"Akademik Yükseltilme ve Oryantasyon Programı"na Kırıkkale Üniversitesi RektörüProf. Dr. Ersan Aslan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Başalan ve Prof. Dr. Erol Yılmaz ile Genel Sekreter Dr. Öğretim Üyesi Şevket Evci, dekanlar, yüksekokul müdürleri, bölüm başkanları, akademisyenler ve aileleri katıldı.
Program, Güzel Sanatlar Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi İdris Çakıroğlu, Dr. Öğretim Üyesi Bekir Tanyeri ve Öğretim Görevlisi Cemali Akçalı tarafından icra edilen Türk Halk Müziği dinletisiyle başladı. Programda konuşan Rektör Aslan, “Bugün Akademik Yükseltilme ve Oryantasyon programı için bir araya geldik. Bugünün aynı zamanda bir özelliği daha var. Güzel Sanatlar Fakültemiz tarafından tasarlanan kurumsal renklerimizi taşıyan ve şehrimizle bütünleşmiş olan yeni cübbelerimizi giydik. Cübbelerimizdeki sembollerin bir anlamı var. Biz şehrimizi ve gençlerimizi önceleyerek çalışmalar yaptık. Öğrenci ve şehir merkezli bir üniversite olmak için gayret ettik. Bugün yapılan bu çalışmalar için teşekkür etmek istedik. Güzel Sanatlar Fakültemiz tarafından şehrimizin motiflerini taşıyan bir arma tasarlandı. Yerel motif olması açısından arkadaşlarımız Balışeyh Koçubaba Türbesi’ndeki figürler arasında yer alan ekranda gördüğünüz motifi çalıştılar. Böylelikle cübbemizle bir yere gittiğimizde şehrimizi yanımızda götürmüş olacağız. Şehrin motiflerini taşıması nedeniyle benim için çok değerli. Bugünkü tören sadece cübbe giyme töreni değil, aynı zamanda üniversitemize yeni ataması yapılan akademisyenlerimiz için bir oryantasyon çalışması oldu. Profesör Doktor, Doçent Doktor, Öğretim Üyesi, Öğretim Görevlisi ve Araştırma Görevlisi arkadaşlarımız buradalar. Belirli aralıklarla arkadaşlarımıza sorduğumuz bir soru var; ''Kendinizi Kırıkkale Üniversitesi İçin Nasıl Tanımlıyorsunuz?'' Ben bu üniversitede uzun süre vakit geçirdim. Çok güzel arkadaşlıklar edindim. Üniversitelerde tam zamanlılık yoktur ama temel görev öğrenci ile ilgilenmektir. Ders dışında da ilgilenmek lazım. İki-üç gün üniversiteye gelerek öğrenci ile nasıl ilgilenilecek? Öğretim elemanı, dışarda sektörel iş yapabilir. Branşı ile ilgili çalışmalar yürütebilir ama asıl görevi üniversite ve öğrencinin gelişimine katkı sağlamaktır. İkinci husus da, öğretim elemanlarına bakış açısıdır. Örneğin profesörlere genel olarak şöyle bakılır; ''profesör olduktan sonra ne olacaksın? '' Cevap, ‘Hiç.’ Bütün ömrünü bir hiç olmak için mi harcadın? Ama bizim üniversitenin profesörleri öyle değil. Hep birlikte, el ele ülkenin hedefleri ile örtüşen gelecek hedefleri yapmanın gerekliliğini biliyorlar. Geçen hafta öğrencilerle bir araya geldik. Öğrencilere soruyorum hedefin ve hayalin nedir? ''Mezun olmak'', ''evlenmek.'' Bunlar hayal, rüya, gelecek tahayyülü olamaz. Bunlar zaten olacak şeyler. Sizlerin hayali çocuklarımızın ve sorunlarımızın geleceğini düşünerek çalışmak olmalı. Belirli bir yaşa gelince ''ben de şöyle bir projede çalışmıştım'' ya da ''bu işi yapmıştım'' diyebilmek lazım. Geçmişe dönüp yapamadığımız şeyleri telafi etme şansımız yok. Temel inancımız belli; Bugünü düne eşit olan ziyandadır. Böyle olmaması için plan yapıp, hedef koyacağız ve hedeflerimiz ülkemizin hedefleri ile örtüşecek. Türkiye Cumhuriyeti yönetimine baktığımızda, ülkemizin geleceği için hedefler belirlendi ve bu hedefler doğrultusunda çalışmalar yapıldı. Kendi hedeflerimiz ülke geleceği ile örtüştüğünde daha çabuk hedefe ulaşıyoruz. 12. Kalkınma Planı doğrultusunda hedef belirlenerek çalışılırsa yollar açılır. Üçüncü husus ise, öğrencilerle ilgilenme. Öğrencilerle yeterince ilgileniyor muyuz? Dersler ve laboratuvarlar dışında, hedef öğrenci gruplarımız var mı? Hepsi olmasa da en azından bir kısmı için akademisyen olabilecek gruplar ya da özel sektörde başarılı çalışmalar yapabilecek gruplar belirlenmeli. Çocukların geleceği için gençlerle hedef ve hayal odaklı çalışmak lazım. Bu şekillendirmeyi yapabilmek için daha fazla gayret göstermek lazım. Bilim insanı için mesai saati kavramı yoktur. Rüyanda bile iş yapmaya devam edebiliyorsan işler yoluna girmiş demektir. Makale, eğitim ve sosyal sorumluluk gibi alanlarda herkesin şehir ve ülke genelinde çalışmalar yapması gerekmektedir. Bu da beraberinde uluslararasılaşmayı getirecektir. Dördüncü husus, şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde her meslek grubu için öğrenci ile uluslararası alana adım atmak lazım. Aytmatov ‘insan olmak zor ama her gün insan kalmak daha zor’ diyor. Biz de ‘hoca olmak zor ama her gün hoca kalmak daha zor’ diyoruz. Son olarak şunu belirtmek istiyorum... Geleceği şekillendiren bir aile efradınız var. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bu işi el birliğiyle yapacağız. Çünkü bizim başka geleceğimiz yok. Üniversitemiz, 2023 ve 2024 yıllarında ataması yapılan 32 profesör, 60 doçent, 92 doktor öğretim üyesi, 17 öğretim görevlisi ve 18 araştırma görevlisiyle gücüne güç kattı. Katılımlarınız için hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum.” dedi.