Eğitimdeki sorunlar devam ediyor
Türk Eğitim Sen Kırıkkale Şube Başkanı Yücel Karabacak, 2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılının ilk yarıyılı sona erdiğini ve eğitimdeki sorunların hala devam ettiğini söyledi. Karabacak, ?Öğretmen açığı, ücretli öğretmen istihdamı, derslik açığı, okullarda alt yapı yetersizlikleri, araç-gereç ihtiyacı eğitimin öncelikli sorunlarındandır? dedi.
SORUNLAR VAR
Türk Eğitim Sen Kırıkkale Şube Başkanı Yücel Karabacak, 2016-2017 eğitim ve öğretim yılıyla ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklamada, her yıl olduğu gibi bu eğitim öğretim yılında da sorunların devam ettiğini belirten Karabacak, bu sorunların her geçen yıl artarak devam ettiğini söyledi. Karabacak açıklamasının devamında, ?Torpilli yapılan yönetici atamaları eğitimin kalitesini düşürmüştür. Siyasetin eli Milli Eğitim Bakanlığı´nın üzerindedir. Uygulanmayan mahkeme kararları ile hukuk iğdiş edilmiştir. Müfredat tartışmaları son sürat devam etmektedir. MEB yeni müfredatı taslak olarak kamuoyuna açıklamış, paydaşların katkılarını beklemektedir. Tabi burada en önemli husus, daha iyiye ulaşmak için eleştirilerin göz ardı edilmemesidir. Sözleşmeli ve mülakatlı öğretmen alımı ile alınteri, emek göz ardı edilmekte, mülakat komisyonlarının sübjektif değerlendirmeleri ile haksızlık yapılmakta, torpil meşru zemine oturtulmakta, güvencesiz öğretmen profili oluşturulmakta, biat kültürü ön plana çıkarılmaktadır.?
KAMUDAKİ SORUNLARI BİLİYORUZ
?Ailelerin bir kısmı hala birleştirilememiştir, eşler, çocuklar birbirinden ayrı yaşamaktadır. Performans sistemi getirilmesi için çalışma yapılarak, sözüm ona kamuda verimliliği sağlamak hedeflenmektedir. Bize göre asıl amaç, kamu çalışanlarının, öğretmenlerin iş güvencesini elinden almaktır. Diplomaya bağlı alan değişikliği ile ilgili sona gelindiği ifade edilse de, kamuoyuna resmi ağızlardan bir açıklama yapılmamıştır. Dolayısıyla öğretmenlerin tedirgin bekleyişi sürmektedir. 4+4+4 sisteminin açtığı derin yaralar kapatılamamıştır. Nitekim bu sistemin istenen hedefleri gerçekleştiremediği MEB tarafından görüşmüştür ki şu anda 5´inci sınıfların hazırlık sınıfı yapılması gibi yeni çalışmalar tartışılmaktadır.2017 yılı Türkiye´sinde hâlâ eğitimde sistem tartışması yapıyoruz. Üniversite sınavının, liselere girişin nasıl olması gerektiği hakkında ihtiyacı karşılayacak sistemi bulamamış ve nasıl bir uygulama gerektiği hakkında fikir yürütüyoruz. Son olarak LYS´de açık uçlu sorular sorulacağı açıklanmıştır.?
DENEME-YANILMA
?Açık uçlu soruların hangi sonuçları doğuracağını, bu şekilde sağlam bir ölçme-değerlendirme yapılıp, yapılamayacağını bile bilmiyoruz. Kısacası eğitim sistemine adeta deneme-yanılma yöntemiyle karar veriyoruz. İşte bu ve bunlar gibi birçok sorun, 2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılının ilk yarıyılına damga vurmuştur. Torpilli yapılan yönetici atamaları: Ülkemizde ne yazık ki sağlam bir yönetici atama sistemi oluşturulamamıştır. Okul yöneticiliğinde kabiliyet, bilgi, donanım bir kenara atılmış; mülakat sistemi getirilerek, liyakat hiçe sayılmıştır. Böylece okul müdürü olmak için torpil arama dönemi başlamıştır. Yandaş sendika üyesi değilseniz, ağzınızla kuş tutsanız da okul müdürü olamıyorsunuz. Bundan büyük bir yanlış var mı? Aynı zamanda bu durum ne yazık ki insanların sırtını siyasete, birtakım vakıflara, cemiyetlere yaslaması anlayışını da ortaya çıkarmaktadır. İnsanlar bilgisini artırmak yerine, bu tür yapılardan torpil bularak okul yöneticisi olmaya çabalamaktadır. Oysa şu unutulmamalıdır ki, torpilin pirim yaptığı bir düzen eğitim açısından hiç kimseye hiçbir fayda sağlamaz.?
