BOZKURT LOGOSUNUN HİKÂYESİ (ÖNEMLİ BİR ANI)
Birçok Türk Destanında da efsanevi bir gücü ve yol göstericiliği temsil eden Bozkurt, özellikle İslamiyet Öncesi Türkler tarafından kutsal olarak anılan da bir simgedir. Ergenekon´dan çıkışta yol gösterici ve savaşlarda örnek alınan Asya Bozkurtları, tek eşli oluşları, insanlara benzer aile ve namus anlayışları, tok olduklarında zevkine avlanmamaları, bağımsızlıklarına olan düşkünlükleri gibi karakter özellikleriyle de yıllarca Türk Boylarının dikkatini çekmiş, örnek alınmış ve simge olarak kabul edilmiş farklı bir hayvandır. Tür olarak benzerleri olan köpek, sırtlan, çakal ve tilkiyle karakter olarak hiç benzerlik göstermeyen Bozkurtlar, Türkler dışında Lidyalılar, Sümerler, Kızılderililer ve Romalılar tarafından da dikkatle izlenmiş ve simge olarak kabul edilmiştir.
Türk Siyasetinin en önemli ve akılda kalan ögelerinden ve simgelerinden olan ?Bozkurt?, yıllardır Türk Milliyetçiliğinin sembolü olarak bilinmekte ve kullanılmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Büyük Lider ve Komutan Mustafa Kemal Atatürk, bünyesinde yüzyıllarca farklı etnik grupları barındıran Osmanlı Devletinin son yüzyılında artan milliyetçilik hareketleri ve bu hareketlere gelen dış desteklerin yol açtığı sorunları çok iyi bilen genç bir Osmanlı Subayı olarak sürekli geri plana itilen Türk Milliyetçiliği düşüncesini iyiden iyiye incelemiş ve irdelemiş, kurduğu genç Türkiye Cumhuriyetinin temel prensipleri olan 6 ilkenin en önemlileri arasında da Türk Milliyetçiliğini ele almıştır.
?Ben Batı uluslarını, bütün Dünya´nın uluslarını tanırım. Fransızları tanırım, Almanları, Rusları ve bütün Dünya uluslarını şahsen tanırım. Bu tanışmam savaş alanlarında olmuştur, ateş altında olmuştur. Yemin ederim ki, bizim ulusumuzun manevi gücü, bütün ulusların manevi gücünün üstündedir.?
?Bilelim ki millî benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.? (Nutuk, 15-20 Ekim 1927)
?Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur.? (Nutuk, 15-20 Ekim 1927)
?Biz milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla faaliyetle telafiye çalışmalıyız... Çünkü tarih, hadiseler ve müşahedeler insanlar ve milletler arasında, hep milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir.?
?Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.?
?Bize milliyetperver derler. Fakat biz öyle milliyetperverleriz ki, bizimle teşrik-i mesai eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların bütün milliyetlerin icabatını tanırız. Bizim milliyetperverliğimiz herhalde hodbinane ve mağrurane bir milliyetperverlik değildir.?
?Türk Birliği´nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile gözlerimi Dünya´ya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk Birliği´ne inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türklüğün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek.?
?Türk milliyetçiliği ilerleme ve genişleme yolunda ve uluslararası temas ve ilişkilerde bütün çağdaş uluslara paralel ve onlarla dengeli bir şekilde yürümekle birlikte, Türk toplumunun özel karakterlerini ve başlı başına bağımsız kimliğini saklı tutmaktır.?
?Türk ve Türkçülük aleyhinde bulunanları ezeceğiz!?
?Türk demek Türkçe demek. Ne mutlu Türk´üm diyene? gibi yüzlerce cümlede bu düşünce yapısını ortaya koyan Mustafa Kemal Atatürk, 1927 yılında Bozkurtlu paralar bastırmıştır. Bastırılan 5 ve 10 Liraların üzerinde Türklüğün simgelerinden olan ay yıldız motifinin üzerine Bozkurt resmi vardır. İlk basılan kâğıt para olan Bozkurtlu para 5 liradır. Paranın üzerinde Fransızca ?Livres Turques? yani ?Türk Lirası? yazmaktadır. Bozkurt simgesinin üzerinde Osmanlıca harflerle ?Türkiye Cumhuriyeti? yazmaktadır. Paranın Latin Harfleriyle yazılmamasının sebebi ise henüz Harf Devriminin gerçekleşmemiş olmasıdır.
Dr. Fethi Tevetoğlu, 1944?te Türkçülerin (milliyetçilerin) hapishanede yaşadıkları olayları anlattığı hikâyesinde eski mahkûmlar arasında üzerinde kurt resmi bulunan 5 liralık kâğıt paraya ?Kurtbaş? denildiğini yazmıştır.
Büyük Türk düşünürü ve Atatürk´ün fikir babası kabul ettiği Ziya Gökalp´in doğumunun 100. Yıldönümünde (1976) Kültür Bakanlığı tarafından metal bir hatıra para bastırılmış ve üzerine Türklüğün sembolü olan Bozkurt konulmuştur. Bu para Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti tarafından basılan ilk metal paradır.
