Ceza almamaları için küçük yaştaki çocuklara hırsızlık yaptırıyorlar
Kırıkkale Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanlığı, çocukların ceza almaması için 12 yaşın altında çocukların hırsızlıkta kullanıldığını söyledi. Ayrıca esrar ile eroin içme yaşının ilköğretime kadar düştüğünü ve çocuklara cinsel tacizin günden güne artarak çoğaldığını vurguladılar.
VAHAMET BOYUTUNDA
Çocukların suça itilmemesi için Kırıkkale Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak çalışmalarına devam ettiklerini açıklayan Kırıkkale Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Özlem Saygılı, ?Çocukların çocuk olduğu bilinciyle yaşamaları için başta devlet olmak üzere ilgili tüm kişi ve kurumlan yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Kırıkkale genelinde cinsel istismara uğrayan, alıkonulma ve kaçırılma ile karşı karşıya kalan ve hırsızlık suçuna sürüklenen çocuk sayısı vahamet boyutundadır. Bu bağlamda her türlü hak ihlaline uğrayan çocuklara yönelik yükümlülüklerin yerine getirilmesi içini yapılacak planlamalarda Kırıkkale Barosu olarak üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirmeye hazır olduğumuzu beyan ederiz.?dedi.
YAŞAM HAKKI
Saygılı, ?Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklara yönelik soruşturmanın bağımsız bir biçimde yürütülmesi gerektiğini altını çizen Saygılı, ?Tüm delillerin toplanması, soruşturma ve dava aşamalarında ölüm olaylarında hayatını kaybedenlerin yakınlarının hukuki süreçlere katılımının sağlanması ve soruşturmanın makul bir süre içinde sonlandırılması hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz gereğidir.?diye konuştu.
ÇOCUK CEZAEVLERİ
Saygılı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: ?Çocuk hakları bağlamında, uzun yıllardır, özellikle fiziksel ve cinsel olmak üzere çocuğa yönelik her türlü istismarın yaşandığı ve sık sık toplumda infial uyandıran şekilde gündeme gelen sorunlardan biri de çocuk cezaevleridir. Bugün, çocuk cezaevlerinin var olma nedenlerinin tartışıldığı ve kaldırılmaları gerektiği yönünde oluşan sivil inisiyatiflerin çalışmaları göz ardı edilemeyeceği gibi, kapalı kurumların doğası gereği kendi şiddetini ürettiği yönündeki toplumsal gerçeklik karşısında, mevcut şartlarda cezaevleri ve tutukevlerinin öngörülen "iyileştirme" amacını gerçekleştiremediği açıktır. Tutuklamamın bir cezalandırma ve infaz olarak kullanıldığı ceza adalet sistemi içerisinde, çocuğun özgürlüğünden yoksun bırakılmasının en son çare olarak kullanılması gerektiği yönündeki uluslararası ilkenin, çocuğa yönelik koruma ve önleme noktasında gerekli altyapıyı oluşturamamış ülkemizde içselleştirilmediği görülmektedir. Ceza ve tutukevlerinde yaşanan hak ihlalleri karşısında kısa ve orta vadede, etkin soruşturma mekanizmalarının işletilmesi, faillerin cezalandırılması için etkin ve süratli yargılama yapılması; hak ihlallerinin tespiti için bağımsız izleme mekanizmalarının geliştirilmesi gerekmektedir.?