Büyük badire, küçük sıyrıkla atlatıldı

SAADET PARTİSİ İL BAŞKANI FARUK VURGUN DARBE GİRİŞİMİNİ DEĞERLENDİRDİ

Büyük badire, küçük sıyrıkla atlatıldı

Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Vurgun darbe girişi ile ilgili olarak ?Darbe milletimize yapılmıştır. Tüm milletimize büyük geçmiş olsun Şükürler olsun ve temenni ediyoruz ki büyük bir badire hafif sıyrıklarla atlatıldı? dedi.

HAFİF SIYRIKLA ATLATILDI

Vurgun açıklamasında ?Hafif sıyrıklarla dememizin nedeni, devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla hâlâ ayakta olmasındandır. Yoksa şehit olan her bir can için, içimiz ayrı aynı yanıyor, yüreğimiz parçalanıyor. Böyle bir ortamda henüz her şeyi rahat konuşmak ve değerlendirmek için çok erken. Gelecek günlerde daha sağlıklı bilgilere ulaşıp, daha doğru tespitler yapacağımızı düşünüyorum. Darbe sadece işbaşındaki birinci muhatap olan hükümete değil, tüm halka karşı yapılmıştır. Kim tarafından ve niçin yapıldığı da gayet aşikârdır, tartışmaya bile gerek yok sanıyorum.? Dedi.

TARTIŞILMASI GEREKEN MESELE ARKA PLAN

Bu hadisede tartışılması gereken esas meselenin, arka planda bulunan azmettiriciler, bundan sonraki planları ve onlarla devam edecek ilişkiler olduğunu belirten Vurgun ?Çünkü böyle büyük bir organizasyonun, tek bir adresten yapıldığını söylemek, olayı küçümsemek ve hedef şaşırtmak olur. Hâlâ darbenin başında bulunan 1 numaralı komutanın ismi ortaya çıkmış değil. Bu ismin bir paşa olmasını beklemekte örgütün kendi iç hiyerarşik yapısına ters olur. Hiyerarşik yapısının kapalılığı belki bir yüzbaşı ya da binbaşıyı bile paşalara emreden konuma getirmiş olabilir. Bu darbenin çok amatörce kurgulandığını iddia edenlere şunu söylemek isteriz. Bu kalkışma ?hafife alınamayacak kadar çok ustaca planlanmış, ancak halkın tepkisini görünce acemice? yürütülmüştür. Tüm engellemelere rağmen yaptığı tahribat ve planları bu konuda fikir vermeye yeter? şeklinde konuştu.

HALKIN TÜM KESİMLERİ DARBE KARŞISINDA

Halkın, istisnasız tüm kesimlerinin darbe girişiminin karşısında olduğunu belirten Vurgun açıklamasında şu ifadelere yer verdi ?Ayrıştırma değil, tespit için tasnif ediyorum. Mutedil Dindar, Radikal, Muhafazakâr, Sağcı, Türkçü, Kürtçü, Bölücü, Atatürkçü, Sosyal Demokrat, Laik, Alevi ve Sünni hiç kimse hiçbir kesim, bu darbeyi sahiplenmedi. Kuşkusuz darbenin netice alamamasının en büyük nedenlerinden biri budur. Henüz süreç devam ediyor, sorgular sürüyor. İnşallah kısa sürede tamamlanır ve berrak bilgilere ulaşılır. Kanaatimizce asıl mesele bundan sonra ne olacağı sorusudur. Umuyoruz ki kalıcı tedbirler alınır ve bundan böyle hiç kimse bir daha ima ile dahi olsa böyle bir teşebbüste bulunamaz. Beklentimiz baştan savma anlık işlemlerle toplumdan gaz almaya ve kamuoyunu dindirmeye yönelik adımlardan öte sağlam adımlar atılır. Ülke içindeki vatan hainleri ve ihanet şebekeleri tabi ki yok edilmeli, ancak bundan daha önemlisi darbenin arkasındaki ?asıl güç? tespit edilerek çözümler üretilmelidir.  Bu hesaplar sorulurken iş sadece sorguda ve suçlu kişileri yargılamayla kalmamalı. Bu ?darbe yapmaya elverişli ortam? ve ?darbeci üreten sistem?in işleyişi gözden geçirilmelidir. Kimlerin ihmali, kimlerin göz yumması, kimlerin bıyık altından gülmesi, kimlerin direk veya dolaylı destek sunması ve istihbarat zafiyeti gibi konular, bu yoğun gündem arasında kayboluyor gibi gözükebilir. Öyle zannediyorum zamanı geldiğinde teker teker sırasıyla ele alınacaktır. Son olarak şunu söylemek gerekiyor ki uzun bir aradan sonra birçoğunun kitaplarda okuduğu, birçoğunun da unuttuğu ?darbe? kelimesi literatüre yeniden girdi. Yaşı müsait olanların tekrar hatırlayarak içlerini titreten bu iğrenç kelime, bir süre daha yürekleri ağza getirecek gibi görünüyor. Acı gerçek de bu.

DARBELERİ DESTEKLEMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR

?Ne olursa olsun hiçbir şekilde, darbeleri desteklemek bizim için mümkün değildir. Aziz milletimizin de tasvip etmesi mümkün değil.  Nitekim darbe girişimlerinden sonra halkımız hep demokrasiden yana tavır koymuştur. Çünkü aziz milletimiz tarih şahittir ki darbelerden çok çekmiştir. Dünyada demokrasisi oturmuş ülkeler gelişmiştir. Bu ülkeler iktisadi alanda refah seviyesini yükseltmiştir. Eğer biz medeni ülkeler arasında huzur, barış ve refah içinde yaşamak istiyorsak sonuna kadar tavizsiz bir şekilde milli iradenin yanında yer almak durumundayız. Milletimizle el ele, gönül gönüle mutlak sürekle birlikte yürümeye mecburuz. Aziz milletimizin sağduyusuna güveniyorum, onun özgür iradesi her türlü problemi çözecek güçtedir.?