Türkiye?nin gündeminde iki fener soruşturması var. Biri Fenerbahçe, diğeri Deniz Feneri...
Bu iki soruşturmayı yürüten savcılar hakkında da, sanık avukatlarının şikâyeti üzerine HSKY inceleme yürütüyor.
Buraya kadar her şey aynı; ama uygulamada bir fark var:
Fenerbahçe soruşturmasını yürüten savcı, inceleme görmesine rağmen görev başında...
Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcılar ise inceleme gerekçesiyle görevden alındı.
Neden?
* * *
Deniz Feneri savcıları, buzdağının altını gördü de ondan...
Bu konu deşilemez sanılıyordu; deşildi.
Sorumlulara ulaşılamaz sanılıyordu; ulaşıldı.
Tutuklanamazlar sanılıyordu; tutuklandılar.
Soruşturmaya her tür güçlük çıkarıldığı için bir yerde tıkanır sanılıyordu; tıkanmadı.
Tersine iş, yükseklere doğru tırmanıyordu.
Bayram sonrası yeni bir operasyonla Kanal 7?ye baskını haber veren ?köstebek? de dahil 10-15 kişi daha tutuklanacaktı. Bunu, bazı şirket çalışanları ile yönetici yakınlarını da içeren yeni dalgalar takip edecekti.
Durdurdular.
* * *
?Üst bağlantılar?ı ?köstebek? ele verdi.
İddiaya göre, savcılığın Kanal 7?ye baskın isteyen yazısı, İçişleri Bakanı?nın Özel Kalem Müdürü (şimdiki Burdur Valisi) tarafından AKP?li Kırıkkale Belediye Başkanı?na duyuruldu.
Vali bey yalanlıyor. Ama bu tüyonun kayda geçtiği anlaşılıyor.
Haberi alan Kırıkkale Belediye Başkanı, gece yarısı bir Kanal 7 yöneticisini uyarıyor.
O da ?Önemli bir gelişme var? uyarısıyla bir diğerini haberdar ediyor.
?Kırıkkale Belediye Başkanı?nın olayla ne ilgisi var? diye soranlara, Başkan?ın daha önce Deniz Feneri e.V. ile ticaret yapan ?Aytaç Et?in yöneticisi olduğunu ve bu şirketin de soruşturulduğunu hatırlatalım.
* * *
Soruşturmanın önemli siyasetçilere doğru uzandığı, sanıkların bir bakanla akrabalık bağının ortaya çıkarıldığı, telefon dinlemelerine muhafazakâr kültürle hiç bağdaşmayacak türden ilişkilerin takıldığı da sızan bilgiler arasında... O yüzden ?açıklansa yer yerinden oynayacaktı? denilen iddianame bitmeden savcıların, bir ?kulp takma? ile apar topar görevden alındığı ve yandaş basında hedef haline getirildiği anlaşılıyor.
O cenahtaki paniğe kanıt şu:
Ergenekon savcılarına koruma isteyen yandaş basın, Deniz Feneri savcılarını hedef gösteriyor.
Balyoz sızıntılarını büyük gazetecilik sayarlardı; Deniz Feneri sızıntısına tepki gösteriyorlar.
* * *
Şimdi yeni savcılar 150 klasörlük bu dev dosyayı sil baştan hatmetmeye çalışacaklar. Ancak işleri hiç kolay değil.
Bir defa HSYK?nın Başkanı sıfatıyla savcıları peşinen suçlayarak, süren soruşturmada reyini açık etmiş bir Bakan var başlarında...
Sanıklar için tahliye isteseler ve mahkeme salıverse, bunun ?siyasi? değil, ?hukuki? olduğuna kim inanır?
Tıpkı savcıların görevden alınması gibi, bu hafta beklenen tutuklamaların durdurulması da, gecikecek iddianamenin ?sakıncalı iddialardan ayıklanmış? olarak çıkması da ?Hükümet?in müdahalesine? bağlanacaktır.
Ama bu dosyayı kapatmak o kadar da kolay olmayacak.
Kamuoyunun gözü kulağı bu davanın üzerinde...
Hele bu siyasi müdahaleden sonra, iyice öyle...