Tarih: 06.03.2012 06:07
Bir trafik kazası ve ibretlik hikayesi
ÖZEL HABER
KAZADA İKİ KARDEŞ ÖLMÜŞTÜ
19 Kasım 2010 tarihinde Kurban Bayramı?nın üçüncü günü, çevre yolunda biri 9 diğeri 4 yaşında iki kardeş, otomobil altında kalarak can verdi. Kaza ile ilgili olay yeri tutanağı düzenleyen polisler hakkında ölen çocukların babası tarafından tutanağın taraflı tutulduğu ve kazaya karışan sürücünün serbest kalmasını sağladığı gerekçesi ile dava açıldı. Ancak polis memurlarının hayatlarını kaybetmesi sonucu açılan dava başlamadan kapandı.
İBRETLİK BİR GELİŞME
2010 yılının Kurban Bayramında yaşanan talihsiz kazada feci şekilde can veren çocukların babası Aziz Yıldız, kazanın hemen ardından sürücü Nafiz Şalvarlı?nın gözaltına alınmamasına isyan ederek kazayla ilgili hukuk savaşı başlattı. Çocuklarının acısını yüreğine gömen acılı baba ilk olarak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Kaza yeri tutanağını düzenleyen polislerin düzenledikleri raporun gerçeği yansıtmadığı gerekçesi ile soruşturma başlatılmasını istedi.
KAZADAN TAM BİR İBRETLİK HİKÂYE ÇIKTI
İki kardeşin acı bir şekilde yaşamını yitirdiği trafik kazısı ve sonrasında acılı ailenin yaşadıkları, mahkeme sürecinde gelişen olayların içinden tam bir ibretlik hikâye çıktı; İçinde dram dolu hikâye; 2010 yılının Kurban Bayramının üçüncü günü Baba Aziz Yıldız, eşi Zübeyde Yıldız ile birlikte yanlarına 9 yaşındaki İlker ile 4 yaşındaki Havva Yıldız ve küçük kardeşleri İbrahim?i de alarak Çevre Yolu yakınında bulunan kendilerine ait bahçeye gelmesiyle başladı. Bahçeye Aziz Yıldız?ın yakınları da gelerek burada piknik yapmaya başladılar. Kurban etleri pişirildi aileler güzel bir bayram tatili geçirmek için o gün burada bir araya geldiler. Öğle saatlerinde bir ara İlker kardeşi Havva?yı yanına alarak yolun karşısındaki bakkala gitmek istedi. Diğer ailelerin çocukları ile birlikte yolun karşısındaki bakkala şeker almaya giden çocuklardan bazıları ailelerinin yanına döndü.
SON OLARAK İKİ KARDEŞ DÖNMEK İSTEDİ
Yolun karşısındaki bakkaldan alışveriş yapan çocuklardan İlker ile kardeşi Havva ailesinin bulunduğu bahçeye dönmek için karayolunun karşı şeridinden geçerek, buradan ailelerinin yanına ulaşmaya çalışırken Samsun istikametinden gelen otomobili fark edemediler. İki kardeş tam yolu geçmişken hızla gelen ve (İddiaya göre) hiç hızını kesmeyen otomobil iki kardeşe birden çarptı. Çarpmanın şiddeti ile iki kardeş yolun kenarına savruldu. Ailelerin gözleri önünde yaşanan feci olay üzerine olay yerine gelen polisler ve sağlık ekipleri kazada ağır yaralanan Havva Yıldız?ı ambulansla hastaneye sevk ederken oracıkta can veren İlker için yapılacak bir şey olmadığı için cansız bedeni gazete kağıtlarıyla kapatıldı. Kazayı bire bir gören baba Aziz Yıldız, anne ve yakınları sinir krizleri geçirirken, kaza yerine gelen polisler gerekli işlemleri yaparken sürücü gözaltına alındı.
