Diyanet İşleri Başkanlığı her yıl Ramazan ayında bireysel ve toplumsal hayatımıza ışık tutan bir temayı kamuoyunun gündemine taşıyarak toplumsal bir duyarlılık ve farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Bu bağlamda Ramazan ayı boyunca bu ayın ruh ve beden sağlımıza olan katkılarına, bireysel ve toplumsal faydalarına "Şifa Ayı Ramazan" temasıyla dikkat çekildi. Kırıkkale İl Müftüsü Hasan Hayri Yaşar ise, Ramazan ayına 12 Nisan Pazartesi günü evlerde kılınacak ilk teravih namazının ardından 13 Nisan Salı günü tutacağımız oruç ile girmiş olacağımızı söyledi.
‘Ramazan şifa ayıdır’ diyen Müftü Yaşar, “Gönüllerde on bir ayın sultanı olarak yer eden Ramazan, bütün yönleriyle maddi ve manevi hastalıklarımız için bir şifa ayıdır. Ramazan, her türlü günah ve hatadan hicret ederek ruhumuzu esaretten kurtardığımız ve böylece huzur bulduğumuz, halimizi Allah'a arz ederek aczimizi itiraf edip gurur, kibir gibi hastalıklardan kurtulmayı umduğumuz bir şifa ayıdır. Ramazan Kur’an ayıdır. Nuru ile Hira’yı, rahmeti ile âlemi, şifası ile gönülleri, ayetleri ile zihinleri aydınlatan ve varoluşunun anlamını unutan insanlığı, bilgi, hikmet ve iffete davet eden yüce kitabımızın nazil olduğu, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini içerisinde bulunduran, orucuyla, mukabeleleriyle, evlerimizde kılacağımız teravih namazlarıyla, iftarıyla, sahuruyla ve fitresiyle sağlığımızı ve hayatımızı olumsuz yönde etkileyen, içerisinde bulunduğumuz salgın hastalık döneminde bunalan ruhumuza ve bedenimize Ramazan ayı şifa olacaktır”
“Ramazan ayı oruç ayıdır. Allah-u Teala: “Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçlu geçirsin.” (Bakara 185) buyurmuştur. Peygamberimiz (s.a.s.) de: "Her şeyin bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtı da oruçtur." (İbn Mâce, Sıyâm, 44.) buyurmuşlardır. Orucun manevi olarak arınmamızın yanında beden sağlığımız açısından da önemli faydaları bulunmaktadır. Esasen oruç, sadece yeme içme arzularımız üzerinde kontrol sağlamayı değil bütün azalarımıza sahip olmayı öğretir. Peygamber Efendimiz, orucu, olumsuzluklardan ve kötülüklerden koruyan bir kalkana benzetir. Bu yönüyle oruç yalan, gıybet, kötü söz ve kavga gibi fıtratı tahrip eden şeylere karşı insanın imanını ve istikametini muhafaza eder. Nitekim Allah Resulü (s.a.s.), oruçluyu bu tür kötülüklere karşı uyanık olmaya davet eder. Hatta kendisine çirkin bir söz söylenmesi ya da sataşılması durumunda “Ben oruçluyum.” diyerek cevap vermesini emrederken “Nice oruç tutanlar vardır ki orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz. Geceleri nice namaz kılanlar vardır ki namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” (İbn Mace, Sıyam, 21.) diyerek bu hassasiyeti taşımayanları uyarır”
“Ramazan paylaşma ayıdır. Bu ayda verilen fitre, zekât ve sadaka Müslüman toplumun kardeşlik, dayanışma, paylaşma ve yardımlaşma duygularını artırmaktadır. Peygamberimiz (sav) sadakanın insan psikolojisi üzerindeki faydalarına işaret ederek sadaka vermekle kişinin şahsiyetini geliştirebileceğine dikkat çekmiş, katı kalpli olmaktan şikâyet eden bir sahâbîye yufka yürekli olabilmesi için ihtiyaç sahiplerine yedirme ve yetimin başını okşama suretiyle sadaka vermesini tavsiye etmiştir. ( İbn Hanbel, II, 264.) “Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin.” (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 542.) buyuran Peygamber Efendimiz, ihtiyaç sahiplerine yardımcı olan ve onların duasını alan kişinin karşılığını bulacağına işaret etmiştir. Peygamberimizin hastaların sadaka ile tedavi edilmesine yönelik bu tavsiyesi fitre, zekât ve sadakanın şifa olduğuna işaret etmektedir. Bu yönüyle Ramazan ayı, toplumsal hayatımız için de şifadır”
“Tüm bu yönleriyle müminler için rahmet, bereket, sıhhat ve şifa kaynağı olan Ramazan, hayatımıza istikamet kazandıran anlamı ve Allah’ın rızasına ulaştıran ibadetleriyle bizler için eşsiz bir imkân ve fırsattır. Özünde barındırdığı anlam, değer ve ibadetlerle bizleri maddi ve manevi hastalıklarımızdan arındırarak sıhhat ve istikamet üzere yaşamamızı ve rabbimizin rızasını kazanmamıza vesile olacak bereketli bir zamandır. Bize düşen görev Ramazan ayının getirdiği bereket ve dirilişi yüreklerimizden başlamak üzere hayatın bütün alanlarına taşıma vaktidir. Bu Ramazan ayını da geçen sene olduğu gibi salgın tedbirleri kapsamında geçireceğiz. Bu dönemi aile bağlarının güçlendirilmesi için bir fırsat olarak görmeli, Ramazanın manevi güzelliklerinin evlerde aile bireyleriyle birlikte yaşamaya daha çok özen göstermeliyiz. Ramazana özel bir ibadet olan teravih namazını evlerimizde aile bireyleriyle birlikte cemaatle kılmak suretiyle camilerimizde teravih namazında buluşamamanın hüznünü bir nebze de olsa gidermeye çalışmalıyız”
“Ramazan ayı boyunca kısıtlama olmayan günlerde Koronavirüsle mücadele kapsamında camilerde alınması gerekli tedbirlere riayet edilerek tüm camilerimizde mukabele okunacak, öğle namazlarından önce başta Nur Camii olmak üzere Çarşı, Gürler Camilerinde yüz yüze vaaz verilecektir. Her sene olduğu gibi Çarşı Camii’nde tefsirli mukabele uygulamamız devam edecek. Ramazan ayı boyunca yüz yüze, mektupla, e-posta yoluyla ve ALO 190 dini soruları cevaplandırma hattına gelen soruları cevaplandırmak üzere bir kadın bir erkek görevlimiz iftar vaktine kadar İl Müftülüğünde hizmet vereceklerdir. Rahmet, mağfiret ve kurtuluş iklimi Ramazan ayının bütün müminler ve insanlık için gerçek anlamda iyiliğe ulaşma dileğiyle daha güzel bir hayatın ve dünyanın inşasına vesile olmasını yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Allah, devletimizi ve milletimizi, İslam beldelerini ve tüm insanlığı her türlü afet, musibet ve kötülüklerden, salgın hastalıklardan muhafaza eylesin. Dertlilerimize deva, borçlularımıza ödeme kolaylığı, hastalarımıza şifa nasip eylesin. Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Amin” dedi.