, bu engebeli ve çetrefilli yolda kendisine başarılar diliyorum.