SÜRÜCÜ BİR GÜN BİLE TUTULMADI
Talihsiz kaza sonrasında kaza yerindeki işlemlerin ardından sürücü 06 AYM 23 plakalı otomobilin sürücüsü Nazif Şalvarlı, trafik polisleri Mustafa Demirbaş ve Alaeddin Güneş?in tuttuğu ??Yaralamalı ve maddi hasarlı?? başlıklı tuttuğu kaza yeri tutanağında, (1 olay yerinde, diğeri hastanede olmak üzere 2 kişinin ölmesine rağmen) Kazada ölen çocukların Uluslar arası karayolları kanunun 68?nci maddesini ihlal ettikleri Sürücü Nafiz Şalvarlı?nın bu konuda kural ihlali yapmadığı, olay yerindeki fren izinin 19 metre 66 santim olduğu belirtilmesi ve bu raporla birlikte şüpheli, Kırıkkale 2. Sulh Ceza Mahkemesine sevk Edildiği?nin belirtilmesi üzerine ilgili Hakim bu rapora istinaden şüpheliyi 2010/115 sorgu sayılı zaptı ile serbest bıraktı.
ESAS HUKUK SAVAŞI BUNDAN SONRA
Şüphelinin serbest kalmasından 3 gün sonra çocukların babası Aziz Yıldız, Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığına iki çocuğunun ölmesine rağmen sürücünün serbest bırakılmasına isyan eden bir dilekçe verdi. Kişinin tutuklanmasını istedi. Aziz Yıldız?ın dilekçesinden 1 gün sonra Savcılık talimatı ile yeniden olay yerinde keşif yapıldı. İnceleme sonucunda aynı gün tutulan ve 4 sayfadan oluşan ve olay yerinin de fotoğraflarının yer aldığı raporda ilgili ayrıntılara yer verildi. (havanın açık, görüş mesafesinin 400 metre, refüj kenarındaki çocuklara her hangi bir ikaz yapmadığı, yoluna tedbirsiz biçimde devam ettiği vs) gerekçelerle sürücünün kazada 2. dereceden kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, rapor krokisinde fren izinin ilk tutanakta olduğu gibi 19 metre değil 29 metre 6 santim olduğu yönünde rapor tanzim edildi.
OLAY YERİ İKİNCİ KEZ İNCELENDİ
Bu rapordan sonra Eziz Yıldız, tekrar Kırıkkale Sulh Hukuk Mahkemesine uzman bilirkişi aracılığı ile yeniden tespit yapılması için müracaat etti. Aynı gün 2. Sulh Hukuk Hakimi ve yine uzman trafik polisleri ve birde makine mühendisi bilir kişi ile birlikte olay yerinde tekrar bir inceleme ve tespit yapıldı. İncelmeyi yapan hakim, trafik polisleri ve bilirkişinin 07.12.2010 tarihli raporuna göre Kazanın oluşumunda ölen 2 çocuğun birinci derece, yani yüzde 60 oranında kusurlu olduğu, sürücünün ise Trafik Kanunun Kusurlar yönetmeliğinin 1-a-b kuralını ihlal ettiğinden, 2. derecede, yani yüzde 30 kusurlu olduğu, Karayolları kanunun 7-a kuralının ihlal ettiğinden de karayollarının 3. derece yani yüzde 10 kusurlu olduğu yönünde kanaat ve sonucuna varıldığı yönünde tutanak tanzim edildi. Bu raporlardan sonra savcılık 2. Sulh Hukuk Ceza Mahkemesine tutuklama istemiyle dava açmasına rağmen hakim tarafından sürücü tutuklanmayarak, savcılığın talebini reddetti.
SÜRÜCÜ İÇİN DAVA AÇILMASINA KARAR VERLDİ
Bu defa Cumhuriyet Savcısı Mehmet Kaygın tarafından Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesine 08.12.2010 tarihinde 2010/9135 sayılı soruşturma, 3136 esas sayılı dosya ekleri ile birlikte şüpheli sürücünün tutuklanması talebi ile yargılanması için Türkiye Cumhuriyeti kanununun ilgili maddeleri uyarınca dava açılması için yapılan başvuru kabul edildi. Bu dava devam ederken kaza yeri tutanağı tutan Trafik polisleri Mustafa Demirbaş ve Alaeddin Güneş?in de yargılanması için izin istendi. Trafik Polisleri konuyla ilgili soruşturma kapsamında ifade verdiler. İddiaya göre trafik polisleri ikinci rapor üzerine raporda belirtilen (Kilometre. Fren izi vs) rakamların sehven yazıldığını itiraf ettiler.