GÖREVDEN ALINANLARIN SORUNU
?Bilindiği gibi haksız, hukuksuz yere görevden alınan okul yöneticileri dava açmıştır. Bu davaların bir kısmı okul yöneticilerinin lehine sonuçlanmış, bir kısmı da hala devam etmektedir. Bazı yöneticiler mahkeme kararına rağmen görevlerine döndürülmemektedir. Türk Eğitim-Sen, bununla ilgili de yargıda hak arama mücadelesini sürdürmektedir. Daha önce şube müdürlüğü atamalarında yazılı sınav sonuçları es geçilmiş, sadece mülakat sonuçları dikkate alınmıştır. Bunun üzerine sendikamız sadece mülakat sonuçlarına göre yapılan şube müdürlüğü atamalarının iptal edilmesi için yargıya başvurmuş, yargı da lehimizde karar vermiştir. Buna rağmen MEB yargı kararlarına uymamıştır. MEB´in yargı kararlarına uyması eğitimimizin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Bu minvalde bir kez daha tekrarlamakta fayda görüyoruz: Kaliteli, sağlıklı, başarılı, PISA´da ya da başka uluslararası öğrenci değerlendirme programlarında olumlu yönde fark yaratan bir eğitim sistemi arzu ediyorsak, öncelikle yönetici atama sistemimizi kariyer ve liyakate uygun şekilde hukuk üzerine kurulu hale getirmek zorundayız.?
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN SORUNU ÇÖZÜLMELİ
?Sözleşmeli, mülakatlı öğretmen alımı: 2011 yılında kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik alımı geri getirilmiş, üstelik bu kez bir de mülakat öğretmenlerin önüne konulmuştur. Sözleşmeli öğretmenlerin en büyük sorunu 6 yıl boyunca hiçbir yere kıpırdayamayacak olmalarıdır. Sözleşmeli öğretmenlere ?4 yıl sözleşmeli çalışacaksın, performansa göre kadroya alacağız, 2 yıl da kadrolu çalışacaksın, toplam 6 yıl sonra tayin isteyeceksin´ demek çok büyük bir haksızlıktır. Dolayısıyla sözleşmelilerin özlük hakları savunulduğu gibi kadrolu öğretmenlerle aynı değildir. Sözleşmeli öğretmenlik; insanları iş güvencesiz çalıştırmaktır, öğretmen üzerinde baskı kurmaktır, köle pazarına adam bulmaktır. Cumhuriyet tarihinde ilk kez öğretmenler mülakatla atanmaya başlamıştır. ?Nitelikli öğretmen alacağız´ diye yola çıkanlar, maalesef nitelikli torpil dönemini başlatmıştır. Oysa mülakat ne nitelikli öğretmen atama sonucunu doğurur ne de öğretmenlerin FETÖ ya da PKK vb. terör örgütlerine üye olup olmadığını ortaya çıkarır. 3 kişiden oluşan bir komisyon 3 dakikada hangi ferasetle bir öğretmenin niteliğini ölçebilir ki? Dolayısıyla mülakatla nitelikli öğretmen alımının hedeflendiğine ilişkin açıklamalar tamamen gerçek dışıdır.?
KPSS PUANLARI İNCELENMELİ
?Öğretmenlerin niteliği zaten KPSS ve Öğretmen Alan Bilgisi Sınavı ile ölçülmekteydi. Ayrıca bunların yanı sıra öğretmenlerin adaylıklarının kaldırılması için performans değerlendirmeleri yapılıyor; bu kapsamda yazılı ve sözlü sınava da giriyorlar. Şu anki sözleşmeli ve mülakat sisteminde ise KPSS puanının etkisi azaltıldı. KPSS´de 50 ve üzerinde puan alan öğretmenler mülakata başvurabiliyor, en yüksek KPSS puanına sahip 3 katı aday sözlü sınava alınıyor. Bu durum da elbette kaliteyi düşüren bir uygulamadır. Üstelik mülakatlarda ciddi haksızlıklar yaşanmaktadır. Eylül ayında yapılan sözleşmeli öğretmen alımlarında KPSS´den 97 puan alan bir kişiye mülakatta 47 puan verilmiştir. Niteliği bu şekilde mi ölçeceksiniz? Mülakat sübjektif bir yöntem olduğu için istediğiniz kadar adil bir mülakat yaptığınızı iddia edin, yine de adil olamazsınız. Hem Ankara hem İstanbul´da aynı puanı alan iki öğretmen düşünün. Ankara´daki komisyon üyeleri öğretmene 100 tam puan verirken, İstanbul´daki komisyon üyeleri 95 puan verebilir. Dolayısıyla KPSS´den aynı puanı almalarına rağmen Ankara´daki öğretmen, İstanbul´daki öğretmenin önüne geçebilir? dedi.