KATAM, tarihe not düşüyor

KATAM, tarihe not düşüyor

Kırıkkale Üniversitesi Tarih Araştırmaları Merkezi (KATAM) geleneksel hale getirdiği Kırıkkale gezilerinin her yıl Ekim ayında yaptığı Keskin-Karakeçili Bölgesi gezisini üçüncü kez gerçekleştirdi.

HALKA GENİŞLİYOR

KATAM Tarih Gezilerinin Keskin-Karakeçili Bölgesine yönelik bu gezisine bu yıl Kaman-Kalehöyük Kazısını ve Arkeoloji Müzesini, ayrıca yine aynı mekânda kurulu bulunan Japon Anadolu Arkeolojisi Araştırma Enstitüsünü de ekleyerek halkayı genişletti.

70 KİŞİLİK KAFİLE KATILDI

Sabahın erken saatlerinde Karakeçili Köprüköy Beldesi’ndeki Çeşnigir Köprüsü ve Büklükale Antik Kazı Alanında incelemeler yapılarak başlanan geziye KATAM Müdürü Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Resul Ay ve Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Hakan Doğan’ın yanı sıra Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü 4. Sınıf ve Yüksek Lisans öğrencilerinden yaklaşık 70 kişilik bir kafile katıldı.

KIRIKKALE HAKKINDA FİKİRLERİ YOK

Genel olarak eğlenceli bir ortamda geçen gezide öğrencilerin ortak kanısı Kırıkkale’de de bu tür tarihi yerlerin olabileceğine dair bir fikirlerinin olmadığı, ancak bu geziden sonra tüm fikirlerinin değiştiği; Kırıkkale’nin konumu itibariyle geçmişten getirdiği tarihî özelliklerinin mutlaka tanıtılması gerektiği oldu.

UZMANLAR BİLGİ VERDİ

Karakeçili’nin Köprüköy Beldesinde 2008 yılında başlatılan ve M.Ö. 8. yüzyılda bölgede yaşayan Hititlere ait kalıntıların bulunduğu Büklükale Antik Kazısını ve yine bölgedeki Çeşnigir Köprüsünü gezen kafile buradan Kaman’a hareket etti. Büklükale’deki kazının bir diğer bölümü olan Kalehöyük’e geçen kafileyi buradaki müzede karşılayan Arkeolog Neylan Alpay Serin ve Sanat Tarihçi Pembe Gürsoy müze ve kazı hakkında çeşitli bilgiler verdiler. Öğrencilerin ilgiyle takip ettikleri müze gezisi yaklaşık 1 saat sürdü.

TEKNOLOJİK MÜZE

1985 yılından beri süren Kaman-Kalehöyük kazılarında, 2008’den beri süren Köprüköy-Büklükale Kazılarında ve 2011’den beri süren Kaman-Yassıhöyük Kazılarında çıkarılan eserlerin sergilendiği Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi, müzeciliğe getirdiği yeni yaklaşımıyla öğrencileri adeta büyüledi. Teknolojinin en son imkânlarının kullanıldığı müzede, tarihten kalan eserlerin yanı sıra, üç boyutlu sunumlarla da geçmişi canlı canlı yaşatan bir atmosfer sunuyor.

JAPON BAHÇESİ BÜYÜLEYİCİ

Müzedeki gezinin ardından bölgedeki kazı çalışmalarına büyük destek veren ve geçtiğimiz yıl Haziran ayında vefat eden Japon Prensi Mikasa tarafından yaptırılan Japon Bahçesini de gezen kafile yapay göletlerin, şelalenin ve ağaçların arasında yarım saatlik bir tabiat turunun tadını çıkardı.

ENSTİTÜ BÜYÜK BİR ÇALIŞMANIN ESERİ

Bahçenin ardından Japon Anadolu Arkeolojisi Araştırma Enstitüsüne geçen grubu burada Enstitü Başkanı Dr. Sachihiro Omura karşıladı. Enstitü, müze ve kazılar hakkında çeşitli bilgiler veren Omura, akıcı ve esprili Türkçesiyle de öğrencilerin dikkatini çekmeyi başardı.

KESKİN SULU MAĞARADA ISINDILAR

Öğle saatlerinde bölgeden ayrılan kafile Kaman’da bir tesiste verilen yemek molasının ardından Keskin’e geçti. Oldukça soğuk bir havada gerçekleştirilen gezide Keskin Sulu Mağara’yı gezen kafileye burada Belediye Başkan Vekili Ahmet Dağ eşlik ederek yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Belediyenin Yeraltı Şehri Projesinin bu mağara merkezli olarak başlatıldığından bahseden Dağ, meraklı öğrencilere bazı efsanelerden de bahsetti.

RAHMİ PEHLİVANLI KONAĞI SENEYE HAZIR

Keskin’de Rahmi Pehlivanlı Konağına dair bilgi veren Gazetemiz Köşe Yazarı ve Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Habilhan Pehlivanlı, “Konak 1986 yılında kamulaştırıldı. Ancak 2010 yılına kadar bir tek çivi çakılmadı. 2010 yılında bir program gereği Keskin’e gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay konağın yeniden kamulaştırılacağı sözünü verdi. Kısa bir süre sonra kamulaştırma gerçekleşti. Ancak o yıldan sonra da yine bir tek çivi çakılmadı. Belediye ile Bakanlık arasında gelip giden konak nihayet belediye projeleri arasına alındı. Ancak ödenek sağlanamayınca tekrar Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen konağın nihayet bu yıl yenileştirme çalışmalarına başlandı. Önceki yıllarda yıkılmak üzere olan konağın çalışmaları bitmek üzere. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz” dedi.

AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEZDİ

Geziye ilişkin görüşlerini aldığımız Tarih Bölümü öğrencilerinden Atıf Bakır, “Gezip gördüğümüz yerlerin tarihî değeri yüksekti ama bu yerlere gereken önem verilmemiş.  Böyle bir geziye katılmaktan dolayı çok mutlu oldum. Zira böyle bir gezi olmasaydı bu mekânları gezmek aklımın ucundan bile geçmezdi” dedi. Tarih Bölümü 4. Sınıf öğrencilerinden Seher Kayaalp de gezinin genel olarak güzel geçtiğini belirterek, “Ben Kırıkkale’nin bu yönünü bilmiyordum. Çünkü bize hep kötü, yavan bir şehir olarak aktarılmıştı. Bu da bizde kötü bir izlenim bırakmıştı. Ancak bu gezi sonunda Kırıkkale hakkındaki tüm düşüncelerim değişti” diye duygularını paylaştı. Daha sonra Hasandede Beldesindeki türbe ve camiyi gezen kafile, geziyi başladığı yerde, Kırıkkale’de sonlandırdı.

ŞEHRİN TARİHİ YAPISINI BİLMİYORUZ

Uzun süredir bulunduğu şehrin tarihi dokusundan habersiz olmanın bir Tarih Bölümü öğrencisi olarak kendisini çok üzdüğünü belirten Çisem Kötek, özellikle Çeşnigir Köprüsü ve Sulu Mağaranın çok etkileyici olduğunu ifade etti.

HAMİT HOCA’YA TEŞEKKÜRLER

Kırıkkale’nin en büyük eksiğinin tanıtım olduğunun altını çizen Tarih Bölümü Yüksek Lisans öğrencilerinden Kutay Parlakyıldız, “Bu bölüme başladığımız gün yapmamız gereken bir işi en sona bıraktığımızı düşünüyorum. Buna rağmen gezinin organize edilmesine öncülük eden başta KATAM Müdürü Hocamız Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı’ya, bizleri bu gezide yalnız bırakmayan Hocamız Yrd. Doç. Dr. Resul Ay’a ve üniversitemiz yönetimine çok teşekkür ederiz” dedi.

“SARI TABELA” YOK

Çeşnigir Köprüsünün çok önemli bir tarihi eser olduğunu, ancak tanıtımının yapılmamasından ve köprüye ulaşımı sağlayan yollarda “kültürel eser tabelalarının” (SARI TABELA) olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu ifade eden öğrenciler, aynı zamanda köprü çevresinde yeterli tesisin olmamasının da büyük bir eksiklik olduğunu belirttiler.

ESERLER ÇOK BAKIMSIZ

Eserlerin bakımsızlığının çok acı olduğunu ifade eden öğrenciler, “Bazı eserlerimiz yıkılmak üzere. Bunların bir an önce aslına uygun restore edilerek kültür dünyamıza dâhil edilmesi gerekir. Bizim şansımız vardı ki, bu güzel geziye katıldık ve tarihimizi canlı canlı görme şansı elde ettik. Bu gezinin her sene yapılması ve bu mekânların herkes tarafından mutlaka görülmesi gerekir” dediler.