1 YIL 8 AY HAPİS CEZASI PARAYA ÇEVRELDİ
Baba Yıldız?ın mahkeme safahatı ile bilgi edinmek için çabaları sonuç vermedi. Bu arada otomobil sürücüsü Nazif Şalvarlı hakkında Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesince açılan dava sürerken Şalvarlı?nın Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde verdiği ifade sonucunda Mahkeme Şalvarlı?nın 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak iyi halinin göz önünde bulundurularak, madunların zararlarını karşılamış olmasının göz önünde bulundurulması gerekçesi ile cezayı 1 yıl 8 aya indirdi. İlk vicdanları sızlatan bu karardan sonra aile ikinci kez yıkıldı. Hiç görmedikleri ve tanımadıkları otomobil sürücüsü hakkındaki mağduriyetlerinin giderildiğini dair karar aileyi şok etti.
DAVA SÜRECİ BUNDAN SONRA BAŞLADI
Talihsiz kaza Yeri tutanağının düzeltilmesinden sonra, baba Aziz Yıldız?ın Bölge İdare Mahkemesine yaptığı başvurudan sonra Bölge İdare Mahkemesinin 20.07. 2011 tarih 21 karar nolu kararında valilik kararının iadesine soruşturma iznin gereğinin yapılmak üzere örneğinin Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine oy birliği ile karar verildi. Bölge İdare Mahkemesinin polislerin yargılanması için izin vermesinden sonra polisler hakkında Cumhuriyet Savcılığınca dava açıldı. Dava sürecinin başlamasından sonra davacı Aziz Yıldız?ın dava konusunda bilgi edinme başvuruları geri çevrildi.
İŞTE İBRET ALINMASI GEREKEN OLAY
İki çocuğun öldüğü kazaya karışan 06 AYM 23 plakalı otomobilin sürücüsü Nazif Şalvarlı?nın iddiaya göre ağabeyi Hüseyin Şalvarlı?nın polis memuru olması nedeniyle kaza yeri tutanağı taraflı tutuldu. Raporun sehven hatalı yazıldığı belirtilmesine, (İlk raporda hızın 67 kilometre olarak gösterildi) sürücünün kaza sırasında 110-120 kilometre arasında hız yaptığını itiraf etmesine rağmen hakkında Ankara Ağır Ceza Mahkemesince önce 2 yıl hapis, sonrasında mağdurların mağduriyetinin giderilmesinden dolayı (Böyle bir şey olmamasına rağmen) ceza 1 yıl 8 aya indirildi. Ceza daha sonra tecil edildi.
TRAFİK POLİSLERİNİN AKIBETİ NE OLDU?
Küçük çocukların feci şekilde can vermesiyle sonuçlanan kazaya karışan 06 AYM 23 plakalı otomobilin sürücüsü Nazif Şalvarlı?nın bir gün bile gözaltında kalmasına engel olan ve taraflı tutulduğu ve sürücüyü büyük oranda suçsuz gösterdiği ileri sürülen Kaza yeri tutanağını tutan polis memurlarından Alaeddin Güneş hakkında açılan davadan yaklaşık 6 ay sonra 23 Eylül 2011 tarihinde Cuma günü Çankırı Bloklarındaki evinde beylik tabancası ile eşini ve çocuklarını vurarak öldürdükten sonra kafasına sıktığı kurşunla intihar etti. İki çocuğun öldüğü kaza yeri tutanağında imzası bulunan ikinci polis memuru Mustafa Demirbaş ise 18 Şubat 2012 tarihinde Cuma günü yaşanan tipi sırasında çocukların öldüğü yol güzergâhında trafik akışını sağlamak üzere görev yaparken bir TIR?ın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Bu üç olayın da Cuma gününe denk gelmesi, ilahi bir takdir mi?, yoksa mucizevi bir tesadüf mü? Takdiri okuyucularımızın...
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —