Kendini yanlış ameliyat eden doktoru bulamıyor!
2012 yılında bel ağrıları sebebiyle gittiği KÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde bel fıtığı teşhisiyle ameliyat olan Boya-Badana İşçisi Erdal Kurtoğlu ameliyat sonrası yaşadığı sorunlar sebebiyle doktorundan şikâyetçi olmak istedi, ancak doktorun kimliğini bir türlü öğrenemedi.
CANIMIZ ALLAH´A EMANET
2012 yılında yaşanan olay, tam da ?Allah´a emanetiz? dedirtir cinsten? İddiaya göre, 2012 yılında bel ağrıları sebebiyle Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalına giden Boya-Badana İşçisi Erdal Kurtoğlu´nun durumuyla ilgilenen Prof. Dr. İ.S.K. bel fıtığı teşhisiyle ameliyat kararı verir. Ameliyat sonrasında sağ bacağını kullanamayan Kurtoğlu, kendisini muayene eden doktorlara durumu bildirince, aynı bölümün öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. H.M.G. hastadan yeniden MR görüntüsü alır ve kendisini tekrar ameliyat etmeleri gerektiğini bildirir.
YANLIŞ AMELİYAT
Kurtoğlu´nun iddiasına göre, Yrd. Doç. Dr. H.M.G., önceki ameliyatın hatalı yapıldığını, kullanılan platin ya da vidalardan birisinin sinirlere baskı yaptığından sağ bacağının kullanılamaz hale geldiğini ifade eder. Duruma isyan eden Kurtoğlu, önceki ameliyatı kimin yaptığını sorduğunda, ikinci ameliyatı yapacak olan Yrd. Doç. Dr. H.M.G., ?O ameliyatı kimin yaptığını bilmiyorum. Aslında benim bu ameliyatı yapmamam gerekir. Bu hatayı kim yaptıysa o düzeltmeli ama sizi bu halde bırakamam. Sağ bacağınızla ilgili sorunu çözmek için bu ameliyata giriyor ve risk alıyorum? der.
RAPORDA İMZA YOK
Ameliyat sonrası bir miktar da olsa iyileşen Boya-Badana İşçisi Erdal Kurtoğlu, artık kendi işini yapamaz hale gelmiştir. Ameliyatında belinden çıkartılan platin ve vidaların farklı boyutlarda ve eğik halde oluşlarıyla ilgili de herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Gerek iş kaybı, gerekse yaşadığı sağlık sorunları üzerine olayın peşine düşen Kurtoğlu, birinci ameliyatı kimin yaptığı bilgisine bir türlü ulaşamaz. İşin en garip kısmı da, hastane yönetiminden talep ettiği ameliyat öncesi-sonrası hasta hikâyesinin ve bilgilerinin bulunduğu ?Epikriz Raporunda? bir tane bile imza yoktur. Ne kendisini muayene eden ve ameliyat kararını veren Prof. Dr. İ.S.K. ne de bir başka yetkilinin imzaları bu raporda bulunmamaktadır.
BİLİRKİŞİ RAPORU OLUMSUZ
Hakkını aramak üzere üniversite nezdinde çeşitli birimlerle görüşen Kurtoğlu´na gittiği her birimde yasal yollara başvurması tavsiye edilir. Maddi imkânları her geçen gün zayıflayan Kurtoğlu da kendi imkânlarıyla savcılığa suç duyurusunda bulunur. Konuya ilişkin atanan bilirkişi K. Ü. Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı´ndan bir doktordur ve mahkemeye mağdur (Kurtoğlu) aleyhinde bir rapor sunarak Kurtoğlu´nun davayı kaybetmesine yol açar.
?MÜCADELE EDECEĞİM?
Olayın gerçekleştiği günlerde de bu konuyu basına yansıttığını belirten Erdal Kurtoğlu o tarihten beri sorununa bir türlü çözüm bulamadığından yakınıyor. Kurtoğlu, elindeki belgelerin oldukça açık ve mağduriyetini ispatlar halde olduğunu belirterek, ?Kendi ülkemizde, kendi şehrimizde yaşadığım bu büyük haksızlıkla ilgili sahip çıkanımız yok! Her geçen gün daha da kötüye giden maddi durumuma mı üzüleyim, yoksa kaybettiğim sağlığıma mı? İş göremez haldeyim ve ailem mağdur. Tek isteğim, haklı davama sahip çıkılıp bana bunları yaşatanlardan hakkımın alınması. Ya da beni bu hale kim getirmişse lütfen ortaya çıksın ve vicdanını rahatlatsın. Aksi halde gerek bu dünyada, gerekse öbür dünyada tüm haklarımı alıncaya kadar mücadele edeceğim? dedi.