Türk Tarihinde bunca özelliğe sahip Bozkurt´un Türk siyasetinde Türk Milliyetçiliği fikrini temel prensip olarak savunan Milliyetçi Hareket Partisi ve partinin gençlik teşkilatı olan Ülkü Ocakları tarafından yaklaşık 50 yıldır kullanılıyor olması hiç de şaşırtıcı olmasa gerek?
Daha önce bizzat devlet tarafından kullanılan Bozkurt sembolü, farklı kurum ve kuruluşlar tarafından farklı şekil ve ebatlarda kullanılmaktayken, 1968 yılında Kırıkkale´de cereyan eden bir hadise, Ülkü Ocakları tarafından 50 yıldır ve Ülkücü İşçiler Derneği gibi birçok kuruluş tarafından da kuruldukları günden beri, benzerleri kullanılan ?Hilal İçindeki Bozkurt? simgesini ortaya çıkarmıştır.
Olayın kahramanları, 70´li yılların efsanevi İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı ve MKE Eski Genel Müdürü Mehmet Pehlivanlı ile o yılların ?Delifişek Ülkücü Ressamı?, hâlihazırda Kırıkkale Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Gençer?
Olayın her iki tarafıyla da bizzat görüşülerek hazırlanan metnin Türk Tarihine, Türk Siyasi Tarihine ve özelde Kırıkkale Tarihine ışık tutacak önemli bir ?Sözlü Tarih? çalışması olması temennisiyle?
(Hüseyin Gençer´in anlatımıyla)
Yıl 1968, yer Kırıkkale Cumhuriyet Meydanı. Sanırım bahar ayları. Arkadaşlarla sohbetteyiz. O zamanlar Ankara-Kırıkkale arası Akcan Turizmin terminali (şimdiki Altunbilekler AVM).
Ankara´dan gelen Mehmet Pehlivanlı Abimiz, ?Takma Kafanın Büfenin? önünden bize doğru sesleniyordu:
- ?Heeyy, Deli Fişek!?
Bana ?Deli Fişek? diye seslenen abimiz Mehmet Pehlivanlı´dan başkası olamazdı, koşarak yanına gittim.
- ?Buyur Abi? dedim.
Bileğimden sıkıca tutup,
- ?Sana bir işim düştü? dedi.
- ?Nasıl bir iş abi?? diye sorduğumda,
- ?Bana bir resim yapacaksın? dedi.
- ?Nasıl bir resim??
- ?Bir kurt resmi??
- ?Nasıl bir kurt??
- ?Heybetli olsun hiyerif!..? (Kırıkkale´de bir seslenme nidasıdır.)
Araştırdım, eskizler yaptım. Sonunda kayalıkların üzerinde, arkasında dolunay bulunan, Mehmet Abimin tanımıyla ?ağzı yukarı, uluyan bir kurt sembolü? çizmiştim.
Sonradan öğrendiğime göre Ülkü Ocakları kurulmuş. Toplantıda sembol olarak ?kurt? belirlenmiş, ancak nasıl bir kurt? ?Herkes memleketine gidince eli kalem tutan birilerine çizdirsin, içlerinden en uygununu seçelim? kararı çıkmış.
Mehmet Pehlivanlı abimiz resmi beğendi. Ankara´ya götürdü. Sembol kabul görmüştü. Ankara´ya gittiğimde sokaklarda duvarlarda şablon çıkarılmış her tarafa basılmıştı bile.
O zamanlar Kırıkkale´de MHP İlçe Binası olan, Örnek Fırının üzerindeki teşkilat binasının girişine tam bir sunta üzerine kırmızı beyaz olarak çizmiş olduğum kurt sembolüne ?Üç Tuğ? ve ?Genco Gencer? imzası ile (şiirlerimde ve resimlerimde kullandığım mahlasım) 1968 tarihini atmıştım.
Daha sonra Kırıkkale´de Foto Ajans´ta Mehmet Ali Altıntığ ile birlikte Lubitel Fotoğraf Makinelerinin yanmış filmi üzerine yorgan iğnesiyle çizdiğim kurt sembolünün üzerine ?Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin? sloganımızı da ekleyerek siyah beyaz fotoğraf kartlarına basıp tebrik kartı olarak piyasaya sürdüm.
O zaman Kırıkkale´deki Askeri Birlik´te görev yapan çok asker bu kartlardan satın almıştı. Hayatta olanlara selam olsun?
Bu sembolü Kırıkkale´de Hüseyin Gençer´in çizdiğine bizzat şahit olan zamanın Ülkücülerinden artık Hakkın Rahmetine kavuşanlar oldu. Onlara Allah´tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, uzun ömürler dilerim.
Hüseyin Gençer olarak bu sembolü yaparken de teşkilatın tüm resimlerini yaparken de hiç bir maddi menfaat beklemedim çok şükür. Şimdi de beklemiyorum.
Fakat bugün Türk Cumhuriyetlerinde dahi sembol olarak kullanılan ve hâlihazırda Ülkü Ocaklarının yanı sıra birçok Ülkücü teşkilatta birebir aynısı ya da benzeri olarak kullanılan kurt sembolünün şahsım tarafımdan yapıldığının bilinmesi ve tarafıma bir belge verilmesinin Ülkücülüğün vefa örneği olacağı kanaatindeyim. Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin.
KÜLTÜR-SANAT: HABİLHAN PEHLİVANLI