KÜLTÜR VE SİYASET
Türk Diyanet Vakıf-Sen İl Başkanı Musa Öksüz açıklamasını şöyle sürdürdü; ?Öncelikle 8 Mart Dünya Kadınlar günü sebebiyle tüm camiamızda görev yapan bayan görevlilerimizin ve tüm kadınlarımızın bu anlamlı gününü kutluyorum. Kadınların eğitimden başlamak üzere sorunlarının ve karşılarına çıkan engellerin aşılması için ciddi ve kapsamlı bir politikaya ihtiyaç olduğunu unutulmamalıdır. ?Fedakarlıkları ve gösterdikleri büyük başarıyla ülkemizin kuruluşuna adını büyük harflerle yazdıran Türk kadınının, cumhuriyetten sonraki süreçte de aynı azmi ülkemizin inşasında gösterdiği hepimizin kabul ettiği önemli bir gerçektir. Üretimde, eğitimde, sanatta, kültür ve siyasette başarılarıyla kendilerini kanıtlamış olan kadınlarımız, günümüzde ne yazık ki başta ekonomik durumdan kaynaklanan, çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Yaşanan tüm ekonomik sorunların ağırlığını gerek ev içinde gerek çalışma hayatında en çok kadınlarımız hissetmektedir.?
CİDDİ VE KAPSAMLI BİR POLİTİKA
?Gelişen teknoloji, küreselleşme ve rekabetin artması gibi çok sayıda etken nedeniyle her geçen gün "Toplumsal hayatta kadın ve kadın sorunları" tartışmaları yeniden gündeme gelmektedir. Bu tartışmalar içinde en değerli varlığımız olan kadınlarımızın şiddet konusu ile birlikte ele alınması ise bizim için çok üzücü, yüzyıllarca kadınını el üstünde tutan bir toplum olarak neredeyse utanç verici bir durumdur. Kadınlarımızın eğitimden başlamak üzere sorunlarının aşılması, karşılarına çıkan engellerin aşılması için ciddi ve kapsamlı bir politika hayata geçirilmelidir. Gerek kamuda gerek özel sektörde kadın istihdamı konusunda maalesef gelişmiş ülkelerdeki seviyelerin çok altında kalınmıştır. Ülkemizde kadına verilen değerin bir göstergesi de kadınlarımıza çalışma hayatında hak ettikleri yeri vermek olmalıdır. Kadınlarımızın toplumsal hayatta kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, siyasette, çalışma hayatında, üretimde, bilimde ve sanat alanlarında katılımlarının daha çok arttırılması için bizim de içinde bulunduğumuz tüm sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir. Günümüzde kadınlarımızın maruz kaldıkları birçok olay ise cehaletten kaynaklanmaktadır.?
KADINLARIN NAMUS CİNAYETLERİ
İslam`ın okuma yazmaya verdiği öneme ortadadır İslam`ın okuma yazma bilmeyi özgürlükle eşdeğer gördüğünü, bu nedenle kadınların eğitim haklarından yararlanabilmesinin büyük önemi vardır. Namus ve töre cinayetlerine karşı kadınların korunmasının ise herkesin en asli görevidir. Kadınlarımızın eğitim haklarından yeterince yararlanabilmeleri, ayrımcılığa karşı bilinçlendirilmeleri, namus ve töre cinayetlerinin vazgeçilmez mağduru olarak kadınlarımızın korunup gözetilmesi hepimizin en asli görevidir. Aslında bugün merhamete çok ihtiyacımız vardır. Sağlam bir hukuk devletinde mazlum ve mağdurun güvencesi devlettir. Bu imkanların yeterli düzeyde sağlanmadığı durumlarda bize düşen İslam`ın tek tek her birimizi mükellef kıldığı şekilde merhamet ve adalet tavrından vazgeçmememizdir. Kadın konusu toplumumuzun değişik inanç ve kültür kesimleri açısından her zaman sorunlu bir alan olarak görülmektedir. Farklı yaşam grupları kadınlık dünyasının sorunları üzerinden kendilerini endişeye kaptırmaktadır. `Endişeye mahal yok` diyebilmek için her şeyden önce kültürümüzde, geleneğimizde var olan her türden ifsad edici uygulamalarla yüzleşmek zorundayız." Kadını bir fitne unsuru ve kaynağı olarak gören zihniyet, söz konusu yüzleşme alanlarının en başında gelmektedir."Kadını fitne olarak gören zihniyet, bugün başta feminizm olmak üzere pek çok kadın hareketinin erkek egemenliğine karşı bir atakta bulunmasına fırsat vermektedir. Oysa bizim dinimizde kadınla erkek arasındaki ilişki, hiçbir şekilde bir hükümranlık ilişkisi değildir"
SENDİKAL ALANDA KADINLARA ÖNEM VERİYORUZ
?Sorun bir ahlak sorunudur. Hak ve özgürlüklerin kullanımında en az hukuk kadar, polisiye tedbirler kadar, ahlaki kıstaslara da ihtiyaç vardır. Şiddet saçmalığının kadınları kuşattığı, sosyal sermayenin kadınları göz ardı ettiği bir dünyada kurumumuza düşen görev ve sorumlulukların daha fazla farkında olmamız gerektiğini biliyoruz. İşte bu düşüncelerle kadının toplumsal hayatta artık vazgeçilmez olduğunun kabul edildiği günümüzde, Türk kadınının konumunu, sorunlarını, ihtiyaçlarını ve beklentilerini paylaşmak, bunların çözümü için yollar aramak ve Türk kadınının konumunu daha da güçlendirmek için Türk Diyanet Vakıf-Sen kadın kollarımız da çalışmalar yapmakta, her alanda olduğu gibi kadınlarımızın sendikal alanda da önlere çıkması için çaba göstermektedir. Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak kadınlarımızın toplumda hak ettiği yeri bulması açısından yapılacak tüm çalışmalara destek vereceğimizi bildirir, kadınların çalışma hayatında ve sendikalarda daha çok yer bulması temennisiyle bu anlamlı günün camiamız kadınlarına ve dünya insanlığına hayırlar getirmesini dilerim." dedi.