EKSİKLİĞİ BU GEZİLER DOLDURACAK

Geziye katılan Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Resul Ay da geziye ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı: “Kırıkkale Üniversitesi Kırıkkale ve Yöresi Tarih Araştırma Merkezi ( KATAM) tarafından düzenlenen gezi programının, Tarih Bölümü öğrencileri için son derece yerinde ve isabetli bir gezi programı olduğunu düşünüyorum. KATAM Müdürümüz Doç. Dr. Sayın Hamit Pehlivanlı Hocamızın tertip ettiği bu gezi faaliyetinin önemli bir boşluğu doldurduğunu söylememiz lazım.  Bu tür gezilere katılmaktan büyük bir keyif almaktayız. Bu işin keyfi bir yana, bir Tarih Bölümü mensubu olarak ister öğretim üyesi, ister öğrenci olsun, yaşadığımız ve öğrenimimizi sürdürdüğümüz Kırıkkale’nin tarihi ve doğal güzelliklerinden haberdar olmaz isek bu bizim eksikliğimiz olurdu.  Dolayısıyla bu eksikliği ancak bu tür geziler ile doldurmak mümkün olabilmektedir. Bundan dolayı Hamit Hocamıza teşekkürlerimizi ifade ederim.

KEŞFETMEK ÇOK GÜZEL

Tarih Bölümü öğrencilerinin Kırıkkale’deki mevcut tarihi mekânları gezerek ve görerek yerinde incelemesi, onlar için büyük bir tecrübe ve kültürel kazanım olmuştur.  Zaten tarihi bir kent olan Keskin ilçesini görmek, Keskin içindeki Sulu Mağarayı, Rahmi Pehlivanlı’nın restorasyonu bitmek üzere olan evini; yine Çeşnigir Köprüsü kadar onun bitişiğinde bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış, daha yeni yeni aydınlatılmakta olan Hititlerden kalma Büklükale yerleşim yerini keşfetmek, öğrencilerimize bir ayrıcalık kazandırmıştır” dedi.

“KIRIKKALE’DE TARİHİ MEKÂN VAR MI?”

KATAM Müdürü Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı da bu gezilerin artık gelenek haline geldiğini ifade ederek, “Öğrencilerimiz ilk başlarda bu gezileri yadırgıyorlardı. Ancak gezilere katılmaya başlayan öğrenciler her gezinin sonunda bir sonrakinin tarihini sormaya başladılar. Ancak, -özellikle- bazı Kırıkkaleli öğrencilerimizin “Kırıkkale’de de gezilecek yer mi var?” tarzındaki yaklaşımları bizleri gerçekten çok üzüyor. Merak edip gelen her öğrencimiz bu geziler vesilesiyle Kırıkkale’yi tanıma fırsatı buluyor. Ancak onca kültürel ve tarihi mekâna sahip Kırıkkale’de bu mekânları gösteren bir tane bile Sarı Tabelanın olmaması bir başka sorun. Yıllardır dilimizin döndüğünce bu soruna parmak basmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki ufacık bir gelişme yok. Yine tabelalar yok; yine insanlar bu mekânlardan habersiz” dedi.

EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDERİZ

Bu gezinin hazırlanmasında emeği geçen başta Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Ekrem Yıldız ve yardımcılarına, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Saffet Nezir’e, Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Resul Ay’a, Mediko-Sosyal Daire Başkanı ve memurlarına ve ES Turizm ve Saraç Turizm’e çok teşekkür ederim” dedi.



1

Haberimiz Ses Getirdi: 12 Kişi Gözaltına Alındı

2

YÜKSEK İHTİSAS’TA NELER OLUYOR?

3

Uyuşturucu Operasyonunda 1 Kişi Tutuklandı

4

15 Yıllık Mücadelede Mutlu Son

5

Yeni Sanayi Sitesi Şubat Ayında İhaleye Çıkıyor

6

SAYGILI; İLK ÖNCELİĞİMİZ KIRIKKALELİ GENÇLERİMİZ OLACAK

7

SAYGILI"350 KM ALT YAPI YENİLEDİK"